Piyasalara beklenti lazım

İsrail-Filistin savaşının yayılma riskinin zayıflaması piyasalardaki baskıyı biraz da olsa hafifletti. Ancak yine de tedirginlik korunuyor. İç ve dış piyasaların gündemleri farklı. İçeride Merkez’in kararlarına bağlı olarak tahvil faiz oranlarındaki yükseliş odukça dikkat çekici. Zira bugünlerde son 20 yılın en yüksek seviyeleri test ediliyor.

Haberin Devamı

YILIN son aylarına girildi. İç ve dış piyasalarda temkinli bir görünüm var. Gündemin zorlaşması ve özellikle Ortadoğu kaynaklı gelişmeler piyasaları dalgalandırdı. Son günlerde savaşın şiddetinde bir azalma görülmesi ve yaygınlık riskinin zayıflaması bu yöndeki baskıyı biraz hafifletti. Ancak dip not olarak ekleyelim; savaşın bölge ülkelerini de içine alacak şekilde yayılma durumu söz konusu olursa piyasalar yine gerilecektir. İç ve dış gündemde farklılaşma var. İçeride TCMB faiz artırımlarına bağlı olarak özellikle tahvil faiz oranlarındaki yükseliş oldukça dikkat çekici. Gösterge tahvil faiz oranları son 20 yılın en yüksek seviyelerini test ediyor.

EKONOMİ YÖNETİMİ KARARLI

TCMB’nin yüksek enflasyon ile mücadele için yüksek faiz ve parasal sıkılaşmaya gitmesine rağmen döviz kurları ve enflasyonda beklenen düşüş henüz yok. Ekonomi yönetimi mevcut politikayı sürdürmekte kararlı. Bu politika iç ve dış finans çevrelerinden olumlu tepkiler de aldı. Bunun sadece övgü aşamasında kalmayıp yatırıma dönüşmesi piyasalar için çok önemli olacak. Henüz sermaye girişi yönünden somut bir gelişme görülmüyor. Yabancı finans çevrelerinin bakışındaki değişimi Türkiye’nin gerileyen risk priminden (CDS) görmek mümkün. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ABD, Avrupa ve Körfez ülkelerindeki yoğun görüşmelerinin devam ettiği bir süreçte İsrail-Hamas savaşı patlak verdi. Savaş ortamının Türkiye’ye yabancı sermaye bakışını ne ölçüde etkilediğini biraz daha gözlemlemek gerekecek. Yabancı desteği olmayan Borsa İstanbul’da ise çıkış hareketleri yine yerli yatırımcının desteğine kalmış görülüyor.

Haberin Devamı

Dış borsalardaki tepki yükselişlerinin zayıflaması, para girişlerinin yetersiz kalması, beklenti ihtiyacını karşılayacak yeni gündem eksikiliği, tansiyon düşse de Ortadoğu’da devam eden savaş ortamı, 09/2023 dönem bilanço beklentilerinin bitmesi, TCMB faiz artırımlarıyla tahvil ve piyasa faiz oranlarındaki yükseliş Borsa İstanbul’daki tepki çıkışını zayıflatan gelişmeler olarak sayılabilir.

Piyasalara beklenti lazım

Haberin Devamı

FAİZ ARTIŞI ETKİSİ

Sayılan etkenlerden faiz artışına ayrı bir önem atfetmek yerinde olacak. Borsanın lokomotiflerinde banka hisselerindeki satıcılı seyir dikkat çekici. TCMB faiz artışı sonrası tahvil faizlerindeki yükseliş aynı zamanda banka portföylerinde bulunan tahvillerin değerini olumsuz etkileyen bir durum. Ayrıca faiz artışları; Bankaların kaynak maliyetlerinin artması, geniş ölçekte ise daha zayıf büyüme ve düşük şirket kârlılıkları demek. 09/2023 dönemi bilançoların yayımı 9 Kasım perşembe akşamı itibarıyla tamamlandı. Bilançolar genelde beklentilerden daha iyi.

Fakat hisse fiyatlarında piyasa şartları nedeniyle aynı performansı görmek mümkün olmadı. TCMB tarafından açıklanan parasal verilere göre 3 Kasım ile biten haftada yabancı yatırımcılar hisse senetlerinde 85.7 milyon dolarlık alım yaptılar. Son beş haftalık satıştan sonra düşük montanı olsa da alım yapmaları kayda değer bir gelişme. Yabancıların tahvil bonodaki alımları ise 27.2 milyon dolar oldu. TCMB brüt rezervleri ve bankalar yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatında artış sürerken kur korumalı mevduat (KKM) aynı hafta 86 milyar TL düşüşle uzun süre sonra 3 trilyon TL’nin altına geriledi. Parasal büyüklüklerde yüksek faiz nedeniyle KKM’deki erime dışında çok belirgin bir değişim bu aşamada görülmüyor. İç piyasalarda temkinli görünüm korunuyor.

Haberin Devamı

DIŞ PİYASALARDA VERİ YAĞMURU

DIŞ ekonomik gündemde önümüzdeki hafta deyim yerindeyse veri yağmuru bekleniyor. Sonuçlarına göre piyasa üzerinde etkili olabilecek veriler de var. Euro Bölgesi ve Japonya’da büyüme (GSYH); ABD, Euro Bölgesi, Almanya, Fransa, İtalya’da enflasyon verileri açıklanacak. Özellikle ABD ve Euro Bölgesi enflasyon verileri; ABD ve Avrupa Merkez bankalarının faiz kararlarında ‘tamam mı, devam mı’ tereddütlerinin yaşandığı bir dönemde daha fazla dikkate değer olacak. Son Fed toplantısından sonra Başkan Powell, ‘Faiz artırımında temkinli olacağız, sürecin sonuna yaklaştık’ mealinden sözler etmiş, bu durum piyasalarca olumlu algılamıştı. Ancak geçen hafta aynı Powell, “Yeterince kısıtlayıcı duruş gösterdiğimizden emin değiliz, gerektiğinde daha fazla sıkılaşma yapmaktan çekinmeyeceğiz” dedi. Şahin bulunan bu açıklama dış piyasalardaki olumlu algıyı zayıflattı ve ABD başta olmak üzere dış borsalarda satışlar görüldü.

Haberin Devamı

Piyasalara beklenti lazım

ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMALAR

Avrupa Merkez Bankası Yönetim Konseyi üyesi Francois Villeroy de Galhau ise, Avrupa Merkez Bankası’nın daha fazla şokla mücadele etmek zorunda kalmadığı sürece faiz oranlarını artırmayacağını söyledi. Fed’in uyguladığı para poltikasında başarılı olmasının nedenleri arasında piyasalar ile sağlıklı iletişim kurması ve öngörülebilirlik hep takdir aldı. Bu açıdan sözlü yönlendirmeleri de etkili oldu. Ama son dönemdeki çelişkili açıklamalar bu görünümü sekteye uğrattı. Bununla birlikte faizlerin en azından bir süre bu seviyelerde kalacağı konusundaki piyasa algısının korunduğu söylenebilir. Bunun referans noktaları ise düşüş eğilimindeki enflasyon ve özellikle Almanya ile Euro Bölgesi’nde yavaşlayan ekonomik görünüm. Geçtiğimiz günlerde Almanya ve Euro Bölgesi’nde son çeyrekte küçük oranda da olsa eksi büyümeler görüldü (%-0.1). İsrail-Hamas savaşına rağmen enflasyonda tedirginliğe neden olacak şekilde petrol fiyatında bir yükselme görülmemesi bu açıdan iyi bir gelişme.

Haberin Devamı

PETROL FİYATINDA DÜŞÜŞ İVME KAZANDI

ORTADOĞU’da savaşın şiddetini kaybetmesi ve talepteki düşüş endişelerine ek olarak ABD ham petrol stoklarındaki artış, Fed kaynaklı “şahin” mesajlar, Çin imalat verilerindeki gerileme, OPEC’den “Önümüzdeki toplantılarda gereği yapılacak” şeklindeki açıklamalar etkili oldu ve petrol fiyatlarında düşüşü beraberinde getirdi. Ancak cuma günü sert düşüş hafif tepki çıkışıyla karşılaştı. Brent petrol tekrar 80 doların üzerine çıktı. Enflasyona duyarlılığın arttığı bir dönemde petrol fiyatları yakından takip edliyor. Petrol ithalatçısı konumundaki Türkiye için de bu durum cari işlemler dengesi ve petrol faturası açısından önemli. Savaş yayılmazsa petrol fiyatları bir süre daha düşük seyrini koruyabilir.

Piyasalara beklenti lazım

BORSA TEPKİ ÇIKIŞI ZAYIFLIYOR

BORSADA görülen tepki yükselişi direnç seviyelerinde satışla karşılaştı. İlk destekler 7.740-7.700 seviyelerinde görülürken sonraki destekler 7.500 ve 7.300 seviyelerinde. Yükselişin devamı halinde verilecek dirençler ise 7.940-8.000 seviyelerinde bulunuyor. Tepki çıkışının devamı için 8.000 seviyesi geçilmeli. Bu durumda sonraki dirençler 8.250 ve 8.560 seviyelerinde olur. Endekste destek noktalarında tepki alım denemeleri görülse de güç kazanması olasılığı zayıf.

ALTIN 2 BİN DOLARDAN DÖNDÜ

İSRAİL-Hamas savaşında tansiyonun düşmesine bağlı olarak güvenli liman ihtiyacının azalması altının ons fiyatında düşüşe neden oldu. Dolardaki değer kazanımı ve ABD tahvil faizlerindeki düşüşün yerini çıkışa bırakması, altın fiyatlarındaki gevşemeye katkı yaptı. Bununla birlikte ABD ve Avrupa merkez bankalarının faiz artırım süreçlerinin sonuna gelindiği görüşü korunursa altın fiyatındaki gerilemenin derinlik kazanmasını beklememek gerekir. 1.920-1.900 dolar seviyeleri önemli bir çıpa olarak görülüyor.

Piyasalara beklenti lazım

Gram/TL fiyatında ise 1.770 ve 1.720 öne çıkabilecek tutunma noktaları olarak takip edilebilir. Piyasaların önemli bir referans olarak aldığı ABD tahvil faiz oranlarında tepki yükselişi görülse de düşüş eğilimi korunuyor. ABD 10 yıllık bono faiz oranı yüzde 4.50’nin altını test etmişti, tekrar yüzde 4.60’ı geçti. Bu gelişmeler dolar ve Euro üzerinde küçük dalgalanmalara neden oldu. Euro zayıfladı, dolar değer kazandı. Euro/dolar paritesi 1.07’nin altına çekilirken dolar endeksi 106’ya yaklaştı. Fed’in faiz politikası tekrar yönünü yukarı çevirmedikçe ABD tahvil faizlerinde bir süre daha düşüş eğiliminin korunması beklenebilir. Bu durum dış finansman arayışındaki Türkiye için iyi bir gelişme.

Yukarıda yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, yatırımcı profilinize uymayabilir. 

Yazarın Tüm Yazıları