Paylaş
YILIN son günlerine piyasalar kararsız giriyor. Borsa İstanbul’daki zayıf görünüme karşılık tahvil faiz oranlarıyla dolar/TL kurunda yükseliş, Euro/TL’de yatay görünüm hakim. Döviz kurlarında dış piyasalardaki parite hareketlerinin etkileri gözleniyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirim beklentilerine Suriye kaynaklı gelişmelerin de eklenmesiyle sert yükseliş gösteren BIST100 Endeksi, gelen satışlarla tekrar 10.000 seviyesinin altına çekildi. Bu görünümde; beklentilerin fiyatlanması sonrası piyasayı taşıyacak yeni gündem oluşturulamaması, TCMB’den faiz indirim beklentisinin 250 baz puan yerine 150 baz puana gerilemesi, risk iştahındaki azalma ve dış borsalardaki düşüşler etkili oldu. Biraz da Suriye konusunda “bekle gör” moduna geçilmesi katkı yaptı. Bu meyanda borsada işlem hacminin tekrar 100 milyar TL barajının altına çekilmesi ve ilginin azalmasıyla “Çıkamayan borsa düşer” izlenimi öne çıktı.
FED-TCMB ETKİLEŞİMİ NE OLUR
İç piyasalar, 26 Aralık Perşembe günkü yılın son TCMB toplantısını ve faiz kararını bekliyor. Beklentiler 150 baz puanlık indirim olacağı şeklinde. Toplantı metni de ileriye yönelik projeksiyonlar açısından önemli olacak. Kasım enflasyonu beklentilerin ve yüzde 2’nin üzerinde gelince, faiz indiriminde 250 baz puanlık hedef yerini 150’ye bıraktı. Enflasyonun yıllık bazda yüzde 47.09’a çekilmesi faiz indirimi için bir alan tanıyor. Ayrıca ekonomideki yavaşlama emareleri can suyu vermek açısından faizde bir hamle yapılması ihtiyacını ortaya çıkardı. Eğer beklendiği gibi 150 baz puanlık bir indirim gelirse bu şekliyle ekonomiyi canlandıracak bir hamle olmayacak belki ama bir bakıma niyet beyanı gibi okunacak.
2025 yılı için enflasyon beklentileri yüzde 21-25 arasında değişiyor. Bu durumda TCMB’nin faiz indirimi için kullanacağı marj daha da açılmış olacak. Diğer yandan, son Fed toplantısının ardından 2025 yılında Fed’in faiz indirimlerinin devamı konusunda ciddi tereddütler oluşması, TCMB’nin faiz kararlarını ne ölçüde etkileyecek? Bir de bu mesele var. Bu aşamada ciddi bir etkisinin olacağını beklemek fazlaca karamsarlık olacak. TCMB ve Fed arasında yüzde 50 ile yüzde 4.50 gibi ciddi bir faiz farkı var. Ayrıca beklentiler farklı ve her iki ekonominin kendine has şartları söz konusu. Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine devam edeceği beklentisi hakim.
FAİZ İNDİRİMİ NEYİ GETİRİR
TCMB faiz düşürürse ne olur sorusuna bir cevap aramak gerekirse, sonuçlarını kısa dönem ve uzun dönem diye ayırmak yerinde olacak. 26 Aralık’ta 150 baz puanlık indirim gelirse zaten beklenti ve fiyatlama dahilinde olacağı için aşırı bir dalgaya neden olması zor. 2025 yılında faizle ilgili adımların devamının gelip gelmeyeceği daha çok önem kazandı. Bunu enflasyonun seyri belirleyecek. Kabaca yapılan hesaplar enflasyon ayda yüzde 2 artarsa, yıllık yüzde 24’ün biraz altı veya biraz üzeri olabilir minvalinde. Bu açıdan bakılınca TCMB’nin mevcut faizi oldukça yüksek kalıyor ve tasarruf sahibine ciddi bir reel kazanç sağlıyor.
Faiz düşünce bu marj daralacak ama bu durumda döviz kurlarını bu seviyelerde tutmak mümkün olacak mı? Kur geçişkenliğine bağlı olarak enflasyon ile mücadele sekteye uğramaz mı, enflasyonda düşüş durursa faiz indirimlerine devam edilebilir mi gibi birbirini tetikleyen sorular akla geliyor. Bunu şimdilik zamana bırakıp 2025 yılında geçekleşmeleri görmek yerinde olacak diyelim.
REZERVLERDE REKOR
HAZİRAN 2023’ten bu yana uygulanan ekonomik program enflasyon konusunda henüz beklenen sonucu sağlayamadı. Hatta enflasyon programının başladığı noktadan daha yukarıda bir yerde. Ancak, Türkiye’nin risk primi (CDS), kredi notları ve TCMB rezervleri açısından çok belirgin bir iyileşme sağlandı. Türkiye’nin 5 yıllık CDS primi 250 seviyelerine gerilerken kredi derecelendirme kuruluşlarından art arda not artırımları geldi.
En belirgin toparlanmalardan biri ise TCMB rezervlerinde oldu. 13 Aralık ile biten haftada; TCMB brüt rezervleri bir önceki haftaya göre 4 milyar dolarlık artışla 163.5 milyar dolara çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Aynı hafta, yabancı yatırımcılar 318 milyon dolarlık hisse senedi alırken 243 milyon dolarlık tahvil bono satışı yaptılar. Son haftalarda yabancı yatırımcıların hisse hareketleri bir hafta alım, sonraki hafta satış şeklinde ilerliyor. 13 Aralık haftasında, hafta kur korumalı mevduatta (KKM) düşüş sürdü ve 1.7 trilyon TL’nin altına çekildi.
Yurtiçinde yerleşiklerin bankalar döviz mevduatında, 1.4 milyar dolarlık artışla 164 milyar dolar yükseliş görüldü. Döviz mevduatı ocak ayında 175 milyar dolardı. Yüksek faize bağlı olarak TL’ye ilgi devam ediyor.
TCMB rezervlerinin toparlanmasında bu ilginin ciddi katkısı var elbette. Yüksek faiz ve değerli TL’nin ekonomi ve ihracatçı üzerindeki etkileri olayın bir başka yönü elbette. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç’in “Son bir sene içinde resmi enflasyon ile sepet kur artışı arasında yaklaşık 35 puanlık bir fark oluştu. Bu büyüklükteki bir makası değil Türkiye, hiçbir ülke sanayicisi hazmedemez, yönetemez” açıklaması bu noktada kayda değer.
Son açıklanan ödemeler dengesi tablosuna göre; ocak-ekim döneminde cari açık 7.6 milyar dolara gerilerken yabancı yatırımcıların tahvil bonoda 36.1 milyar dolarlık alım, hisse senetlerinde 2.6 milyar dolarlık satış yaptıkları görülüyor. Yabancı yatırımcıların önümüzdeki dönemde hisse senetlerine tekrar dönüş yapıp yapmayacakları Borsa İstanbul’un seyri açısından oldukça önemli olacak. 20 Ocak’ta Trump’ın göreve başlamasıyla ABD-Türkiye ilişkilerinin nasıl şekilleneceği ve Suriye konusunun yabancıların Türkiye’ye yatırım açısından bir değişime neden olup olmayacağı veya ne ölçüde olacağı yakından takip edilecek.
BORSADA ÇIKIŞ HAREKETİ ZAYIFLIYOR
Borsada son günlerde görülen düşüş derinlik kazandı ve kasım ayının ilk haftasından bu yana başlayan çıkış trendinin altına salınım gösterdi. ‘Trend yoksa güç yoktur’ savından hareketle tekrar destekler ve tutunma noktaları izlenmeye başladı. Destekler 9.630-9.570 ve 9.400-9.250 seviyelerinde bulunuyor. Olası tepki alımlarında ilk dirençler 9.900-10.000 seviyelerinde. Endeksin güç kazanması için ilk aşamada 10.000 seviyesi geçilmeli. Sonraki dirençler ise 10.160 ve 10.250 seviyelerinde bulunuyor. Endekste destek noktalarında tepki alım denemeleri görülebilir. Ancak direnç seviyelerinde satışla karşılaşma olasılığı yüksek.
FED’DEN ŞAHİN MESAJLAR
DIŞ piyasalar 18 Aralık’taki Fed toplantısı ve faiz kararını fiyatlıyor. Fed beklendiği üzere faiz oranını 25 baz puan indirerek yüzde 4.50 seviyesine çekti. Toplantı metni ve Fed Başkanı Powell’ın açıklamaları ise oldukça “şahin” bulundu. Fed üyeleri, 2025 yılı için 4 yerine 2 faiz indirimi beklerken 50 baz puanlık düşüşe işaret ettiler. Powell, ekonominin iyi durumda olduğu, enflasyondaki düşüşün belirsizlikler içerdiğinden bahisle “nötr faize daha yakın olduklarını, önümüzdeki dönemde faiz indirimi konusunda dikkatli ve ihtiyatlı olacaklarını” söyledi. Açıklamaların ardından ABD başta olmak üzere dış borsalarda satışlar hız kazanırken ABD tahvil faizleri yükseldi, dolar değer kazandı, Euro ise dolar karşısında zayıflamaya devam etti.
Bu gelişmelere bağlı olarak altın ve gümüş fiyatlarında düşüş ivmelendi. Petrolde ise gevşeme sürdü. Fed toplantısından ciddi darbe alan bir diğer yatırım aracı kripto paralar oldu. Bitcoin 108 bin dolardan 93 bin dolar seviyelerine kadar geriledi. Haftanın son günü tekrar 99 bin dolara test etti. ABD 10 yıllık tahvil faiz oranı yüzde 4.53, dolar endeksi 107.62, Euro/dolar paritesi 1.0429, altının ons fiyatı 2.622, brent petrol 72.64 seviyelerinden haftayı kapattı.
Cuma günü ABD’de kişisel tüketim ve gelirler ile PCE fiyat endeksinin beklentilerin altında kalması haftanın kapanışında borsalarda tepki alımlarına neden olurken diğer parametrelere de yansıma gösterdi. Tahvil faizleri hafif gevşedi, dolar bir parça zayıfladı, altın fiyatlarında ise biraz toparlanma görüldü. Trump’ın seçilmesiyle; ABD ekonomisindeki büyümeye bağlı olarak, enflasyonun ve bütçe açıklarının artacağı, buna bağlı olarak Fed’in faiz indirimlerinin zorlaşacağı zaten beklenen bir durumdu. Fed son toplantı ile bu beklentiyi öne çekip adını koymuş oldu.
Son gelişmelerle bir ‘Euro bir dolar olur mu’ tartışmaları tekrar harlandı. Bu yöndeki beklentiler ağırlık kazandı. Hatta bir Euro’nun bir doların altına çekilebileceği konusunda görüşler de dillendirilmeye başlandı. Yaşananlar Fed’in piyasalar için ne kadar önemli bir referans olduğunu bir kere daha gösterdi. Fed Başkanı Powell’ın açıklamaları piyasa dengelerini değiştirirken “ABD nezle olursa” diye başlayan sözü tekrardan hatırlattı. Euro’daki zayıflama ve Euro Bölgesi ekonomisindeki durgunluk, o bölgeye önemli ticareti olan Türkiye ekonomisi açısından tahmin edileceği üzere iyi bir haber olmayacak. Borsa İstanbul, dış piyasalardaki gelişmelere uzun süredir duyarsızdı. Ancak son Fed toplantısının ardından daha duyarlı hale gemeye başladı.
Yukarıda yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, yatırımcı profilinize uymayabilir.
Paylaş