İkinci Trump dönemi piyasaları nasıl etkileyecek

Piyasalar bir süredir ABD başkanlık seçimine odaklanmıştı.

Haberin Devamı

Dün itibarıyla seçim sonuçları netlik kazandı ve Trump ABD’nin 47. Başkanı oldu. Diğer önemli ayrıntı, seçim sürecinin olaysız tamamlanması oldu. Seçim öncesi her iki adayın anketlerde başa baş görülmesi, 2020 seçimine atıfla bir gerginlik olabileceği, hatta seçimin sonucunun netleşmesinin zaman alacağı yorumlarına neden olmuştu. Seçim sonucunun Trump adına net bir galibiyet göstermesi bu yöndeki beklentileri de boşa çıkardı. Bir gerginlik durumu piyasaları da gerebilirdi. Piyasaların Trump’ın seçilmesine ilk tepkisi olumlu oldu. Borsalarda ve ABD tahvil faiz oranlarında yükseliş, ABD dolarında değerlenme, Euro’da zayıflama görüldü. Tahvil faizlerindeki yükseliş ve dolardaki değerlenme ile seçim belirsizliğinin güvenli liman ihtiyacını azaltması doğal olarak altın fiyatına kâr satışı olarak yansıdı. Bazı emtia fiyatlarında hafif düşüşler görüldü.

Haberin Devamı

Trump’ın seçilmesi sonrası piyasa fiyatlamalarının iki temeli var. İlki, Trump’ın geçmiş dönem başkanlık sürecindeki icraatları, diğeri ise son seçim vaatleriydi. Bilindiği üzere, Trump büyüyen bir ekonomi modeli uygulamış ve son seçim vaadi olarak da bunu dillendirmişti. Bu açıdan hisse senetleri piyasası olumlu tepki verdi ve borsalarda yükselişler görüldü. ABD ve Avrupa borsaları seçimi tarihi zirvelerine yakın bir noktada karşıladı. Bu açıdan önümüzdeki günlerde büyük ralliler beklemek fazlaca iyimserlik olacak. Ancak çıkış hareketinin bir süre daha devamı beklenebilir.

GEÇMİŞTE POWELL’I TEHDİT ETMİŞTİ

Diğer yandan, ABD Merkez Bankası (Fed) kararlarına nasıl yansıyacağı en fazla merak edilen konular arasında. Fed’in bugünkü toplantısında 25 baz puanlık faiz indirimine gitmesine kesin gözü ile bakılırken aralık toplantısı için de faiz düşüşü beklentiler arasına girdi. Sonraki aylarda faiz indirimini ise önemli ölçüde enflasyon belirleyecek. Zira büyüyen ekonomi talebin canlanması demek. Ayrıca bütçe açığının artması demek. Bu iki olasılık enflasyonu tekrar yukarı çekebilir. Bu durumda Fed’in faiz indirimleri konusunda eli çok rahat olmayacak. Seçim sonrası ABD tahvil faizlerinin yükselmesinin sebebi bu yüzden. Faiz yüksek kalırsa dolar da değerli olmaya devam edebilir. Piyasaların mevcut olan iyimserliğinin kaynağında ABD ve Avrupa merkez bankalarının faiz indirimleri önemli paya sahip. Bu yöndeki bir tereddüt veya duraksama piyasalar için olumlu bir projeksiyon imkanı vermeyecek. Fed faiz oranındaki düşüşün durması ve tahvil faizlerindeki yükseliş hem piyasalar hem de küresel ekonomi için baskı unsuru olarak görülebilir. Jeopolitik bir gelişme olmaz, güvenli liman ihtiyacı ortaya çıkmaz ise altın fiyatının da baskı altında kalması olasıdır.

Haberin Devamı

Trump ile Fed Başkanı Powell’ın diyaloğunun nasıl olacağı konusu da önemli. Geçmişte aralarının iyi olduğu pek söylenemez. Powell’ı görevden almak ile tehdit etmişti. Trump düşük faizli bir Fed vaat etse de şartlar uygun değilse Powell buna uymayabilir.

BİR PARANTEZ DE TÜRKİYE’YE

Bilindiği üzere, Euro Bölgesi ile Çin uzun süredir yavaş büyüme ve resesyon gibi sorunları aşmak için çabalıyor. Diğer bir önemli bakış yine Trump’ın korumacı ekonomiden yana olması. Hatırlanırsa Trump, Çin’e karşı ticaret savaşı başlatmış ve gümrük vergilerini artırmış, Çin’de üretim yapan ABD’li şirketleri geri çağırmıştı. Son aylarda ABD ve AB, Çin’den ithal edilen birçok ürüne karşı vergi artırımına gitti. Bilindiği üzere, pandemi sonrası hortlayan enflasyon ile mücadele için artırılan faizler küresel ekonomideki büyümeyi önemli ölçüde zayıflattı. Bunun üzerinde bir de Trump politikalarıyla gümrük vergileri ve korumacılık gelirse düşük büyümeli ekonomik görünümün devamı beklenebilir. Bu durumun petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarına düşüş yönlü etki etmesi muhtemeldir.

Haberin Devamı

Bir parantez de Türkiye için açmak gerekirse; Türkiye ağırlıklı olarak dolar borçlanıp Euro üzerinde ihracat yapan bir ekonomiye sahip. Dolardaki değerlenme ve buna karşılık Euro’daki zayıflama Türkiye açısından olumlu bir görünüm arz etmeyebilir. Zaman içindeki icraatları ve gerçekleşmeleri görmek gerekecek. Ortadoğu ile Rusya-Ukrayna’daki çatışma ortamını dikkate aldığımızda ikinci Trump iktidarının askeri ve siyasi politikaları ayrı ve önemli bir tartışma konusu elbette.

Yazarın Tüm Yazıları