Paylaş
TCMB’den gelen faiz artırım kararıyla iç piyasaların seyri değişmeye başladı. Mart enflasyonunu ve ay sonundaki yerel seçimleri beklemeden yapılan bu hamle, TCMB’nin enflasyonu düşürmek için ne gerekiyorsa yapacağı izlenimi verdi. Faiz artışı “piyasa dostu” bir adım olarak görülüp iyimserlikle karşılandı. TCMB ekonominin en temel kurumlarının başında gelir. Aldığı kararlar referans olarak kabul edilir. Bu bakımdan perşembe günkü kararını da ona göre değerlendirmek gerekecek.
TCMB faizinin yükselmesiyle; mevduat ve kredi faizlerinin de yükseleceğini, bu gelişmenin ise reel ekonomiyi yavaşlatacağını tahmin etmek zor değil. Faiz aynı zamanda bir maliyet unsurudur. TCMB çok doğru bir hamle ile faiz artırıp döviz kurlarını ve talebi zayıflatarak ekonomiyi soğutup enflasyonu kontrol altına almaya çalışırken diğer yandan maliyet enflasyonunu beslemiş oluyor. Yüksek faizle kur artışları ve talep üzerinde beklenen etkiler görülmez ise bu defa faiz, maliyet artışıyla enflasyona katkı yapan bir kalem haline de dönüşebilir. İlacın yan etkisi gibi. Ancak ABD ve Avrupa merkez bankaları yüksek faiz politikasıyla sonuç aldılar ve enflasyonu yüzde 9-10’lu seviyelerden yüzde 2.5-3’lü seviyelere kadar çektiler. Enerji ve gıda fiyatlarındaki düşüş de buna yardım etti. Bizde gıda ve enerjide daha farklı bir durum var.
Olayın makroekonomik tarafını bir yana bırakıp piyasa ve yatırım araçları tarafına bakmakta yarar var. Yatırım tercihlerinde perşembe günü itibarıyla çok radikal olmasa da yeniden bir değerlendirme yapılması olasıdır. Yerli yatırımcı açısından; enflasyona karşı tam koruma sağladığını söylemek zor ama mevcut faiz, daha ciddi bir alternatif haline gelmiş durumda.
YATIRIM TERCİHLERİNİ NASIL ETKİLER
Banka mevduat faiz oranları TCMB’nin faiz artırımlarıyla daha da yükselecek. Parasal sıkılaşma politikası gereği ekonomi yönetiminin tercihi de zaten bu yöndeydi. Bu durum yerli yatırımcıyı borsadan uzaklaştırır mı? Veya, yeni borsaya gelecek yatırımcının gelişini erteler mi? Risksiz yüzde 50-60 hatta bileşik faizde 60’ı aşan getiri varken borsada risk almak ne ölçüde cazip olacak?
Bütün bunları zamanla göreceğiz. Fakat belli ölçüde etkisi olacağını söylemek mümkün. Borsanın en ciddi rakibinin faiz olduğu konusunu geçtiğimiz yazılarımızda sıkça vurguladık. Benzer değerlendirme ve hesaplar döviz başta olmak üzere diğer yatırım araçları için de yapılacaktır. Olağan dışı bir gelişme olmazsa yüksek faizle dövizdeki hararetin biraz düşmesi beklenebilir.
YABANCI İÇİN DURUM FARKLI
Yabancı yatırımcı için ise durum farklı olabilir. Bir süredir yükselen enflasyon ile birlikte TCMB’nin 3-5 puan faiz artırması gerektiği konusunda yabancı yatırım bankalarından raporlar geliyordu. Bu gerçekleşti. Perşembe günü TCMB’nin faiz artırımıyla birlikte Borsa İstanbul’a gelen alım dalgasında yabancı yatırımcıların payının olması çok muhtemel. Ayrıca Türkiye’nin risk primindeki (CDS) düşüş yabancı finans çevrelerinin olumlu tepkisi ve kabulü olarak da görülebilir.
Yüksek faizle döviz kurlarının baskı altına alınması, dış piyasalarla iç piyasalar arasında oluşan ciddi faiz farkı “carry trade” uygulamaları için iyi bir zemin veriyor. Yabancı yatırımcıların seçim sonuçlarını da görmek istemelerini normal karşılamak gerekir. Seçim sonrası mevcut sıkı para politikasının devamı konusunda kararlı duruş mesajı, yabancı yatırımcıları ayrıca motive edebilir.
ÜÇ HAFTADIR SATIŞTALAR
TCMB verilerine göre 15 Mart ile biten haftada; hisse senetleri ve tahvil bonodaki yabancı yatırımcıların satışları sürdü. Haftalık satışları toplamda 226 milyon dolar oldu. Hisse senetlerinde beş, tahvil bonoda üç haftadır kesintisiz satış yapıyorlar. TCMB’nin faiz artırımı sonrasındaki tavırları daha yakından izlenecek.
Bizim bu noktadaki tahminlerimiz yatırımcı tarafına yönelik. İktisat biliminin ve piyasa işleyişinin gereği olarak yüksek faiz ortamının ekonomiyi ağırlaştıracağı konusundaki beklentilere katılıyoruz. En yakın örnek Avrupa ekonomileri. Yüksek faize bağlı olarak ekonomik görünüm zayıfladı. Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), ülke ekonomisinde ilk çeyrekte resesyon beklediğini duyurdu. Hatırlanırsa, 2023 yılında resesyondan kıl payı kurtulmuştu. Özetleyecek olursak; TCMB’nin faiz kararını piyasalar olumlu karşılarken Borsa İstanbul’da iyimserlik sürüyor. Yerel seçim öncesi son işlem haftası olması nedeniyle pozisyon ayarlamalarına bağlı olarak dalgalı seyir görülebilir.
DOLAR GÜÇ KAZANDI, EURO ZAYIFLADI
-Fed’den gelen son açıklamalar dış borsaların genelinde yükselişi destekledi. ABD 10 yıllık tahvil faiz oranı gevşeyerek yüzde 4.20’ye çekildi. Dolar değer kazanırken Euro zayıfladı. Dolar endeksi 104’ün üzerinde işlem görüyor, Euro/dolar paritesi 1.08’e geriledi. Bu durum altının ons fiyatına kâr satışı olarak yansıdı ve 2.166 dolara kadar çekildi. Powell’ın açıklamaları sonrası 2.222 doları görmüştü. Dikkatler altın fiyatında iken son günlerde değerli metallerden biri olan gümüş fiyatlarındaki hareketlenme de dikkatlerden kaçmadı. Onsu 26 dolara yaklaştıktan sonra bir miktar gevşedi. Çıkışın devamı için 26 doların üzerinde kalınması önemli olacak. Petrol fiyatındaki çıkış hareketi ise ivme kaybetti. Brent petrol 85 dolara geriledi. ABD ham petrol stokları, OPEC+ grubu ülkelerin üretim kesinti kararları, ABD dolarının değerindeki değişimler, küresel ekonominin seyri gibi gelişmeler fiyatlamaya konu olmaya devam ediyor.
BORSADA DİRENÇLERE DİKKAT
-Borsada kâr satışlarının ardından gelen tepki çıkışı sürüyor. İlk destekler 9.000 ve 8.700 olarak görülürken ilk dirençler 9.250-9.380 ve 9.450 seviyelerinde. 9.450 zirve olması açısından daha önemli. Çıkışın devamı için bu seviyenin üzerinde kalınması gerekecek. Bu durumda sonraki dirençler 9.600-9.650 noktalarında bulunuyor. Endekste tepki çıkışı devam etmekle birlikte direnç seviyelerinde kâr satışları görülebilir.
YUKARIDA YER ALAN BİLGİLER TAVSİYE NİTELİĞİ TAŞIMAYIP YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR, YATIRIMCI PROFİLİNİZE UYMAYABİLİR.
Paylaş