Paylaş
Piyasaların gündeminde enflasyon ilk sıralardaki yerini koruyor. Geçtiğimiz hafta açıklanan ABD enflasyon verileri (TÜFE-ÜFE) beklentileri aştı. Haziran ABD TÜFE’si yıllık yüzde 9.1 olurken beklenti yüzde 8.8, geçen ayki gerçekleşme yüzde 8.6 seviyelerindeydi. Son 41 yılın en yükseği olarak kaydedildi. ÜFE ise yüzde 10.7 beklenirken yıllık yüzde 11.3 olarak açıklandı. Hatırlanacağı üzere ABD Merkez Bankası (Fed) faiz artırımına mart ayında, varlık alımlarını azaltmaya (47.5 milyar dolar ile) haziran ayında başlamıştı. Faiz arttırımı ve likidite çekilişine rağmen enflasyon artış hızında düşüş olmadı, aksine hızlandı. ABD TÜFE verisi nisan ayında yüzde 8.3 idi. Merkez bankalarının parasal sıkılaşma politikaları talebin bastırılıp ekonomiyi soğutma tarafıyla ilgili bir hamle. Enflasyonun bir de arz yönü var. Rusya-Ukrayna savaşı, Çin’de tekrar baş gösteren ve Avrupa’ya da yayılan pandemiyle birlikte tedarik yollarındaki sıkıntılar arz yönünde henüz rahatlama olmadığını gösteriyor. Yüksek enflasyon biraz da kronikleşme ve müzminleşme eğilimi göstermeye başladı gibi. Talebi baskılamayı amaçlayan merkez bankalarının para politikalarının yanı sıra petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki sert düşüşlerin önümüzdeki dönemde enflasyon üzerinde etkilerinin görülmesi olasıdır. Yine de peşin hüküm vermek doğru olmaz, bekleyip görmek gerekir.
BEKLENTİLERİN ALTINDA KALDI
Diğer yandan yüksek enflasyon ile ilgili tedirginliği yansıtan açıklamalar ardı ardına gelmeye devam ediyor. ABD Başkanı Biden’dan, “ABD’de Haziran ayı enflasyonu kabul edilemez ölçüde yüksek, Fed’e enflasyonla mücadele konusunda gerekli alanı sağlayacağız” açıklaması geldi. ABD Hazine Bakanı Yellen, “ABD’de enflasyon yüksek seyretmeye devam ediyor ve bunu düşürmek yönetimimizin en önemli ekonomik önceliğidir”dedi. Enflasyon dışında ekonomide yavaşlama emareleri görülüyor. Fed’in Bej Kitabı temmuz sayısında, talepte yavaşlama belirtilerinin arttığı vurgusuyla bazı bölgelerde ise artan resesyon riskine ilişkin endişelere dikkat çekildi. IMF Başkanı Kristalina Georgieva ise, son göstergelerin zayıf bir ikinci çeyreğe işaret ettiğini belirterek, 2022 ve 2023 yılları için küresel ekonomik büyüme tahminlerinde daha fazla düşüşün öngörüldüğünü söyledi. Cuma günü açıklanan Çin’in ikinci çeyrek büyümesi beklentilerin altında kaldı. İkinci çeyrekte yüzde 1.00 büyüme beklentilerine karşılık yüzde 0.4 büyüme gerçekleşti. Bir yandan yüksek enflasyon ile diğer yanda durgunluk sinyalleri. Görünüm bu minvalde olunca dikkatler parasal sıkılaşma beklentileri artan merkez bankalarına çevrildi. 21 Temmuz’da Avrupa, 27 Temmuz’da Fed toplantıları var. Enflasyon verileri sonrası Fed’in bu ayki toplantıda 75 baz puan artırım olasılığı daha da güç kazandı, ayrıca 100 baz puan artış olasılığı gündeme geldi. Eylül toplantısında ise 75 baz puan artırım (%55) gelebileceği yönünde değerlendirmeler yapıldı. Avrupa Merkez Bankası’ndan 25 baz puan faiz artırımına kesin gözüyle balkırken 50 baz puan artırım gelirse de hiç sürpriz olmayacak. 21 Temmuz’da ayrıca TCMB toplantısı var. TCMB’nin düşük faiz politikası nedeniyle tavrı aylar öncesinden belli. Yüksek enflasyondan bağımsız, büyümeye öncelik veren politika nedeniyle faiz değişimi beklenmiyor. Temkinli görünümünü sürdüren piyasalar açısından bu ayın geri kalanı yine merkez bankalarının gölgelerinde geçecek gibi görünüyor.
PİYASALAR GARDINI ALIYOR
Yüksek enflasyon ve devamında merkez bankaların parasal sıkılaşma politikalarına piyasalar tepki vermeye devam ediyor. Çıkış trendlerini kaybeden ABD ve Almanya gibi öncü borsalarda satıcılı seyir ve düşüş eğilimi hakim. Zaman zaman görülen çıkış denemelerini tepki olarak değerlendirmek gerekir. En belirgin fiyatlama emtialarda görüldü. Sanayi, tarım, maden, enerji emtiaları ve kıymetli metaller (altın, gümüş) düşüşteler. Resesyon ve stagflasyon gibi ekonomik yavaşlama beklentileri fiyatlanıyor. Altının ons fiyatı uzun bir aradan sonra geçen hafta 1.700 doların altını test etti. Altın bu düşüşle birlikte 2021-2022 yılı kazançlarının tamamına yakınını geri verdi. Son iki yılın dip fiyatı 1.677 dolar olarak görülüyor. Brent petrol 100 doların altına iyice alıştı. Geçtiğimiz perşembe günü 92 doları gördü, mart/2022 fiyat seviyelerine geri döndü. Bu gelişmede talebin zayıflayacağı varsayımı dışında ABD petrol stok artışları ve üretim artışlarının da etkisi var. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), küresel petrol üretiminin Haziran’da bir önceki aya göre günlük 690 bin varil artarak 99 milyon 500 bin varile ulaştığını bildirdi. IEA’nın Haziran ayına ilişkin “Petrol Piyasası Raporu”nda, üretim artışında Rusya, ABD ve Kanada’nın yüksek üretiminin etkili olduğu belirtildi. Diğer yandan son gelişmelerin para birimleri üzerindeki yansımaları yakından izleniyor. Euro/dolar paritesi 20 yıl sonra ilk defa 1.00 seviyesini test etti, hatta bu seviyenin altını gördü. Euro’da ciddi değer kaybı söz konusu. Bu gelişmede Fed’in faiz artırımında agresif tavrı, buna karşılık Avrupa Merkez Bankası’nın resesyon kaygısı ve Rusya’nın Avrupa ekonomisine olumsuz etkileri nedeniyle daha temkinli duruşu var. ABD dolarının başta Euro olmak üzere altı para birimine karşı değişimini gösteren Dolar Endeksi yine 20 yıl sonra 109 seviyesini test etti. Dip not olarak vermek gerekirse; Dış ticarette Euro ağırlıklı gelir, dolar ağırlıklı gider yapısına sahip Türkiye için doların değerlenip Euro’nun zayıflamasının olumsuz bir gelişme olduğunun altını çizmekte yarar var. Resesyon beklentileriyle ilgili bir diğer yansıma da ABD tahvil faiz oranlarındaki görünüm. Kısa vadeli tahvil (bono) faiz oranları uzun dönemli faiz oranlarının üzerine çıkmış durumda.
BORSADA DESTEKLER İZLENİYOR
Borsada tepki alımlarına rağmen düşüş eğilimi sürüyor. İlk destekler 2.375-2.360 seviyelerinde görülürken kısa dönem bu seviyelerin üzerinde tepki alım denemeleri görülebilir. Sonraki destek noktaları 2.300-2.250 seviyelerinde. İlk dirençler ise 2.440-2.475 olarak görülüyor. Tepki çıkışının devamı için 2.475 seviyesinin geçilmesi gerekecek. Sonraki dirençler 2.560-2.590 seviyelerinde. Endekste destek seviyelerinde tepki alımları görülse de satış baskısı korunuyor.
BİLANÇOLAR BEKLENİYOR
ABD’de ikinci çeyrek bilanço açıklamaları JP Morgan, Citigroup, Wells Fargo ve Morgan Stanley gibi şirketlerle geçen hafta başladı. Genelde zayıf ve beklentileri karşılamadı. Önümüzdeki günlerde Borsa İstanbul’da bilançolar açıklanmaya başlayacak. Bayram tatili ve yaz durgunluğu nedeniyle zayıf hacimli, volatilitesi düşük Borsa İstanbul’da bu yönde fiyatlamalar ile hisse bazlı hareketlilik artabilir. Böyle bir hareketlenmeye de ihtiyaç var aslında. Yabancı yatırımcı payı uzun yılların en düşük seviyesi olan %33.15 seviyesine gerilemiş durumda. İç ekonomik gündem ile ilgili ilave edilecek bir diğer önemli not 900 seviyesini geçen Türkiye’nin risk primiyle ilgili. Ayrıca önümüzdeki haftaki TCMB toplantısının ardından yayınlanacak duyurularda para politikasına ilişkin ileriye yönelik sinyaller aranacak.
YUKARIDA YER ALAN BİLGİLER TAVSİYE NİTELİĞİ TAŞIMAYIP YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR, YATIRIMCI PROFİLİNİZE UYMAYABİLİR.
Paylaş