Paylaş
PİYASALARDA olumlu seyir sürüyor. Borsada yüksek hacimli çıkış güç kazanırken zirve hesapları yapılmaya başlandı. Zirveye ulaşılır mı? Yeni zirveler oluşur mu? Bunu piyasa koşulları belirleyecek. Ancak son günlerdeki gelişmeler BIST100 Endeksi’ndeki çıkışı destekler görünümde seyrediyor.
Bu görünümün arkasında şubat enflasyonunun beklentilerin altında gelmesi ve buna bağlı olarak TCMB’nin faiz indirimi, yükselen işlem hacmiyle yerli ve yabancı ilgisinin artması, dış borsalardan pozitif ayrışma gibi birçok etken sayılabilir. BIST100 Endeksi, 26 Şubat’ta 9.400 seviyesini test ettikten sonra başlayan rallide yaklaşık yüzde15’lik bir yükselişle sayılan gelişmeleri belli ölçüde realize edip fiyatladı. Ancak Temmuz/2024 tarihindeki 11.250 zirvesinden halen uzakta bulunuyor. Dolar bazında ise zirve seviyelerinin çok gerisinde. Kısa vadede bir yorgunluk olasılığı veya primden söz edilse de orta ve uzun vade açısından böyle bir görünümden bahsetmek için erken.
PROJEKSİYON YAPMAK GEREK
Borsada orta ve uzun vadede ‘tamam mı devamı mı’ soruları için zirve seviyelerini beklemek doğru olacak. Alternatif getirileri de dikkate aldığımızda ciddi reel kayıplar henüz telafi edilmiş değil. Bu noktada ileriye yönelik projeksiyon yapmak yerinde olacak. Pozitif tarafta; Faizde düşüş sürecinin başlamış olması, borsaya yerli yabancı ilgisinin artması, 2025 yılında ara dönemlerde enflasyon muhasebesinin uygulanmayacak olmasına bağlı olarak şirket bilançolarında artacak kârlılık ve düşecek fiyat kazanç oranları gibi olası gelişmeleri saymak mümkün. Negatif tarafta ise dış borsalardaki zayıf görünüm ve zaman zaman fiyatlamalara konu olan siyasi gelişmeler ilk akla gelen konu başlıkları.
Bardağın dolu tarafı daha cazip gibi görünüyor. Ancak yine de borsanın doğası gereği riskli bir finansal araç olduğunun dikkatte tutulmasında yarar var. Piyasalarda yatırım araçlarının seyrini paranın akışını belirliyor. “Büyük para haklıdır” sözünün her daim bir karşılığı var. 2023 yılı haziran ayından itibaren yüksek faiz ortamındaki piyasalarda, son aylarda TCMB faiz indirimleriyle şartlar yeniden gözden geçiriliyor. Faizin bulunduğu seviyeye bağlı olarak tasarruflar ilk adres olarak mevduatta konumlandı. Bu yıl için yapılan yüzde 25 ila 30 arasındaki enflasyon tahminlerini dikkate aldığımızda faizler halen yüksek ve reel bir getiri sunuyor. Ancak marjlar daraldı. TCMB faiz indirimleri devam ederse bu marj daha da daralacak. Bu taktirde riskli varlıklara yönelim biraz daha yoğunluk kazanabilir. Ayrıca konut, döviz, altın gibi yatırım araçlarına da ilginin arttığını söylemek mümkün.
ALTERNATİFLER DE HAREKETLİ
TCMB verilerine göre bankalar yurtiçi döviz mevduatında yılbaşından bu yana 14 milyar dolarlık artış söz konusu. Konutta hem satış hem de fiyat artışı yönünden hareketlenme başlamıştı zaten. Şubatta konut satışları yüzde 20 artarken ocak ayında TCMB verilerine göre konut fiyat artışı yüzde 4.7 oldu. Dikkat çeken diğer konu ise ipotekli satışların yüzde 90 artmasıydı. Konuta ilginin canlanmasının nedenlerine bakıldığında; kira artışları, ertelenen taleplerin öne çekilmesi gibi konu başlıklarına faizdeki düşüş eğilimini de ilave etmek gerekecek. Halen kredi faizlerinin yüksek olması talebi sınırlayan bir gelişme olarak görülüyor. TCMB faiz indirimleri sürerse kredi faizleri de gevşeyecektir.
Borsa İstanbul’da iyimserlik sürüyor. Ancak kısa süredeki sert yükselişe bağlı olarak yorgunluk emareleri görülebilir.
YABANCILAR TEKRAR ALIMA GEÇTİ
TCMB’nin perşembe günleri açıkladığı yabancı işlemler ve parasal büyüklüklere ilişkin veriler yakından takip ediliyor. 7 Mart ile biten haftada yabancı yatırımcılar 216 milyon dolarlık hisse senedi alırken 159 milyon dolarlık tahvil bono sattılar. 7 Şubat-7 Mart dönemindeki beş haftada hisse senetlerinde 340 milyon dolar, tahvil bonoda ise yaklaşık 435 milyon dolarlık alım yaptılar. Yabancıların ilgisinin bu aşamada çok yoğun olduğunu söylemek zor. Ancak ekonomik program ve TCMB faiz indirim süreçlerine tepkisiz kalmadıkları da gözleniyor. Diğer yandan aynı hafta kur korumalı mevduatta (KKM) düşüş sürerken TCMB rezervleri ve yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatında yükseliş gözlendi. TCMB rezervleri ve döviz mevduatında bir önceki hafta görülen düşüş telafi edilmiş oldu. KKM 825 milyar TL’ye gerilerken TCMB brüt rezervleri 4.5 milyar dolar artışla 169.9 milyar dolara, swap hariç net rezervler 5.1 milyar dolar yükselişle 65.8 milyar dolara, bankalar yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 5.6 milyar dolar artışla 177.1 milyar dolara ulaştı. Özetle; parasal büyüklüklerde bu aşamada işler olağan seyrinde gidiyor. Birkaç haftalık dalgalanma tekrar toparlanmış görülüyor.
BIST’TE RALLİ SÜRÜYOR
Borsada yüksek hacimli çıkış hareketi devam ediyor. İlk dirençler 11.000 ve 11.250 seviyelerinde. 11.250 zirve olması açısından daha önemli. Çıkışın devamı için bu seviyenin geçilmesi önemli olacak. 11.250 geçilemez ise “çift tepe” formasyonu gündeme gelebilir. İlk destekler ise 10.550 ve 10.400 olarak görülüyor. Endekste çıkış hareketi gücünü korumakla birlikte direnç seviyelerinde kâr satışları görülebilir.
DIŞ PİYASALAR TEMKİNLİ
Trump politikalarının yansıması olarak dış piyasalarda temkinli bir görünümden söz etmek mümkün. Rusya-Ukrayna arasındaki barış umutlarının artması, Almanya’nın savunma harcamalarını artırma kararı, ABD’de beklentilerin altında gelen enflasyon verileri olumlu algıya neden olmuştu. Ancak güç kazanamadı.
Cuma günü ABD ve Almanya borsalarında görülen yükselişler bu aşamada tepki boyutunda değerlendirilebilir. Trump’ın başlattığı ticaret savaşının etkileri karşılıklı hamleler ile genişleyerek devam ediyor. Sadece ABD’nin taraf olduğu ülkeler değil Çin ve Kanada örneğinde olduğu gibi diğer ülkeler de kendi aralarında tarife artışlarına gitmeye başladı. Trump çelik, bakır alüminyumdan sonra geçen hafta da AB’den ithal edilen alkollü içecekleri (%200 vergi) ve İran’a yaptım tehdidi ile petrolü de sürece dahil etti. Panama ve Grönland gibi konu başlıklarıyla olayın siyasi ve jeopolitik tarafını da ihmal etmedi.
Trump’ın öngörülmez tavrı piyasalar için risk olmaya devam ediyor. Amiyane tabirle; ‘buraların ağası benim, alem benden sorulur, sözümün üzerine söz olmaz’ türünden racon kesmelerin “her şey karşıtını besler” kabulünden hareketle küresel ölçekte bir karşılığı oldu elbette. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, “Trump tarafından başlatılan ticaret vergileri konusundaki anlaşmazlığın tırmanmasının küresel ekonomi üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceği” uyarısında bulundu. Fransa Merkez Bankası Başkanı Villeroy de Galhau, Donald Trump’ın politikalarının dünyanın en büyük ekonomisi için bir ‘trajedi’ olduğunu söyledi. Bu gelişmeler çerçevesinde, ABD ekonomisinde yavaşlama ve yüksek enflasyon beklentileri artınca stagflasyon riskinden fazlaca söz edilmeye başlandı.
ABD hükümet yetkilileri aynı görüşte değil belki ama bu durum beklenti olarak projeksiyonlara dahil edildi. Aynı zamanda piyasalarda da karşılık buldu ve fiyatlanmaya başlandı. ABD borsalarında son günlerdeki düşüşlerde resesyon kaygılarının payı oldukça yüksek.
Diğer yandan geçen hafta ABD’de enflasyonun beklentilerin altında kalması Fed’in faiz indirim olasılığını güçlendirdi. Haziran ve eylül aylarında faiz indirim olasılığı gündeme geldi. Almanya’da savunma ve altyapı harcamalarının artırılması ve finansmanının borçlanma yolu ile yapılması konusunda partiler arasından anlaşma sağlanması, yeni koalisyonun kurulması konusunda anlaşılması Almanya borsası ve Euro’ya olumlu yansıdı. Son gelişmelere bağlı olarak piyasa parametrelerine bakıldığında; dolarda zayıflama, Euro’da güçlenme, ABD tahvil faizlerinde ve petrol fiyatlarındaki düşüş eğilimi korunuyor.
Altın fiyatlarında ise “güvenli liman” yükselişi devam etti. Ticaret savaşının genişlemesi ve ABD enflasyonundaki iyileşme ile birlikte Fed’in faiz indirim olasılığının tekrar öne çıkmaya başlaması altın fiyatlarındaki yükselişi destekledi. Petrol fiyatlarında ise ABD’nin İran petrol bakanına yönelik yaptırım kararı ve OPEC üyelerine ait gemilere yaptırımlardan söz edilmesi petrol fiyatlarında hafif tepki yükselişine neden oldu. Ancak resesyon riski nedeniyle güç kazanması zor.
ABD 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4.32, Euro/dolar paritesi 1.0880, dolar endeksi 103.73, brent petrol 70.20, altının ons fiyatı ise 2.984 dolar seviyelerinden haftayı kapattı. Önümüzdeki hafta; faiz değişimi beklenmeyen 19 Mart Çarşamba günkü ABD ve Japonya merkez bankaları toplantıları, Euro Bölgesi enflasyon verileri (TÜFE) takip edilecek. Ayrıca son yıllarda ekonomik büyümesi zayıflayan Çin’den yeni teşvik paketi açıklaması bekleniyor.
Yukarıda yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, yatırımcı profİlinize uymayabilir.
Paylaş