Borsada Trump yükselişi

Uzun süredir satış baskısı altında olan BIST 100 endeksi, Trump’ın yeniden başkan seçilmesiyle birlikte hareketlendi. Trump’ın temkinli yaklaşılması gereken ‘barış getireceğim’ açıklamalarının gerçekleşmesi durumunda, Türkiye ekonomisi ve piyasaları olumlu etkilenecektir. Borsanın bu beklentiyi fiyatlamaya başladığını söylemek yerinde olacak. Ancak endekste bu yükselişin sürmesi için 9 bin 300 puan seviyesinin üzerinde kalınması gerekiyor.

Haberin Devamı

ABD’de Trump’ın seçilmesi sonrası ABD borsalarıyla birlikte Borsa İstanbul’da da yükseliş görüldü. BIST 100 Endeksi’nin uzun süredir satış baskısı altında kalması ve zirveden uzaklaşmış olmasının tepki çıkışında önemli payı var. Ayrıca, ABD seçim sonuçları çıkış için bir gerekçe oluşturdu ve yaşanan yükselişle ABD borsalarındaki prim düzeyini geçti. Artan işlem hacmi çıkışa katılımın olduğunu göstermesi açısından önemli ve olumlu. Yeni başkan Trump’ın ‘barış getireceğim’ açıklamasına atıfla bu durumun Ortadoğu ve Rusya-Ukrayna’ya etkisinin olabileceği konusundaki beklentiler bu aşamada oldukça iyimser bir varsayım. Trump’ın diğer seçim vaatleri gibi buna da biraz temkinli yaklaşmakta yarar var. Fakat bölgeye barış gelirse bu gelişmeden Türkiye ekonomisi ve piyasaları doğal olarak olumlu etkilenecektir. Dileriz gerçekleşir. Borsanın bu beklentiyi fiyatlamaya başladığını söylemek yerinde olacak. Kısa dönem için beklenti ihtiyacı karşılanmış görülüyor. Orta ve uzun vadede gerçekleşmelerin nasıl cereyan edeceği 20 Ocak’ta Trump göreve başlayınca netleşecek bir durum.

Haberin Devamı

Borsada Trump yükselişi

ENFLASYON İÇİN SABIR GEREKECEK

İç piyasaların yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, buna bağlı olarak yüksek faiz ve yavaşlayan ekonomik görünüm gibi sorunları, geçerliliğini koruyor. Bu durum, ekonominin seyri ve sermaye piyasaları üzerinde baskı yapmaya devam ediyor. Hisse senetlerinin en önemli alternatiflerinden biri de faizdir. Borsanın güç kazanması için faizin düşmesi gerekecek. O da enflasyona bağlı. Geçen hafta açıklanan enflasyonda ise pek düşüş görülmüyor. Ekim ayında TÜFE, aylık yüzde 2.88, yıllık yüzde 48.58 olarak gerçekleşti. TCMB’nin faiz indirim beklentileri ağırlıklı olarak 2025 yılını işaret ediyor. Cuma günü TCMB Başkanı Fatih Karahan yaptığı enflasyon raporu sunumunda, 2024 yılı enflasyon tahminini yüzde 44’e çekti. Daha önceki rakam yüzde 38 idi. Enflasyon için biraz daha sabır gerekecek. Gıdada mevsimsellik etkisinin geçmesi, döviz kurlarında hafif de olsa yükselişin devam ediyor olması, kira artışları, hizmet sektöründe canlılığını koruması ve beklentilerin henüz kırılamamış olması enflasyon ile mücadelede önemli zorluklar.

Haberin Devamı

FAİZ BASKISINDAN KURTULMANIN YOLU

Sene başında emekli, memur ve asgari ücret zamları olacak. Mutlaka gerekli. Ancak bunlar maliyet ve talep artışı demek. Son bir yılı aşkın uygulanan ekonomik programın da en önemli kriterlerinden biri yine enflasyon. Bu mücadele kazanılmadan programın hedefine ulaştığını söylemek zor. Bunun yanında TCMB rezerv artışları, TL’ye dönüşün hız kazanması, Türkiye’nin risk primindeki (CDS) belirgin düşüş, Türkiye’nin kredi notlarındaki artış ise programın başarıları. Ancak ekonomide ve piyasalarda yüksek faiz baskısından kurtulmak için enflasyonda düşüş şart. Trump’ın seçilmesiyle gündem farklılaşmasına bağlı olarak Borsa İstanbul’da toparlanma çabaları sürebilir.

Haberin Devamı

TCMB REZERV ARTIŞI ZİRVEDE

TCMB’nin perşembe günleri açıkladığı veriler piyasalar tarafından yakından takip ediliyor. 01 Kasım ile biten haftada TCMB brüt rezervleri 221 milyon dolarlık artışla 159.6 milyar dolara yükseldi. Kırılımına bakıldığında 66.6 milyar doları altın, 93 milyar doları ise döviz olarak görülüyor. Swap hariç net rezerv ise 45 milyar doları geçti. Faizin bulunduğu seviye ile değerlendirildiğinde döviz kurlarının seyri için bu görünüm önemli bir referans. Bu açıdan olağandışı bir gelişme olmadıktan sonra kurlarda çok fazla prim beklemek iyimserlik olacak. Tasarruf sahiplerinin zaten bir süredir döviz mevduatına ilgisi zayıflıyor. Bunu hem 1.3 trilyon TL’ye gerileyen kur korumalı mevduattan hem de bankalar yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatından gözlemlemek mümkün. Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı ocak ayında 175 milyar dolar iken 1 Kasım haftasında 167 milyar dolara gerilemiş durumda. Aynı dönem TL mevduat 8.6 trilyon TL’den 11.4 trilyon TL’ye yükseldi. Diğer yandan 1 Kasım haftasında; Yabancı yatırımcılar 110 milyon dolarlık hisse senedi, 621 milyon dolarlık tahvil bono aldılar. Son bir aylık tahvil bono alımları 1 milyar dolara yaklaştı. Hisse senetlerinde ise son dört haftalık satıştan sonra ilk defa alım yapmış oldular. Yüksek faiz nedeniyle tahvil bonoya olan ilgileri sürüyor. Aylardır aynı görünüm söz konusu.

Haberin Devamı

BORSA TALEP ARTIŞINI BEKLİYOR

Borsada geçen hafta başlayan tepki çıkışıyla bu tablo hisse senetleri lehine değişir mi bunu önümüzdeki haftalarda test edeceğiz. Borsa İstanbul’da geçmiş yazılarımızda sıkça vurguladığımız üzere, hisse senetleri arasında primsiz ve iskontolu çokça şirket var. Eksik olan talep. ABD ve Avrupa borsalarında uzun süredir rekorlar deneyerek devam eden çıkışa BIST100 Endeksi iç gündem nedeniyle kayıtsız kalmıştı. Talep artışı gerçekleşirse borsaya ilginin tekrar artması olasıdır. Hisse bazında zemin buna uygun görülüyor. Bakalım tasarruf sahipleri bu zemini kullanacak mı; veya ne ölçüde kullanacak?

Borsada Trump yükselişi

DIŞ PİYASALARDA TEMKİNLİ İYİMSERLİK

Haberin Devamı

Trump’ın seçilmesini ABD borsaları yüksek bir primle kutladı. Avrupa daha sakin kaldı. Seçimin ardından ikinci gün Almanya yaşadığı hükümet krizine rağmen yükselişle tepki verse de devamı gelmedi. Asya ise Avrupa borsalarına benzer bir görünümde. Asya daha çok kendi derdinde. Trump’dan beklenen korumacı tavır, gümrük vergisi artışları, ticaret savaşı gibi uygulamalar doğal olarak Avrupa, Çin ve gelişen ülke ekonomilerini biraz ürkütüyor. Zaten küresel ekonomi başta Çin ve Almanya olmak üzere bir süredir durgunluk, resesyon ve yavaş büyüme gibi sorunlarla iç içe. Trump bu görünüme tuz biber olacak gibi. Bu çerçeveden bakınca temkinli olmalarını anlamak zor değil. Ayrıca Trump’ın vaatleri arasında yer alan yüksek büyümenin enflasyon ve bütçe açığını artıran yansımaları olacak. Bu da faizlerin bu seyrini korumasını, en azından ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimlerini kısıtlayacak şartları beraberinde getirecek. Fed diğer öncü merkez bankaları için lokomotif işlevi görür. Fed faiz indirimini durdurursa Avrupa’nın faiz düşüşüne devamı zorlaşabilir. Avrupa ve Çin son aylarda faiz indirimleriyle ekonomilerine can suyu vermeye çalışıyorlar. Bir de petrol dahil emtia fiyatlarının durumu tekrar gözden geçirilecektir. Faiz düşmezse borsalar da baskı altında kalabilir. Fed perşembe günkü toplantısında beklendiği üzere faiz oranını 25 baz puan düşürerek yüzde 4.75’e çekti. Muhtemelen aralık toplantısında da bir indirim olacak. Ancak ocak ayı ve sonraki toplantılar için bir belirsizlik var. Bir de Trump ile Fed Başkanı Powell’ın arasının nasıl olacağı merak konusu. Geçen başkanlık döneminde araları pek iyi değildi. Son Fed toplantısından sonra Powell, “Trump isterse Fed Başkanlığı görevinden ayrılmayacağım” dedi. 20 Ocak’tan sonra Trump’ın göreve başlamasıyla bunlar daha ciddi gündeme gelecek konu başlıkları.

BORSADA 9 BİN 300 ÖNEMLİ

Borsada tepki çıkışı güç kazanmaya başladı. Hacim artışı çıkışı destekliyor. İlk dirençler 9.195-9.300 seviyelerinde. 9.300 trend direnci daha önemli. Çıkışın devamı için bu seviyenin üzerinde kalınması gerekecek. Bu durumda 9.600 ve 10.000 verilecek sonraki direnç seviyeleri. Geri çekilmelerde izlenecek destek noktaları ise 9.000-8.950 ve 8.800 olarak görülüyor. Endekste direnç seviyelerinde satış denemeleri görülse de tepki yükselişi gücünü koruyabilir.

ALTINDAKİ ZAYIFLIK SÜREBİLİR

ABD seçiminin ardından yükselen tahvil faizleri ve değerlenen dolar ile seçim belirsizliğinin ortadan kalkması güvenli liman ihtiyacını azalttı. Bu durum altın fiyatına düşüş olarak yansıdı. Son aylardaki sert yükselişi dikkate aldığımızda görülen yorgunlukla birlikte kâr satışı için bahane arayan bir görünüm vardı. Altındaki zayıflık bir süre daha devam edebilir. Ancak çıkış trendinin sonlandığını söylemek zor. 2.650 dolar seviyesi ons altın için kısa dönem bir destek oluşturmuş görülüyor. Çıkışın tekrar yakalanması için ilk aşamada 2.750 seviyesinin geçilmesi önemli olacak.

YENİ DENGELER OLUŞTU

ABD seçimi sonrası dolardaki değerlenme ve Euro’daki zayıflama eğiliminin devamı gelmedi. Piyasalar için önemli referans niteliğindeki ABD 10 yıllık bono faizi yüzde 4.48’e kadar yükselip sonra 4.26’ya çekildi, ancak haftayı 4.31 seviyesinden kapattı. Orada yüzde 4.50 önemli bir eşik. Dolar endeksi 105.45 seviyesinden 104.91 seviyesine gerilerken Euro/dolar paritesi 106.82’yi test edip 108’in üzerini gördü, fakat haftanın kapanışını 1.0718’den yaptı.

Yukarıda yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, yatırımcı profilinize uymayabilir.

Yazarın Tüm Yazıları