Paylaş
YOĞUN gündeme bağlı olarak Borsa İstanbul dalgalı bir seyir yaşıyor. Faiz ve döviz tarafında kayda değer bir gelişme görülmüyor, dar bir bantta hareket söz konusu. Borsada ise geri çekilmeler alım fırsatı olarak görüldü.
Beklenti eksikliği, yabancı satışları, yerli yatırımcının yüksek faiz nedeniyle hisse senetlerine temkinli duruşu, zayıf gelen 03/2024 bilançoları, borsa işlemlerine vergi gibi gelişmeler BIST100 Endeksi’ne satış getirmiş, BIST100 Endeksi’nde yüzde 10’a yaklaşan bir düşüş görülmüştü. Sonrasında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in borsa işlemlerine ilişkin taslak vergi çalışmasının ertelendiğini açıklamasının da katkısıyla borsada tepki alımları ivme kazandı. Ancak halen son zirve yakalanmış değil.
GRİ LİSTEDEN ÇIKIŞ HAREKET GETİREBİLİR
Verginin ertelenmesi tek başına piyasayı taşıyacak bir haber olarak görülmemeli. Bayramı umutla karşılayan borsada beklenti ve haber ayağı halen ciddi olarak doldurulmuş değil. Bu boşluğu, 28 Haziran’da gündeme gelecek olan Türkiye’nin gri listeden çıkması olasılığı doldurabilir mi?
Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) Singapur’da 28 Haziran’da yapacağı toplantıda, uluslararası mali gözlemcilerin Türkiye’yi gri listesinden çıkarması bekleniyor. Bu henüz beklenti olarak gündemde yer alan bir konu. Eğer çıkarsa borsa bayramı uzatabilir. BIST100 Endeksi’ndeki son tepki çıkışının altında biraz da bu umut yatıyor olabilir. Bu noktada borsalardaki “fiyat önden gider, haber sonradan gelir” sözüne de atıfta bulunmak yerinde olacak.
YABANCI SATIŞLARI DEVAM EDİYOR
BIST100 Endeksi’ndeki çıkışın gücü 11 bin seviyelerine geldiğinde test edilecek. Çıkışa rağmen işlem hacminde belirgin bir yükseliş görülmüyor. Diğer yandan yabancı satışları devam ediyor. TCMB tarafından 7 Haziran ile biten haftaya ait verilere göre; yabancı yatırımcılar hisse senetlerinde 542 milyon dolarlık satış, tahvil bonoda 540 milyon dolarlık alım yaptılar.
Son haftalardaki “hisse sat, tahvil bono al” politikası aynen sürüyor. Borsada son dört haftalık hisse satışı 1.3 milyar doları buldu. Tahvil bonoda ise mart ayından bu yana kesintisiz devam eden alımlar toplamda 8 milyar doları geçti. Aynı hafta, bankalar döviz mevduatı ve kur korumalı mevduattaki (KKM) düşüş devam ederken TCMB rezervlerinde artış sürdü. TCMB brüt rezervleri 146.2 milyar dolar ile tarihi zirvesini görürken swap hariç net rezervler ise +5.9 milyar dolara ulaştı. Net rezervler uzun bir aradan sonra iki haftadır nihayet pozitif tarafta.
CDS’LER 300’ÜN ALTINA ALIŞTI
Para teorisine uygun politika sonuç verdi. Yüksek faizle portföy yatırımları (sıcak para) ülkeye çekilirken TCMB rezervleri bu gelişmeden en fazla yararlanan kalemlerden biri oldu. Türkiye’nin risk primi bu meyanda kritik seviye olarak görülen 300’ün altına çekildi ve oraya iyice alıştı. Para ve maliye politikasının eşgüdümlü olması gerekir. Para politikası mevcut görünüm itibariyle iktisat ve maliye politikalarının uygulanması, hedeflerin yakalanması için zemini belli ölçülerde hazırlamış görülüyor.
Enflasyon konusunda umutlar haziran sonrasında. Ekonomik programın en önemli hedeflerinden biri enflasyon. Programın başarısını ölçmede dikkate alınacak en önemli kriter enflasyon hızındaki düşüş olacak. Döviz kurlarındaki gevşeme, baz etkisi, gıdada mevsimsellik gibi faktörler dikkate alındığında enflasyonda ivme kaybı olasıdır.
Bu durumda her ne kadar telaffuz için erken olsa da TCMB’den yıl sonu gibi faiz indirimleri de gündeme gelebilir. Ancak önce enflasyonun haziran sonrası seyrini bir görmek gerekecek. Enflasyonda katılık, yapışkanlık, müzminleşme gibi emareler söz konusu iken enflasyonu aşağıya çekmek çok da kolay değil. Aynı sorunu ABD ve Avrupa da yaşamaya başladı. Sıkı para politikası uygulanmasıyla belli bir seviyeye kadar çektiler, deyim yerinde ise köpüğünü aldılar ama yüzde 2 hedefine ulaşmakta zorlanıyorlar. Parasal sıkılaşmanın uzaması veya dozunun artırılması ekonomideki diğer dengeleri zorluyor. Avrupa’da durgunlaşan ekonomi geçen yıl resesyonun eşiğinden döndü. Bu yılki büyüme hedefleri de yüzde 1’in çok altında.
DOLARDA SINIRLI GEVŞEME
Vergi ertelemesi ve gri listeden çıkma beklentisi borsada tepki çıkışına neden olurken bunun güçlü bir harekete dönüşmesi bu yönden gelecek olumlu haberlere bağlı olacak. Dövizde ise; yüksek faiz, TCMB rezervlerindeki güçlenme, turizm mevsiminin başlamış olması, cari açıktaki daralma ile döviz talebindeki gerileme, döviz hesaplarındaki çözülme, sıcak para girişleri gibi etkenlerin baskısı sürüyor. Bu görünümü bozacak olağandışı bir gelişme olmazsa mevcut seyir bir süre daha korunabilir. Dövizdeki durumu geçen ay Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Piyasadan döviz almasak dolar/TL 20’li rakamlara, 30’un altına gerilerdi” açıklamasıyla özetledi aslında. Rezerv biriktirmek için TCMB alımları dövizdeki gevşemeyi sınırlıyor. Cuma günü dolar/TL kurundaki yükselişi ise dış piyasalarda ABD dolarındaki değerlenmeye yormak doğru olacak.
ALTIN GÜÇ KAZANAMADI
- ABD 10 yıllık bono faizi yüzde 4.21, Almanya 10 yıllık bono faizi yüzde 2.36, dolar endeksi 105.55, Euro/dolar paritesi 1.07 seviyelerinde seyretti. Altının ons fiyatındaki tepki çıkışı sürmekle birlikte güç kazanamadı, 2.332 dolar oldu.
- Altının gram TL fiyatı hafif yükselişe rağmen yatay seyrini korudu. 2.400 TL’nin üzerinde gelen tepki çıkışının güç kazanması için 2.490 direncinin geçilmesi gerekecek.
- Gümüşün onsunda 32.50 dolardan başlayan düşüş sürerken 29.00 seviyesinin üzerinde zayıf tepki alımlarıyla karşılaşsa da satış baskısı korunuyor.
- Petrol fiyatında ise yatay seyir var. Brent petrol 82 dolardan işlem görüyor. Petrol fiyatında geçen hafta; ABD dolarındaki değerlenme ve Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2024 için küresel petrol talebi büyüme tahminini bir kez daha düşürmesiyle birlikte ABD ham petrol stoklarının azalması fiyatlamaya konu oldu.
YURTDIŞI PİYASALARDA YÖN ARAYIŞI SÜRÜYOR
ABD enflasyonu ve Fed faiz kararıyla oluşan iyimserlik zayıfladı. Geçen hafta ABD enflasyonu yüzde 3.3 ile beklentilerin altında kalınca ABD tarım dışı istihdamına bağlı olumsuz algı yerini iyimserliğe bırakmıştı. Ancak Fed toplantısı ile olumlu hava zayıfladı, yerini temkinli bir görünüme bıraktı. Veri akışına bağlı olarak piyasanın seyri değişiyor.
Fed’in eylülde faiz indirimine başlaması olasılığı önceden fiyatlanmıştı. Ardından yapılan toplantıda faiz değişimi gelmedi. Yapılan açıklamalarda; enflasyonun hâlâ yüksek olduğu, ılımlı ilerlemeye rağmen enflasyonun faiz indirimi yapacak ölçüde iyi olmadığı, faiz kararının toplantıdan toplantıya alınacağı, üç faiz indirim beklentisinin bire düşürülmesi vurguları öne çıktı. Risk iştahı azaldı. Ancak bu yıl için faiz indirimine başlanılması olasılığı korunuyor. Piyasalar faiz konusunda yine ABD istihdam ve enflasyon verilerini izleyecek.
Fed yetkililerinin ‘şahin’ tutumu sürüyor. Dış piyasaların durumuna deyim yerindeyse ‘iki arada bir derede’ denilebilir. Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz indirim sürecini başlattı ama devamı konusunda tereddütler var. ECB Başkanı Christine Lagarde, bankanın temkinli adımlar atacağını belirtti, “Faizler doğrusal düşüş yolunda değil” diyerek hazirandaki faiz indirimini hızlı bir şekilde yenilerinin takip etmeyeceğinin sinyalini verdi. Bu gelişmelerin piyasa parametrelerine “karma” şeklindeki yansımaları ise; ABD borsalarında yükseliş, Almanya borsalarında düşüş, ABD ve Almanya 10 yıllık tahvil bono faiz oranlarında düşüş, dolarda değerlenme, Euro’da değer kaybı şeklinde oldu.
BORSADA TREND DESTEĞİ ÇALIŞTI
Borsada kâr satışları çıkış kanal desteğinden tepki alımlarıyla karşılaştı. İlk destekler 10.400-10.250 ve 10.000 seviyelerinde. 10.000 daha önemli. İlk dirençler ise 10.720 ve 11.000-11.090 seviyelerinde. 11.090 zirve olması nedeniyle daha ciddi görülürken çıkışın devamı için bu seviyenin geçilmesi gerekecek. Tepki çıkışının devamı beklenmekle birlikte direnç seviyelerinde kâr satışları görülebilir.
Yukarıda yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, yatırımcı profilinize uymayabilir.
Paylaş