Beklenti ve para girişi gerekli

Uygulanan ekonomik program piyasalar üzerinde iyimser bir etki bıraktı. Fakat fiyatlanmış olması nedeniyle bir süredir piyasaları taşıyamıyor. İç piyasalarda olumlu fiyatlamaya konu olacak beklenti ihtiyacı sürüyor.

Haberin Devamı

YAZ durgunluğunun iyice belirginleştiği iç piyasalarda olumlu fiyatlamaya konu olacak beklenti ihtiyacı sürüyor. Uygulanan ekonomik programın en önemli ölçeklerinden enflasyon tarafında henüz istenen sonucun alınamaması, Türkiye mali piyasaları için farkındalık yaratacak özel bir hikâye veya çıpa oluşumunu engelleyen gelişmelerden biri olarak görülüyor. Ekonomideki yavaşlama emareleri, yılın ilk yarısına ait şirket bilançolarının zayıf görünümü, bankalar için de enflasyon muhasebesi uygulaması hazırlıklarının olduğunun açıklanması, borsada yabancı satışlarının sürmesi, yerli yatırımcıların borsaya azalan ilgisi gibi piyasayı zayıflatan diğer gelişmeleri olarak saymak mümkün. Bu görünüm iç piyasaların dışarıdan olumsuz ayrışmasına
neden olmakla birlikte bekleyiş modunu öne çıkarmış durumda.

Haberin Devamı

Olumsuz gelişmelerin belli ölçüde fiyatlanmış olması önemli bir detay. Ayrıca dış piyasa koşullarındaki iyileşmenin sürmesi iç piyasalar için önümüzdeki dönemlerde iyi bir referans oluşturabilir. Ancak mevcut piyasa koşullarının bir süre daha korunması muhtemel görülüyor.

Beklenti ve para girişi gerekli

ENFLASYON BEKLENTİSİ

Uygulanan ekonomik program piyasalar üzerinde iyimser bir etki bıraktı. Fakat fiyatlanmış olması nedeniyle bir süredir piyasaları taşıyamıyor. Öngörüldüğü gibi yılın ikinci yarısı enflasyon düşüşü başlasaydı piyasalar için çıpa işlevi görebilirdi. Yönetilen ve yönlendirilen ürün fiyatlarına (kamu) gelen zamlar bu açıdan biraz kafaları karıştırmadı değil. Ekonomi yönetimi bu durumu geçici olarak değerlendirdi.

Elektrik ve doğalgaz zamları maliyet enflasyonu barındırdığından beklentileri de bir parça etkilemiş olabilir. TCMB anketinde piyasanın yıl sonu tüketici fiyatları (TÜFE) beklentisi yüzde 42.95’ten yüzde 43.31’e yükseldi. Hatırlanırsa geçen ay hanehalkının enflasyon beklentisi de yükselmişti. Ekonomi yönetiminin enflasyonda yavaşlama (dezenflasyon) başlamasını beklediği dönemde gelen zamların, öngörüleri biraz etkilemiş olması olağan bir gelişme. Bu noktada para ve maliye politikalarının senkronize ve birbirini destekleyici olmasının önemi tekrar hatırlandı.

Haberin Devamı

GÖZLER MERKEZDE

Diğer yandan, yaz mevsimine rağmen işsizlik oranlarındaki artış, sanayideki daralma gibi verilerle yavaşlayan ekonomi görünüm yüksek enflasyon ile birleşince stagflasyon söylemlerini tekrar gündeme taşıdı. Bu durum ileriki aşamada borç ödeme kapasitelerini zayıflatacak olası sonuçları beraberinde getirebilir. İç ekonomik gündem 22 Ağustos Perşembe günü faiz değişimi beklenmeyen TCMB toplantısını yakından izleyecek. Borsa
İstanbul’da zayıf görünüm sürüyor.

TL’YE DÖNÜŞ EĞİLİMİ KORUNUYOR

SON bir yıldır uygulanan TCMB faiz artırımı ve sıkı para politikasının özellikle TL’de değer kazanımı ile TCMB rezervleri üzerinde olumlu sonuçları görüldü. TL’ye dönüş, kuru baskıladığından enflasyonun daha yüksek seviyelere ulaşmasını engelledi. Yüksek faize bağlı olarak tahvil ve bono ağırlıklı sıcak para (portföy yatırımları) girişlerinin önemli katkı yaptığı TCMB brüt rezervleri 150 milyar doların üzerinde kalmaya devam ediyor. 9 Ağustos ile biten haftada swap hariç net rezerv ise 24.6 milyar dolara çekildi. Bir önceki hafta 28.5 milyar dolardı. Hatırlanırsa geçen yıl eksi 65 milyar dolara kadar gerilemişti. Kur korumalı mevduattaki erime ise aynı hafta devam etti ve 1.7 trilyon TL’ye çekildi. Ancak son haftalarda yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatındaki yükseliş dövize talebin biraz canlandığı sinyali veriyor. Son bir ayda 4-5 milyar dolarlık bir artış gözleniyor. Kur korumalı mevduattan çözülen tasarruflardan bir miktar kayma olabilir.

Haberin Devamı

KONUT SATIŞINDA ARTIŞ DİKKAT ÇEKTİ

Konut satışlarının da bir önceki aya göre artış göstererek temmuzda 127 bini geçmesi tasarruf sahiplerinin alternatif yatırım araçlarına ilgisinin arttığı izlenimi veriyor. Ancak bir aylık artış ile konuta ilgi başladı demek için çok erken. Biraz daha gözlemlemek gerekecek. Zira TCMB verilerine göre konut fiyat endeksindeki artış yıllık bazda yüzde 38.7 olurken reel olarak yüzde 14.3 azaldı. İnşaat maliyetlerindeki atış ise yüzde 66 seviyesinde. Diğer yandan hisse senetlerinde yabancı satışları 9 Ağustos haftasında devam etti ve haftalık bazda 323 milyon dolar oldu. Tahvil bonoda 17 milyon dolarlık alım yaptılar. “Hisse sat, tahvil al” politikaları sürüyor. 

Haberin Devamı

ALTINDAKİ ÇIKIŞ GÜCÜNÜ KORUYOR

DIŞ borsalardaki çıkışa karşılık diğer piyasa parametrelerinde altın dışında çok belirgin bir değişim gözlenmedi. ABD tahvil faizlerinde düşüş, dolarda zayıflama, Euro’da değer kazanımı söz konusu. ABD 10 yıllık tahvil faizi yüzde 3.88, altının ons fiyatı 2.508 dolar, gram/TL 2.716, dolar endeksi 102.46, Euro/dolar paritesi 1.1028, brent petrol 79 dolardan haftayı kapattı. Altın fiyatlarında; Fed’in faiz indirim beklentilerinin sürmesi, zayıf dolar, düşen ABD tahvil faizleri, Ortadoğu kaynaklı jeopolitik gelişmelerin etkisiyle yükseliş güç kazandı ve yeni zirveler oluştu. Petrol fiyatları ise ABD ham petrol stok değişimi, küresel ekonominin seyri, Ortadoğu kaynaklı gerginliğe bağlı gelişmelerin etkisinde. Çin başta olmak üzere küresel ekonomideki yavaşlama sinyalleri zayıf talebi çağrıştırdığından bu aşamada fiyatlar üzerinde daha baskın görülüyor.

Haberin Devamı

Beklenti ve para girişi gerekli

BORSADA SATIŞ  BASKISI SÜRÜYOR

BORSADA tepki çıkış denemeleri güç kazanamadı ve düşüş hareketi sürüyor. İlk destekler 9.750-9.700 seviyelerinde görülürken bu seviyeler kısa dönem için önem kazanmış durumda. Verilecek sonraki destekler 9.500 ve 9.250 noktalarında görülüyor. İlk dirençler ise 10.000 ve 10.190 seviyelerinde. Bu seviyelerin geçilmesi durumda sonraki direnç 10.415’te bulunuyor. Satış baskısı korunan endekste destek noktalarında tepki alımları görülebilir.  

ABD’DE ‘YUMUŞAK İNİŞ SENARYOSU’ GÜÇLENİYOR

JAPONYA merkezli türbülansın etkileri azalırken dış piyasalarda iyimserlik hakim. Borsalardaki tepki çıkışıyla birlikte 5 Ağustos ile başlayan kayıplar geri alındı. ABD’de resesyon olasılığı azalırken “carry trade” pozisyonlarına bağlı tedirginlikle sert düşüş gösteren Tokyo Borsası kayıplarını geri aldı, üzerine prim de yazdı. Goldman Sach kaynaklı bir değerlendirmede “carry trade geri döndü” görüşüne yer verildi. Düşüş eğilimi süren ABD enflasyonunun ardından 227 bin olarak açıklanan ABD haftalık işsizlik başvurularının bir önceki haftanın altında kalması, perakende satışların beklenenden iyi gelmesi (aylık %1.0) resesyon endişelerini azalttı ve ABD ekonomisinde “yumuşak iniş” senaryolarına güç kazandırdı. Hatırlanırsa geçen haftaki yazımızda “büyük çaplı spekülasyon” izleniminden” söz etmiştik. Son gelen veriler bu durumu doğrular nitelikte.

Son açıklanan ABD tarım dışı istihdam verilerin oldukça düşük kalması sonrası ABD’de resesyon tartışmalarını beraberinde getirmişti. Yüzde 2.9 ile beklentilerin hafif altında kalan ABD enflasyonu (TÜFE) ve ABD işsizlik verileri sonrası Fed’in faiz indirim beklentilerinde pek bir değişim olmadı. Bu yıl üç faiz indirimi beklentisi sürüyor. Tartışmalar daha çok eylülde faiz indiriminin 25 baz puan mı, yoksa 50 ile mi başlayacağı yönüne evrildi.

Beklenti ve para girişi gerekli

CİDDİ FAİZ MAKASI

Japonya’daki gelişmeleri de ABD resesyon olasılığı gibi “atılan taş ürkütülen kurbağa” sözü çerçevesinde değerlendirmek yerinde olacak. Carry trade pozisyonlarının büyüklüğü ve oluşan hasar konusunda bir belirsizlik vardı. Ama Japonya Merkez Bankası’nın 25 baz puanlık faiz artırımıyla piyasalarda dengelerin büyük ölçüde değişeceği öngörüleri fazlaca karamsarlığa neden oldu. Japonya ile ABD ve Avrupa Merkez bankaları arasında hala ciddi bir faiz makası var ve önemli ölçüde carry trade pozisyonlarını destekler konumda. Gerçi Japonya Merkez Bankası kaynaklarından gelen, piyasalar bu durumda iken faiz artırımı yapılmayacak açıklamaları bir rahatlama sağlamıştı.

Açıklamaların ardından Tokyo Borsası’na tepki alımları gelmesi ve Japon Yeni’nin değer kaybının sürmesi önemliydi. Ama orta ve uzun dönemde Japonya’nın faiz artırımlarına devam etmesi olasılığı halen korunuyor. Mart ayında yüzde 2.2 olan yıllık enflasyon (TÜFE) temmuzda yüzde 2.8’e yükseldi. Enflasyonun sebeplerinde biri olarak görülen Japon Yeni’ndeki değer kaybının bu görünümde belli bir payı var. Yendeki değer kaybının önlenmesinin bir tedbiri de faiz artışı elbette. Ayrıca geçen hafta Japonya ekonomisi yüzde 3.1 ile beklentilerin üzerinde oldukça üzerinde büyüdü. Bu veri de faiz artışı için bir zemin hazırlıyor. Önümüzdeki hafta; Çin kredi faiz kararı, Euro Bölgesi ve Japonya enflasyon (TÜFE) verileri izlenecek. 

Yukarıda yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, yatırımcı profilinize uymayabilir.

Yazarın Tüm Yazıları