Paylaş
İç piyasalar bir süredir Suriye gündemi nedeniyle dış piyasalardan olumsuz yönde ayrışmıştı. Merkez Bankası’ndan 1-1.5 puan beklenirken, 2.5 puanlık indirim ile faiz oranı yüzde 14.00 seviyesine çekildi. Merkez Bankası geçtiğimiz aylarda hatırlanırsa beklentileri aşan faiz indirimleri yapmış ve Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal da ‘önden yüklemeli davrandık’ diye izah etmişti. Merkez Bankası enflasyondaki iyileşmenin devamını beklemekle birlikte piyasa beklentisi de ekim enflasyonunun yıllıkta tek hanede kalacağı yönünde. Suriye konusunda varılan mutabakat ile jeopolitik risklerin zayıflaması ve enflasyon dışında ekonomideki toparlanmaya katkı ve dış dünyadaki düşük faiz politikaları Merkez Bankası’nı faiz indirim konusunda agresifleştirmiş görünüyor. Ayrıca dış bakışı göstermesi açısından yakından izlenen Türkiye’nin CDS oranı (risk primi) düşmeye devam ediyor.
İYİLEŞMEYE BAŞLADI
Merkez Bankası faiz indirimi sonrası döviz kurlarında hafif bir yukarı hareketlenme görüldü. Bankalardaki döviz mevduatı üzerinde bir etkisinin olup olmayacağını ayrıca izlemek gerekecek. Bütçe açığı ve kamu borçlanma gereği yüksek seyrederken düşük faizin borçlanmalara ve sıcak para hareketlerine etkilerini de zamanla göreceğiz. Ancak dış dünyada faiz oranlarının çok düşük olması bu açıdan önemli bir avantaj. Merkez Bankası faiz indirimlerinin reel ekonomiye yansımaları da sürüyor. Konut, otomobil satışlarından sonra beyaz eşya satışları da eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7 arttı. Ayrıca gerek iç gerekse dış finans çevrelerinde ekonomik büyüme ile ilgili tahminler geçtiğimiz aylara göre iyileşmeye başladı. Merkez Bankası’ndan gelen son faiz düşüşü bankaların kredi ve mevduat faizlerini aşağıya çekme beklentisini yükseltti. Bu yönde adımlar görürsek hiç de sürpriz olmaz. Bu gelişme ekonomideki toparlanmaya katkı sağlayacaktır.
İçerdeki bu gelişemeye ilaveten dış piyasalarda ise olumlu hava sürüyor. İyimserliğin nedenlerine baktığımızda geçen haftalarda çokça vurgu yaptığımız gibi, ABD-Çin arasındaki ticari görüşmelerde anlaşma beklentileri ve merkez bankalarından gelen faiz indirimleriyle parasal genişleme politikaları. Küresel ekonomilerdeki durgunluk beklentileri, merkez bankalarını düşük faiz ve piyasaya para pompalamaya itince bu gelişmeden doğal olarak piyasalar olumlu etkileniyor. Geçen hafta Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi, son kez başkanlık yaptığı toplantı sonrası aşağı yönlü riskler, zayıf büyüme ve düşük enflasyondan söz ederek “Önemli ölçüde parasal teşviklere hala ihtiyaç var” dedi. Draghi ayrıca negatif faizin olumsuz etkilerini dikkate aldıklarını belirtirken uzun vadede likidite tuzağı riskini mi görüyor bilemiyoruz. Bunca yıldır uygulanan düşük faiz ve parasal genişleme politikasına rağmen hala çözüm konusunda umutlu değil. Başka çözüm önerisi de yok gibi. Avrupa Merkez Bankası’nda politika faizi sıfır, mevduat faizi yüzde -0.50. Daha ne olacak, nereye kadar düşecek, düşüş nereye kadar devam edecek? Ekonomiler yavaşlayınca en esaslı çözüm faizi düşürüp, piyasaya para vermek. Ama bazen onun da yeterince çare olamadığı anlaşılıyor. Sorun biraz da gelir tarafında sanki. Gelir ayağında yani efektif talepte iyileşme olmayınca faiz indirimleri de bir ölçüye kadar etkili olabiliyor. Aynı şeyler tasarruflar için de geçerli. Tasarruf gelirin bir türevidir. Gelir zayıfsa tasarruf da zayıf kalıyor.
Başkan Draghi’nin açıklamaları sonrası Euro biraz değer kaybetti. Avrupa’daki parasal genişlemeye devam politikasına 30 Ekim Fed toplantısından faiz indirim beklentileri eklenince altın (ons/dolar) fiyatında yükseliş görüldü haliyle. Türkiye’nin CDS oranları düşse de yabancı yatırımcıların 18 Ekim haftasında hisse senetleri ve tahvil bonoda toplamda 960 milyon dolar satışta olmaları dikkat çekici. Ancak Suriye konusundaki anlaşmaların etkisini gelecek hafta perşembe günü görebileceğiz. Borsadaki yabancı takas saklama oranı tekrar yüzde 64’ün altına geriledi. Önümüzdeki Cuma günü Fitch’in Türkiye değerlendirmeleri var ama kredi notu konusunda olumsuz bir rapor beklenmiyor. İyimserlik korunmakla birlikte son gelişmelerin belli ölçüde fiyatlanması nedeniyle daha temkinli bir piyasa görülebilir.
BORSADA DİRENÇLERE DİKKAT
BORSADA tepki yükselişi sürmekle birlikte direnç seviyelerinde satışla karşılaştı. İlk direnç 101.000 seviyesinde. Çıkışın devamı için bu seviyenin geçilmesi gerekecek. Sonraki ve daha önemli dirençler 103.000 ve 105.000-106.000 seviyelerinde. İlk destek ise 99.500 seviyesinde. Bu seviyenin üzerinde tepki çıkışı gücünü koruyabilir. Sonraki destekler 98.000-97.000 ve 95.000 seviyelerinde bulunuyor. Çıkış hareketi sürmekle birlikte direnç seviyelerinde satışlar görülebilir.
DOLAR/TL KURUNDA 5.72 SEVİYESİ ÖNEMLİ
DOLAR/TL kurunda düşüş eğilimi devam ediyor. Destek seviyelerinde gelen tepki alımları henüz güç kazanmış değil. Kısa dönem için ilk önemli destekler 5.73-5.72 seviyelerinde görülürken bu seviyenin altına gelinmesi durumunda düşüş sürebilir. Sonraki destek 5.63 seviyesinde. İlk direnç ise 5.79 seviyesinde bulunuyor. Tepki çıkışının devamı için bu seviyenin bu seviyenin üzerinde kalınması gerekecek. Sonraki dirençler 5.86 ve 5.93 seviyelerinde. Destek seviyelerinde tepki alımları görülse de satış baskısı sürüyor.
Paylaş