Paylaş
Küresel piyasalarda iyimserlik hâkim. Olumlu havanın kaynağında beklentilerin oldukça altında gelen ABD enflasyon verileri (TÜFE) var. ABD TÜFE verisi yüzde 7.7 olarak açıklandı (beklenti yüzde 8, geçen ay yüzde 8.2). Aylık TÜFE ise yüzde 0.3 oldu (beklenti yüzde 0.5, önceki yüzde 0.6). Enflasyondaki gerileme piyasalara moral verdi ve artan risk iştahıyla birlikte ABD borsalarında görülen sert yükseliş diğer borsalara da yansıdı. Borsa İstanbul zaten bir süredir dış borsalardan olumlu ayrışma gösteriyordu. Enflasyon verisiyle Fed’in aralık ayı toplantısı için faiz artırım beklentileri 50 baz puana gerilerken diğer piyasa parametrelerini de olumlu etkiledi. ABD 10 yıllık bono faiz oranı sert düşüş gösterdi ve yüzde 3.80 seviyelerine geriledi, ABD doları zayıfladı, Dolar Endeksi 106 seviyesine düştü. Euro, dolar karşısında güç kazandı ve Euro/dolar paritesi 1.03 seviyesine yükseldi. Bu durum iç piyasalarda dolar/TL kurunda düşüş, Euro/TL kurunda yükseliş olarak kendini gösterdi.
EMTİA FİYATINDA ARTIŞ
Petrol fiyatında ise tepki çıkışı sürdü ve Brent Petrol 95 dolara ulaştı. ABD TÜFE verisindeki gerileme ile Fed’in faiz artırımında yavaşlama beklentileri artarken bu durum azalan resesyon tedirginliğiyle emtia fiyatlarında (sanayi emtiaları) tepki yükselişini beraberinde getirdi. Bu arada ABD enflasyonunda zirvenin görülüp görülmediği tartışmaları tekrar başlayabilir. Diğer yandan Almanya’da enflasyonda yükseliş sürüyor. Cuma günü TÜFE yüzde 10.4 olarak açıklandı (geçen ay %10.00). Fed’in yüksek faiz ve sıkı para politikasının enflasyon üzerindeki etkileri iyice belirginleşince yetkili ağızlardan ardı ardına açıklamalar gelmeye başladı.
İYİMSERLİK KORUNUYOR
ABD Başkanı Joe Biden, enflasyonu normal seviyelere döndürmenin zaman alacağını belirterek, enflasyonu düşürme konusunda ilerleme kaydettiklerini açıkladı. Fed kaynaklı açıklamalarda ise faiz artırımında yavaşlama vurgularının yanında artırımları tamamen durdurmak için erken olduğu tekrarlandı. Dallas Fed Başkanı Logan, “Faiz hızı artışlarının yavaşlaması yakında uygun olabilir. TÜFE verileri memnuniyet verici bir rahatlama getirdi ancak daha gidilecek çok yol var” derken Richmond Fed Başkanı Harker, “Faiz oranı yüzde 4.5 civarını gördüğünde olası faiz artışlarının durmasından yanayım” açıklamasında bulundu. San Francisco Fed Başkanı Mary Daly ise, Fed’in faiz artırımlarının hızını yavaşlatmanın zamanının geldiğini düşündüğünü, Kansas City Fed Başkanı Esther George, ABD faiz oranı artışlarının daha yavaş bir hızda yapılmasına verdiği desteği yineledi. Enflasyonda yakalanan düşüş ivmesi küresel piyasalarda ve ABD ekonomi yönetiminde bir memnuniyet yarattı. Ancak Fed’in mevcut politikadan vazgeçmesini beklememek lazım. Sonuç almaya başlamışken işi yarım bırakmaları beklenemez. Fakat faiz artırım adımları resesyon tedirginliği nedeniyle kısa tutulabilir. Doğru teşhis ile doğru tedavi sonuç vermeye başlamış görülüyor. Piyasalarda artan risk iştahıyla birlikte iyimserlik korunuyor.
TÜRKİYE RİSK PRİMLERİNDE DÜŞÜŞ SÜRÜYOR
Dış koşullardaki değişimler Türkiye gibi gelişen ülke piyasa verilerine olumlu yansıma gösteriyor. Yakından izlenen Türkiye’nin 5 yıllık CDS priminde (risk primi) düşüş son günlerde oldukça belirginleşmiş durumda. Hatırlanırsa temmuz ayında 800-900 gibi seviyeler görülmüştü. Geçen hafta içi 560 seviyelerine kadar çekildi. Yüzde 10 seviyesinin altına gerileyen Türkiye’nin 10 yıllık eurobond faiz oranında da benzer görünüm hakim. Dün açıklanan TCMB verilerine göre 4 Kasım ile biten hafta da; Yurtdışı yerleşikler hisse senetlerinde 38.1 milyon dolarlık alım yaparken tahvil bonoda (DİBS) 8.2 milyon dolarlık satış yaptılar. Uzun sayılabilecek bir aradan sonra hisse senetlerinde düşük tutarda da olsa yabancıların alım tarafında görülmeleri kayda değer.
TCMB tarafından cuma günü açıklanan Türkiye’nin “ödemeler dengesi” tablosunda cari açık beklentilerin hafif üzerinde 2.9 milyar dolar olarak gelirken ocak-eylül dönemi 37.9 milyar dolar, yıllık ise 39.1 dolar oldu. Cari açığın finansmanı konusundaki tartışmalar güncelliğini koruyan bir durum. “Net hata noksan” kalemi geçen aya göre biraz gerilerken 24.9 milyar dolar oldu. Piyasalar için dikkat çeken “portföy yatırımları” yani sıcak para çıkışlarıydı. Hisse senedi ve tahvil bonodan yabancı çıkışı eylül ayında 4.2 milyar dolar, ocak-eylül döneminde 11.1 milyar dolar olarak görüldü. Borsa İstanbul’da hisse senetlerinde yabancı payı yüzde 30.10 seviyesine gerilemiş durumda. Bu açıdan BIST100 Endeksi’ndeki çıkışa yerli yatırımcının başarısı demek yerinde olacak.
BİLANÇO AÇIKLAMALARI TAMAMLANDI
09/2022 dönem bilanço açıklamaları geçen hafta tamamlandı. Bilanço sonuçlarının oldukça iyi gelmesi BIST100 Endeksi’ndeki yükselişe rağmen fiyat kazanç oranlarında gerilemeyi beraberinde getirdi. Bu durum iskonto demek aynı zamanda. Borsa İstanbul için primli ancak pahalı değil demek yerinde olacak. Ancak bilanço değerleme kriterlerini işlevsiz bırakan bazı hisselerdeki fiyatlamaları hariç tutmak gerekir. Şirket kârlarında yüksek enflasyon konusunu dikkate almak yerinde olacak. Borsa İstanbul’da devam eden çıkış trendiyle yeni zirveler oluşuyor. Yüksek şirket kârlarının verdiği destek dışında alternatif yatırım araçlarının durgunluğu hisse senetlerine ilginin canlı kalmasında önemli bir etken olarak geçerliliğini koruyor. Ancak olumlu gelişmelerin belli ölçüde fiyatlandığını da söylemek gerekir.
BORSADA DİRENÇLERE DİKKAT
Borsada yeni zirve denemeleriyle ralli devam ediyor. İlk destekler 4.400-4.350 olarak görülürken çıkış trendinin korunması için 4.350 seviyesinin üzerinde kalınması önemli olacak. Aksi takdirde sonraki destekler 4.250-4.200 ve 4.100 seviyelerinde bulunuyor. İlk direnç ise 4.560 seviyesinde. Çıkış kanal direnci olması açısından yükseliş hareketinin devamı için bu seviyenin geçilmesi gerekecek. Bu seviyelerde kâr satışları görüldü. Sonraki dirençler 4.750-4.800 ve 5.000 seviyelerinde. Endekste çıkış trendi gücünü korumakla birlikte kâr satışları görülebilir.
Paylaş