Paylaş
Seyahat halindeyken dünyanın tüm medeni ülkelerinde yararlandığım bir hizmetten Türkiye’ye döndüğümde yararlanamıyorum. Nedeni TurkCell abonesi olmam.
Malumunuzdur, Türkiye’nin Bilişim Bayramı olarak kabul edilen CeBIT Bilişim haftasındayız.
Ve fuarda en fazla patırtı kopartan şirketler her sene olduğu gibi yine cep telefonu operatörleri.
Türkiye’nin Bilişim Bayramı’na renk katmaları kötü mü? Değil tabii ki.
Ama insan her yıl CeBIT Bilişim’de zil takıp, göbek atmadıkları kalan cep telefonu operatörlerinden, yani TurkCell, Telsim ve Avea’dan biraz da hizmet kalitesi ve çeşitliliğine yatırım yapmalarını bekliyor.
Yazımın başında bahsettiğim, tüm medeni ülkelerde olan ama TurkCell’de olmayan servis otomatik saat ayarı servisi.
Bu servisin verildiği ülkelere gittiğinizde, uçaktan inip, telefonunuzu açtığınızda operatör tarafından gönderilen bir sinyalle telefonunuzun saati, saat farkına uygun olarak otomatik olarak ayarlanıyor.
Ancak TurkCell bu servisi vermediği için, Türkiye’ye döndüğünüzde saatiniz, son ayrıldığınız ülkenin saatine ayarlı olarak kalıyor.
Çok mu önemli? Değil ama çok pratik bir hizmet. Ve tüm dünyada verilen bir hizmetten üç kuruşluk bir yatırım yapılmadığı için kendi ülkenize geldiğinizde mahrum kalmanız hiç de hoş değil.
Peki ya Türkiye’de Türkçe yazışmak için daha fazla ücret ödemek zorunda kalmamıza ne demeli?
Türkiye’nin dilinin Türkçe olduğu Ne TurkCell, ne Avea, ne Telsim’in umrunda olduğundan, daha da kötüsü Sanayi Bakanlığı bile Türkçe’ye üvey evlat muamelesi yaptığından Türkiye’de kısa mesaj yazarken Türkçe karakterleri kullandığımızda daha fazla ücret ödemek zorunda kalıyoruz.
Türk kullanıcıları memnun edecek servisler geliştirmeye çalışmaktansa müşteri kızıştırmayı seçen üç operatörümüzden adı Avea olanı umudunu numara taşınabilirliğine bağlamış örneğin. Numara taşınabilirliği diye yırtınıyor, başka bir şey demiyor.
Telsim’in yeni sahibi Vodafone ise kötü altyapısını düzeltmeye çalışmaktansa Türkiye’yi suçlamayı yeğliyor.
Geçenlerde Vodafone olarak sponsor oldukları Formula 1 takımı vesilesiyle İstanbul’a gelen İcra Başkanları Arsun Sarin, "Bedava telefona hazır değilsiniz", buyurmuştu.
Tamam peki diyelim biz hazır değiliz de, siz neden satın almanızın üzerinden neredeyse bir yıl geçmesine rağmen Telsim’in dökülen altyapısına çivi çakmadınız.
Vodafone ismini kullanmaya neden hálá utanıyorsunuz? Altyapıyı Vodafone ismini kullanmaktan utanmayacak hale getirmek için daha ne bekliyorsunuz?
O bahsini ettiğiniz promosyon sisteminin ne olduğunu Türkiye’de herkes biliyor, kimse sandığınız gibi cahil değil Türkiye’de. Ve kimse bedava cep telefonu diye tutturmuyor.
Venedik ve Şişli medeniyetlerine okur katkısı
Pınar Walter: İrlandalılara toplum içinde sigara içme yasağı getirdiklerinde, bir sene millet vık vık etti, fakat şimdi diyorlar ki ne iyi etmişsiz de bu yasak gelmiş.
California’da mesela çok rahatlıkla restoranlara gidiyorduk çocuğumuzla fakat Şimdi DC’deyiz restoranlara gitmek için çocukla, oturup bir daha düşünüyoruz çünkü buradaki lobiciler canlarını dişlerine takarak yasağı getirmemek için çalışıyorlar...
Biz de çok gezen kişiler olarak, bir örnek de Singapur’dan vermek istiyorum, 12 dolar bir sigara paketi ve paket üstüne öyle iğrenç fotolar koyuyorlar ki görenin midesi ağzına geliyor (Bilmez miyim, iki yıl önce bir yazımda değinmiş ve bu paketlerin fotoğrafını da yayınlamıştım. Y.A.)
Bizde de bu uygulama yapılabilir. Türkiye’ye geldiğimde herkesle kavga etmekten bıktım. Çocuğumun üstüne üstüne sigara dumanını üfleyeni mi ararsınız, kibarca uyarınca efelenmeye kalkanını mı?
Her neyse bu konu uzar fakat Türklerin alışveriş merakı konusunda ve müze gezmemek için attığı taklalar konusunda da çok haklısınız.
En basitinden Venedikte St. Marco kilisesine girme sırasını, yani yarım saati çok uzun bulup sahte çanta almaya giden arkadaşlarımı hatırladım ben de sayenizde...
Aysın A.: Ben İzmirliyim ve 8 yıldır İtalya’da yaşıyorum. Yazdıklarınıza aynen katılıyorum. Ayrıca birkaç ayrıntıyı da vermek istiyorum.
Yasanın çıkmasından itibaren tüm İtalya’da topluma açık tüm mekanlarda (bar, kafe, restoran vs.), mekanın sahibinin dahi içerde, kapalı alanda sigara içmesi yasak.
Ayrıca herhangi bir kişi içmekte ısrar ederse ve mekan sahibi engelleyemiyorsa, siz vatandaş olarak polisi arayabiliyorsunuz ve polis mutlaka geliyor, yüklü bir ceza kesiyor.
Sigara içmeyenler veya çocuklu aileler artık İtalya’da çok rahat. Umarım bu yasa en kısa zamanda Türkiye’de de çıkar veya yaygınlaşır.
Paylaş