Paylaş
Hazreti milletvekillerimiz nihayet İnternet'in farkına vardılar. Vardılar ve varış o varış. Bunca yıldır İnternet'in Türkiye'de yaygınlaşması için parmaklarını kıpırdatmayan meclis üyelerimiz, hazırladıkları yasa tasarısıyla İnternet'i de sonunda kendilerine benzetmeye başladılar.
Mecliste kör topal görüşülmeye ve madde madde oylanmaya başlanan ve bu yazı yazılmakta olduğu sırada henüz İnternet'le ilgili maddelerine gelinmemiş olan yasa tasarısı, İnternet'i Haberleşme Yüksek Kurulu ve RTÜK'ün denetimine sokmayı amaçlıyor. Yasa tasarısı, İnternet'i TBMM gündemine ilk kez sokan düzenleme çalışması olması açısından da tarihi bir önem taşıyor.
Ne mutlu bize ki, milletvekillerimiz onlardan beklentilerimizi bir kez daha boşa çıkartmadılar ve İnternet'in yaygınlaşmasına yönelik düzenlemeler yerine, İnternet'i zapturapt altına almaya çalışan bir düzenlemeyle, geleceğin tarih mezarlığında taklalar ve parendeler atmaya hak kazandılar.
Tasarı yasallaştığı takdirde İnternet'te her sayfa açmak isteyenin valiliğe ya da kaymakamlığa beyanname verme zorunluluğunda olacağı, yayınlanan her sayfanın iki kopyasının Cumhuriyet Savcılığı'na teslim edilmesi gerekeceği gibi olası fantezileri bir yana bıraksak bile, İnternet'teki içeriğin RTÜK'ün denetimine sokulmaya çalışılması yeterince abuk bir durum ortaya çıkartıyor ve yasa tasarısını hazırlayanların cehaletlerini cümle aleme sergiliyor.
İnternet'i gazete, dergi, radyo, televizyon gibi diğer tüm konvansiyonel medya araçlarından ayıran en büyük özelliği etkileşimli bir kitle iletişim aracı olması. Diğer tüm konvansiyonel medya araçlarının okuyucuları, dinleyicileri, seyircileri pasif birer algılayıcı kitle konumunda kalırken, İnternet kullanıcıları okumak istedikleri bölümü kendi arzularıyla seçebilen, bakmak istemedikleri içeriğe gözucuyla bile bakmak zorunda kalmayan, maruz kaldıkları enformasyona karşı görüş, yorum, eleştiri katabilen ve bunları diğer kullanıcılarla paylaşabilen aktif bir okur-yazar kitlesi oluşturuyorlar. Böyle bir etkileşimli medya aracını bir kurul tarafından denetim altına almaya çalışmak, memleketin tüm kahvehanelerinde yapılan bütün sohbetleri RTÜK'ün denetimine bağlamaktan farklı değil.
İnternet'in ikinci özelliği ise yayınların belli bir coğrafyaya bağımlı olmaksızın dünyanın her yerinden yapılabilmesi ve her yerinden ulaşılabilmesi. Herhangi bir ilkokul öğrencisi dahil dileyen herkes, dünya üzerindeki herhangi bir bilgisayar üzerinden istediği İnternet yayınını yapabilir ve bu yayını durdurmaya kimsenin gücü yetmez. Yeter ki yapılan yayın, yapıldığı ülkenin yasalarına aykırı bir içerik taşımıyor olsun.
Eğer bu tasarı, bu haliyle yasalaşırsa RTÜK ortakları gözükmeyen bir İsviçre firması tarafından Hollanda üzerinden yapılan Türkçe bir yayını nasıl denetleyecek merak ediyorum doğrusu.
Fasa fisoyla vakit kaybetmeyelim lütfen. Yayaların da uyması gereken trafik kuralları var elbette ama trafik polisi önce araçları denetler.
yurtsan@hurriyet.com.tr
Paylaş