Herifçioğlu ‘chat’ odasında koyuvermiş sakalı/ Neylesin bizim Türkçe harfleri, nitsin Emre Kongar’ı ve de Doğan Hızlan’ı/ Beta baby’si, newbie’si, grrrl’i, mouse potato’su/ Notebook’unda dört avatarın ICQ numarası/ Bir elinde klavye, bir elinde faresi/ Uyyy!.. yesun oni nenesi/ Yesun oni nenesi*
hurriyetim.com.tr/harflerimiz adresinden başlattığımız ‘Bilgisayar Türkçesi istemiyoruz’ kampanyasına İnternet kullanıcılarının yoğun desteğine ek olarak, cinnettaşların** başını çektiği cılız bir eleştiri de var.
Bu eleştirilerin büyük bir kısmı sanki kampanyada Q klavyenin yasaklanmasına yönelik bir talebimiz varmış gibi göstermeye çalışıp, kampanyanın saçmalığını vurgulamaya çalışan saldırılardan oluşuyor. Ancak kampanyada talep edilenler arasında böyle saçma bir istek tabii ki yok. Kampanya talepleri arasında, zaten bir Türk standardı olan F klavyenin zorunlu standart haline getirilmesi var. F klavyenin zorunlu standart olması, Q klavyenin yasaklanması anlamına gelmiyor.
Eleştirilerden bir kısmı ise Q klavyenin bir dünya standardı olduğunu, dolayısıyla dünyadan kopmamak için bu standarda uymamız gerektiğini dile getiriyor. Bu gruptakilerin ortak yanılgısı, yaygın kullanım ile standart kavramlarını birbirine karıştırmaları. Yaygın kullanım ile standardın aynı şey olduğunu sanıyorlar. Aradaki farkı deprem bölgesi İstanbul’da uygulanması gereken yapı standardı ile depreme dayanıksız yaygın yapılaşmayı karşılaştırarak görebilirler. Üstelik Q klavye bir dünya standardı değil ama F klavye bir Türk standardı.
Bir başka grup ise kampanyanın Türkçe harflerin bilgisayar ortamında sorunsuzca kullanılmasına yönelik taleplerine katıldıklarını ancak F klavye tartışmasının ön plana çıkartılmasını doğru bulmadıklarını söylüyor. Kampanyada F klavye zaten ön planda değil. F klavyeyi ön plana çıkartanlar, kampanyanın diğer taleplerine fazla eleştiri getiremeyeceklerini bildikleri için faullü vuruşa müsait F klavye yumuşak karnına vuruş yapmayı seçenlerden oluşuyor. Daha önce de belirttiğim gibi F klavyenin önemi bir ibret öyküsü olmasından kaynaklanıyor. Bir zamanlar yaygın kullanım alanı da bulmuş bir Türk standardı olan F klavyenin tüketici bilinçsizliği, ithalatçı sorumsuzluğu ve hükümet vurdumduymazlığı sonucunda uyduruk Türkçe Q klavyenin istilasına teslim edilmiş olması, gelecek için de önemli bir ders. Çünkü aynı tüketici bilinçsizliği, aynı ithalatçı sorumsuzluğu, aynı hükümet vurdumduymazlığı Türkçe harflerin uluslararası bilişim standartlarına girmesini engelliyor.
Kampanya sitesine gelen bu gibi eleştiri ve bu eleştirilerin kat kat fazlası destek mesajları arasında çok ilginç fikirlere de rastlamak mümkün. Örneğin geçen gün Aktüel’den Özsel Tortop aradı. Bilgisayar Türkçesi İstemiyoruz kampanyasıyla ilgili bir haber hazırlıyorlarmış. Kampanyaya gelen mesajlar arasında bir tanesi özellikle dikkatlerini çekmiş. Mesajda insanların çocuklarına isim seçerken, ileride İnternet’te sorun yaratmaması için içinde Türkçe karakter geçmeyen isimlere yöneldiği yazılıymış. Özsel Tortop, bu konuda ne düşündüğümü soruyordu. Bunun insanların kendi seçimi olduğunu, eleştiremeyeceğimi, haklılık paylarının da olduğunu söyledim. Asıl önemli olan insanları böyle seçimler yapmaya zorlayacak ortamın oluşmasını engellemek. Eğer Türkçe harflerin dünya standartlarına girmesini sağlarsak, insanlar da bu tip yollara başvurmak zorunda kalmaz.
*Sakal Makal Yahut (Bedri Rahmi Eyüboğlu) Herifçioğlu Sen Mişel’de koyuvermiş sakalı/ Neylesin bizim köyü, nitsin Mahmut Makal’ı/ Esmeri, sarışını, kumralı, kuzguni karası/ Cebinde dört dilberin telefon numarası/ Bir elinde telefon, bir elinde kesesi/ Uyyy!.. yesun oni nenesi/ Yesun oni nenesi
** cinnettaş (denizen): nettaş anlamına gelen İngilizce ‘netizen’ kelimesinden türetilmiş, uygunsuz davranışlarıyla nettaşlara yaka silktirten İnternet acemisi anlamına gelen Net jargonu.
Apple’dan Türkçe’ye kusurlu destek
Geçen haftalarda orijinal fabrika çıkışlı F klavye dizüstü bilgisayar ürettiği için HP ve Acer’ı alkışlamıştık. Türk standartlarına gösterdiği saygıdan dolayı tebrik edilecekler sırasında bu hafta Apple var. Apple Türkiye pazarına girdiğinden bu yana F klavyeyi destekleyen bir marka. Ancak Apple, Türkiye temsilcisi Bilkom’un Koç grubuna geçmesinden sonra dizüstü ürünlerinde Q klavyeyi ön plana çıkartmaya başladı. Hatta F klavyeli satın almak isteyenlerden 50 dolar fark istemek gibi bir ayıba da imza attı. Bu yüzden Bilkom’u Türk standartlarına başından beri verdiği destek için alkışlarken, Türk standartlarını tercih eden tüketiciyi cezalandıran yeni uygulamasını ayıplıyoruz.
Ulaştırma Bakanlığı’nda hokus pokus gösterisi
Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde danışmanlık vermesi amacıyla kurulan İnternet Kurulu, boyundan büyük işlere kalkışıyor. Danışma kurulu statüsünde olması nedeniyle hiçbir yetkisi olmayan İnternet Kurulu, bünyesinde kurduğu DNS Çalışma Grubu isimli yasal yetkisi olmayan bir alt kurulla korsan faaliyetlerde bulunuyor. Yasal yetkisi olmamasına rağmen yasama, yürütme ve yargı faaliyetlerinde bulunan DNS Çalışma Grubu’nun son marifeti ise kurayla hak dağıtmak.
Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren çalışma grubu uzun bir süredir, .tr uzantılı İnternet adreslerinin ODTÜ kaynaklı bir grup tarafından para karşılığı tescil edilmesi işlemlerine, resmi bir süs verme amacıyla kullanılıyordu. Bir danışma kurulu bünyesinde olması nedeniyle hiçbir yetkiye sahip olması hukuken mümkün olmayan grup, İnternet adreslerinin Türkiye’de tesciline yönelik kurallar koyuyor, anlaşmazlıkları yargılıyor ve karara bağlıyordu. Böylece, ODTÜ kaynaklı bir grup ahbap çavuş tarafından yasal bir dayanak olmaksızın yapılan İnternet adres tescil işlemlerine sanki resmiymiş gibi bir süs verilmiş oluyordu. Ulaştırma Bakanlığı da oynanan bu komediye, tüm eleştirilere rağmen ses çıkartmayarak seyirci kalıyordu.
İşte bu grup, daha önce kendi koyduğu bir kuralla ‘jenerik’ olarak adlandırdığı ancak açık bir tanımını yapamadığı ve bugüne kadar İnternet adresi olarak tescil etmediği bazı kelimeleri kurayla dağıtacağını açıkladı. Kura geçen Cuma günü yapılacaktı. Bu yazıyı yazarken henüz yapılmamıştı, herhalde siz okurken yapılmış olur.
Bu İnternet Kurulu DNS Çalışma Grubu kendini ne sanıyor, gerçekten çok merak ediyorum. Kimdir bunlar, yetkilerini nereden ve kimden alıyorlar? Bunlar sihirbaz mı ki, sahibi olmadıkları bir değeri, başkaları adına tescil ederek yoktan var ediyorlar? Ulaştırma Bakanlığı kendisine bağlı bir danışma kurulunun bünyesinde kurulan bir grubun gayrimeşru yetki kullanmasına ve birtakım insanlara, şirketlere kurayla bazı ayrıcalıklar dağıtmak gibi bir sihirbazlık gösterisi yapmasına nasıl seyirci kalıyor? Yok mu bu komediye dur diyebilecek bir makam?
?Zampok eyin pi
JVC’den mini fuar
Yardımcı editörüm Hüseyin Gönüllü, JVC’nin Dubai’de gerçekleştirdiği mini fuara katıldı. Gönüllü’nün, 30 yeni ürünün tanıtıldığı fuar öncesi yapılan uluslararası basın tanıtımından izlenimleri şöyle:
Açılış konuşmasını yapan JVC Körfez bölgesi Başkanı Yoshikazu Yamamoto, JVC’nin iyi bilinen bir marka olduğunu , tüketici elektroniği alanında bir yükseliş zamanının geldiğini söyledi. Pazarlamadan da sorumlu olan Genel Müdür Yoshiki Matsushima, toplantıda JVC’nin bölgesel satışları hakkında bilgiler verdi. JVC’nin Akdeniz, Afrika, Ortadoğu, Orta ve Güney Asya’yı kapsayan bölgede 2001 yılında 100 milyon dolar olan gelirinin, iki yıl içinde yüzde ellişer oranında büyüyerek 2003 yılında 200 milyon dolara ulaştığını söyleyen Matsushima, ‘Bölgemizde marka algılanırlığını doğru konumlandırarak ses sistemleri, düz ekran televizyonlar ve video oyunları alanında bu bilinci artırmayı hedefliyoruz’ dedi. JVC Körfez bölgesi başkanı Yoshikazu Yamamoto ’ya 2025 dünyasını nasıl tahmin ettiğini ve JVC’nin kendisini nasıl konumlandırdığını sordum. ‘5 yıl sonrasını dahi tahmin edemiyorum’ dedi, ‘Ama yaşadığımız sürece JVC tabii ki son teknoloji ürünler imal ediyor olacaktır. 25 yıl sonra dünya, barışın sefasını sürüyor olabilir ama bundan tam emin değilim.’
Otomobilde DVD keyfi
KD-AV7001, otomobilde DVD izlemek isteyenler için harika bir çözüm. LCD panel oto teybin içinde yer alıyor. Film izlemek istendiğinde dışarı çıkıp, çalışır duruma geçiyor. Akşamları eve götürmek için de yerinden ayrılabiliyor.
JVC Mega Power Ev Sineması
Evinde sinema keyfi yaşamak isteyenler için tasarlanan bu set, ellerini bir kez çırpan izleyicinin salondaki oturma konumunu hesaplıyor ve tüm kolonları izleyicinin sesi en iyi şekilde duyabileceği şekilde ayarlıyor.
Eurovision oyları naklen sayılacak
Bir rivayete göre politik nedenler, diğer bir rivayete göre şarkımızın İngilizce olması, bir başka rivayete göre bileğimizin hakkı, daha da farklı bir rivayete göre gurbetçilerin telefon ve kısa mesajla yağdırdıkları oylar sayesinde hasret kaldığımız Eurovision Şarkı Yarışması birinciliğine, yıllar sonra nihayet geçen yıl kavuşmuştuk. Ve şimdi de Türkiye’de yapılacak olan 2004 finalinin eşiğindeyiz. Final gecesinin heyecanına bir hafta sonra şahit olacaksınız ama yarışma için hazırlanan sitedeki çok başarılı içeriğe şimdiden ulaşmanız mümkün. Şarkılar için hazırlanan tanıtım videolarının seyredilebildiği, şarkıların dinlenebildiği sitede, şarkı melodilerini zil sesi olarak cep telefonlarına gönderme olanağı da sunuluyor. Bu yılki yarışmanın bir başka özelliği ise oylama için teknolojinin olanaklarından sonuna kadar yararlanılmış olması. Digame.de tarafından kurulan sistemle, 36 ülkeden seyirciler sabit ve mobil telefonlarından oy kullanabilecekler. Oylar daha oylama sürerken canlı olarak sayılıp, ekranlara getirilebilecek ve yarışma heyecanının artmasını sağlayacak. 2004 Eurovision Şarkı yarışması dünyanın ilk uluslararası senkronize kitle etkileşimli etkinliği olacak.
www.eurovision.tv Biletler: biletix.com
Eurovision sahnesi ‘Aynı gök kubbede’ teması işlenerek hazırlandı