Türk Telekom AŞ'den ''açıklama'' konulu bir mektup aldım. TT'nin Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü İbrahim Hakkı Alptürk ve Basın Yayın Müşaviri V. Hasan Taşan'ın imzalarını taşıyan mektupta 31 Mart 2002 tarihli yazımdaki üslubun esefle karşılandığı belirtiliyordu.
Açıklama şöyle devam ediyordu, ''Kamuoyunu bilgilendirme misyonu üstlenen, konuları ve olayları tarafsız bir yaklaşımla ele almasını beklediğimiz siz değerli köşe yazarımızın, kullandığı dil ve üslubu daha dikkatli seçmesi gerektiğini düşünmekteyiz''. Koskoca Türk Telekom bu, ne doğru, ne değil hepimizden iyi bilir. İnternet'te hangi sitenin zararsız hangi sitenin zararlı olduğunu Türk halkından daha iyi bildiği gibi, herkesin mesleğini de daha iyi bilir ve ders vermeye hakkı vardır.
Bir kere şuna hemen açıklık getireyim ki, benim tarafsız olmak gibi bir derdim yok, olamaz da. Tarafsızlık, haberde aranan bir niteliktir, köşe yazısında değil. Köşe yazısı fikir yazısıdır, bu yüzden de doğası gereği taraflı olur. Benim de tüm yazılarım taraflıdır, her konuya İnternet'in Türkiye'de yaygınlaşmasını gözeten bir perspektiften bakar.
İkincisi Türk Telekom'un faaliyetlerini eleştirmeye benim hakkım vardır ama benim işimi eleştirmeye Türk Telekom'un hakkı yoktur. Bu hakkım köşe yazarı olmamdan doğmaz, sade bir vatandaş olarak Türk Telekom'un patronu olmamdan doğar. Aldıkları maaş, Türk Telekom'un tekel olarak biz sade vatandaşların sırtından kazandığı paralarla ödenen basın müşavirinin ve genel müdürün ise vatandaşların mesleklerini icra ediş şekillerini eleştirmeye hakkı yoktur.
Açıklama, ''Türkiye'nin yüz akı olan bir şirketi, 'ne idüğü belirsiz' tanımları ile aşağılamaya çalışan yazınız kanımızca terbiye sınırlarını zorlamaktadır'', cümlesiyle devam ediyor. Tamamı hazineye ait olan bir anonim şirket olan Türk Telekom'un ne ''idük'' olduğunu anlayabilen varsa beri gelsin ve haber versin. Ben de öğrenmiş olurum. Türk Telekom benim için hala ne idüğü belli olmayan bir şirkettir ve bunu itiraf etmemin terbiye sınırlarını aşmakla bir ilgisi yoktur. Telekom'un ''açıklama'' niyetine gönderdiği mektup terbiye dersi vermeye kalkışacağına ''ne idük ne olduk'' gibi gerçekten açıklayıcı bir içerik taşısa, herkes için hayırlı olurdu. Yine açıklamaya dönelim, ''Türk Telekom olarak yaptığımız basın açıklamasında, noktasal filtrelemeye olanak sağlayacak teknik beceriye sahip olabilmek adına test çalışmaları yapıldığı belirtilmiş, konuya ilişkin hukuki düzenlemelerin de bir an önce yapılmasının gerekli olduğu görüşü ifade edilmiştir''...
TT bana gönderdiği açıklamada bunları söylüyor ama bir önceki yazıma konu olan 22 Mart tarihli TT açıklamasında yer alan cümle çok farklı; ''(TT) Web sitelerini noktasal olarak filtreleyecek teçhizatın sisteme montajı için gerekli test çalışmalarına devam etmektedir''... İki cümle arasında dağlar gibi fark var. Telekom'un geçen yazıma konu olan ilk açıklaması ''filtereleyecek teçhizat'' derken, ikinci açıklama ''teknik beceriye sahip olmak adına'' diyor. Birincide niyet ''filtrelemek'', ikincisinde ise ''beceriye sahip olmak''.
Türk Telekom'un ikinci açıklamasındaki en önemli 'U' dönüşü ise şu cümleyle yapılıyor, ''Ayrıca noktasal filtrelemeye olanak tanıyacak test çalışmaları tamamlandığında TTnet kullanıcıları isteğe bağlı olarak bireysel filtreleme yapabileceklerdir''...
Ha şöyle hizaya gel!.. İlk açıklamadaki ''Bundan böyle de Türk Telekom, TTnet şebekesi üzerinden bu tür sitelere erişim sağlamak istememektedir'' cümlesinden bakın nerelere geldik. Bizim de talebimiz buydu zaten. Sen bırak neye erişip, neye erişmek istemediğine kullanıcılar karar versin. Erişim sağlamayı isteyip, istememek senin görevin değil.
Şimdi Telekom'dan bir açıklama daha istiyorum. Site filtreleme işini yargı kararları haricinde tamamen kullanıcı inisiyatifine bırakacak mısın, bırakmayacak mısın? Bir de sansüre olanak tanıyan altyapının, kötü niyetle kullanılmayacağının garantisini nasıl vereceksin?
Bağlantılı not: TT'nin ilk açıklamasına http://www.basin.telekom.gov.tr/bultenler/filtre.htm adresinden erişebilirsiniz.
5 yılda teknoloji
Microsoft'un İngiltere'nin üniversite şehri Cambridge'de beş yıl önce kurduğu Araştırma-Geliştirme laboratuarı, yalnızca 65 kişilik araştırmacı kadrosuyla harikalar yarattı.
Bizler Türkiye'de, orada burada gerçekleştirilen ve laf salatasından öteye gitmeyen panellerden ibaret İnternet Haftası'nı ve İnternet'in Türkiye'yi girişinin sözümona dokuzuncu yılını kutlarken, İngiltere'deki küçük bir araştırma laboratuarı beşinci yaşgününü kutluyordu. Biz İnternet'le tanışmamızın sözümona dokuzuncu yılında İnternet'i sansürleme girişimleri ve Türkçe İnternet içeriğini bürokrasiyle boğma çabalarıyla vakit geçirirken, onlar beş yıllık araştırma-geliştirme çalışmalarının teknolojik meyvalarını yiyorlardı. Biz dünyanın maskarası olma utancını yaşarken, onlar geliştirdikleri teknolojileri Avrupa'nın dört bir yanından gelen gazetecilere tanıtarak övünüyorlardı.
Microsoft'un İngiltere'nin teknoparklarından biri Cambridge'de 1997’de kurduğu ''Microsoft Research Cambridge'' geçtiğimiz hafta beşinci kuruluş yılını kutladı. Beş yıl önce bilgisayarlarını kendi kredi kartlarıyla satın alan küçük bir grup tarafından kurulan merkez bugün 65 kişilik bir kadroya ve modern bir binaya sahip. Ama herşeyden önemlisi, beş yıl boyunca geliştirilen teknolojilerin çeşitliliği ve kalitesi...
Microsoft Cambridge'in iddialı olduğu teknolojilerin başında güvenlik teknolojileri geliyor. Merkezin kurucusu ve başkanı Prof. Roger Needham'ın uzmanlık alanının güvenlik olması, Microsoft Cambridge'dan birçok Avrupa ülkesince kullanılacak kadar gelişkin güvenlik teknolojileri çıkarmasında önemli bir etken olmuş.
Microsoft Cambridge'de geliştirilen teknolojiler güvenlik çözümleriyle sınırlı değil kuşkusuz. Yakında birçok avuçiçi bilgisayarda kullanılacak ''Smartview'' teknolojisi de yanlızca beş yıllık bir mazisi olan bu küçük araştırma merkezinde geliştirilmiş. Smartview teknolojisi, masaüstü bilgisayarların büyük ekranlarında görüntülenmek üzere tasarlanmış İnternet sitesi sayfalarının, avuçiçi bilgisayarların küçük ekranlarına sığmasını sağlayan bir teknoloji.
65 kişilik mini dev araştırma kadrosunun geliştirdiği bir başka teknoloji ise akıllı bilgisayar ağları kurmaya yönelik çözümler sunuyor. Bilgisayar ağlarının kendi kendilerine organize olmalarını sağlayan bu teknoloji sayesinde İnternet üzerindeki veri trafiği çok daha akışkan olacak.
Merkezde geliştirilen ve amatör ev kullanıcılarını yakından ilgilendirecek teknolojiler de var. ''Jetstream'', ''Patchwork'', ''Clipping video'' ve ''Sparse-Bayes'' isimli bu teknolojiler sayesinde fotoğraf ve video görüntüleriyle işlem yapmak çocuk oyuncağı olacak. Kullanıcılar, hiçbir özel beceriye gereksinim duymaksızın fotoğraf görüntüleriyle oynayabilecek, fotomontaj yapabilecek, çeşitli efektler kulanabilecek, video montaj işlemleri gerçekleştirebilecekler.
http://research.microsoft.com/labs/cam.asp
9 yılda sansür
Batı dünyası İnternet'i toplumun tüm kesimlerine yayma stratejilerini ve daha hızlı İnternet anlamına gelen 'genişbant' teknolojilerini tartışır, geleceğe yön verecek teknolojilerin geliştirilmesi üzerinde yoğunlaşırken, Türkiye İnternet'i sansürleme ve Türkçe içeriği bürokrasi kıskacına alma girişmileriyle uğraşıyor.
İnternet'teki kimi sitelere erişimi engellemek amacıyla Türk Telekom tarafından başlatılan çalışma ve yatırımları protesto etmek amacıyla başlatılan ''Ya yap ya devret - İnternet'e önem vermeyenlere oy vermeyeceğiz'' kampanyası İnternet sektörü ve kullanıcılarından büyük destek görüyor. İki hafta önce başlayan kampanyanın anasayfasına bağlanıp, ortak bildiri metnini göndererek İnternet'e önem vermeyen siyasi partilere oy vermeyeceklerini taahüt edenlerin sayısı, şimdiden 15 bini bulmuş durumda.
''İnternet'te sansüre hayır'' sloganıyla http://www.birlik.com adresinde başlayan kampanyaya erişim, servis ve içerik sağlayıcı firmaları da destek veriyor. Siteye girerek, ortak bildiri metnini gönderen kullanıcılar ''İnternet'e önem vermeyenlere oy vermeyeceğiz'' diyerek, hükümeti oluşturan siyasi partilerden üç talepte bulunuyorlar. ''Hükümet Türk Telekom'un kanunsuz sansürcü girişimlerine ve sansür altyapısı için yapmaya kalkıştığı yatırımlara derhal engel olsun'', ''TT-Net ve Türk Telekom ayrılarak, sansürün kolayca uygulanabilmesine zemin hazırlayan erişim tekeli kurma çabaları boşa çıkartılsın. Türk Telekom'un altyapı hizmetlerini TT-Net ve diğer erişim sağlayıcı şirketlere eşit şartlarda vermesi sağlansın'' ve ''İlla sübvansiyon uygulanmak isteniyorsa, 822'li hatlara uygulanan ücret tarifesi sembolik rakamlara çekilsin''...
Birlik.com kampanyası farklı taleplerle bundan beş yıl kadar önce yine yapılmış, kampanya sayfasına 125 bin kişi bağlanmış, ortak bildiri metni 65 bine yakın kullanıcı tarafından imzalanmıştı.
http://www.birlik.com
Birlik.com’un kurucu destekçileri
AdaNet, Arabul, BayBul, Bilişim Cumhuriyeti, BNET, Bigglook, ComNet, Cyber-Rights&Cyber-Liberties (UK), Cyberman, Derkenar, Disguast, DördüncüKuvvetMedya, DorukNet, EfesNet, ForsNet, HayNet, İstanbul Life, İtiraf.com, JurnalNet, Komikaze, Les Arts Turcs, Medyakronik, Minidev, Neokanal, Net Haber, Net Yorum, Prizmanet, Radyo 92.3, Telepati, TİSSAD, Türk Nokta Net, turk.internet.com, TürkTicaret.net, Superonline, Veezy, Vestelnet, Yeniortam, Yönlendir.com