TRT’nin kaynanası TT-Net olsaydı

Yönetmen Ömer Tuncer, tekelciliği Rekabet Kurulu kararıyla sabit Türk Telekom'un avukatlığını üstlenir bir mesaj göndermiş; ''Bugünkü yazınız (geçen hafta yayınlanan 'Eşek Davası' başlıklı yazım) üzerine 'birlik.com'a baktım.

Benim adıma, benim vergilerimle sermaye şirketlerinin saldırılarını dengeleyerek çok daha ucuza bana İnternet erişimi sağlayan TT-Net'in zayıflatılmasını isteyen bir girişimi imzalamam sanırım beklenemez. Hele bu iş 'birlik.com'da olduğu gibi çekiciliği demokratikliğinde 'görünen' başka maddelerin arasına saklanıp da imzam isteniyorsa... Ben, 'devlet'in yönetilenlerin en büyük örgütü olduğunu ve sermayeye karşı tüketici üyelerini koruması gerektiğini, temel işinin bu olduğunu düşünenlerdenim. Olsa olsa TT-Net'in çok daha iyi çalışması gerektiğini, piyasa dengeleyici rekabetinin yetersiz olduğunu söyleyebilir, bekleyebilir ve isteyebilirim. Bu durumda ben de o 'eşek'lerden olmaktan onur duyacağım''...

Ömer Tuncer belli ki nesli artık tükenmeye yüz tutan o eski devletçi solculardan. Devletten yediği sayısız kazığa rağmen (Anadolu'nun Ayak Sesleri isimli belgeselinin yayınına jenerik müziği Ruhi Su olduğu gerekçesiyle TRT tarafından izin verilmemiş, Anadolu Uygarlığı isimli belgeselinin yayını Film, Radyo, TV ile Eğitim Merkezi tarafından engellenmiş) özel sektörü öcü gibi gören ve bu korkusuna devletten medet umanlardan. Ömer Tuncer yanlız değil tabii ki, e.posta kutuma ulaşan mesajlardan edindiğim izlenim Türk Telekom'un mevcut İnternet politikalarını, buzdağının altındaki olayları bilmediklerinden dolayı yanlış anlayan oldukça büyük bir kesim olduğu yönünde. Gözleri faltaşı gibi kapalı olanlar için değil ama gerçekleri görmek isteyenler için bir kez daha özetlemeye çalışayım.

Türkiye'de İnternet erişimi, aralarında TT-Net'in de olduğu ellinin üzerinde İnternet Erişim Sağlayıcı tarafından veriliyor. TT-Net'in diğer erişim sağlayıcı şirketlerden pek çok farkı var. Bir kere TT-Net Türk Telekom'a bağlı. TT-Net de dahil olmak üzere tüm erişim sağlayıcılar altyapı hizmetlerini Türk Telekom'dan (TT) alıyorlar. Türk Telekom özel sektöre uyguladığı tarifeleri TT-Net'e uygulamıyor, uygulasa bile TT-Net TT'ye bağlı olduğundan arada gerçek bir ticaret yaşanmıyor. Türk Telekom altyapı hizmetlerini TT-Net ve diğer erişim sağlayıcılara eşit şekilde sağlamıyor.

TT erişim sağlayıcı özel şirketlerin en büyük gider kalemlerinden biri olan veri hatları kullanım ücretlerini keyfi olarak belirliyor. TT, TT-Net üzerinden İnternet'e bağlanacak aboneler için uygulanacak tarifeleri de keyfi olarak belirliyor. Erişim sağlayıcıların son kullanıcılara yansıtmak zorunda kalacakları ücretlere fahiş zam uygularken, TT-Net abonelik ücretlerinde indirim yapıyor.

Belki İnternet dışında bir örnekle anlatmaya çalışırsam, daha anlaşılır olacak. Örneğin İnternet erişiminin liberalizasyonunda yaşadığımız bu gelişmeleri, televizyon kanallarının liberalizasyonu sürecinde yaşasak bakın neler olabilirdi.

Tüm televizyon kanalları RTÜK'ün sahip olduğu ve işlettiği vericilerden, uydulardan yayınlanır, özel kanallar kendi yayın altyapılarını kuramazlardı. RTÜK sahip olduğu yayın altyapısının kullanım kira ücretlerini keyfi olarak belirler ve tüm özel TV'lerden tahsil ederdi. TRT RTÜK'ün bir alt kurumu olur, RTÜK'ün yayın altyapısından ücretsiz yararlanırdı. Keyfi olarak belirlenen altyapı kullanım ücretleriyle maliyetleri bir anda fırlayan özel TV'ler, artan maliyetlerini seyircilerine yansıtmak zorunda kalır ve tüm TV kanalları artık paralı aboneliğe geçmek zorunda kalırdı. RTÜK özel TV'lerden elde ettiği geliri yayın altyapısını geliştirmek yerine TRT'nin yayınlarını sübvanse etmek için kullanır, TRT ücretsiz yayıncılık yapar, özel TV şirketleri paralı yayın yaptıkları için hızla seyirci kaybeder, eninde sonunda topu atar ve tek TV kanalı olarak TRT kalırdı. RTÜK de bayram eder, tek kalan TRT'nin yayınlarını istediği gibi kontrol eder, sansürler, paralıya çevirir, eski özel kanalların ücretini aratacak tarifeler uygulardı.


Parti programlarında bilgi toplumuna geçişe yönelik stratejiler görmek istiyoruz

Partilere bilgi toplumu çağrısı


Önümüzdeki 3 Kasım erken seçimi MHP dışındaki partilerin önüne yeni bir test koyuyor. MHP dışındaki diyorum çünkü MHP, son hükümette elinde tuttuğu Ulaştırma Bakanlığı'nın İnternet'le ilgili icraatleriyle bilgi toplumu konusunda MHP'den ne bilgi köyü ne bilgi kasabası çıkacağını çoktan gösterdi.

Daha önce henüz Yeni Oluşum olarak anıldıkları günlerde Yeni Türkiye Partisi'ne yaptığım çağrıda da yazdığım gibi, Batı dünyası büyük bir hızla bilgi toplumuna doğru koşuyor. Evrensel sol ve refahçı kapitalizm bilgi toplumu olma aşamasından bir öncesi olan enformasyon devrimini yaşıyor. İnsanoğlunun bu son büyük yolculuğunun olmazsa olmaz aracı ise İnternet. Dünya güçler haritası, toplumsal dönüştürme gücüne sahip her büyük teknolojik yenilikte olduğu gibi yeniden çiziliyor. Ve Türkiye bu yolculukta büyük bir hızla geride kalıyor. Zaten yetersiz olan İnternet altyapısı yerinde sayıyor, İnternet'in önünü kesecek ucube yasalar çıkartılıyor. Ekonomik krizden çıktığımız anda kafamıza inip, bizi bu kez geri kalmışlığın en dibine gönderecek bir vurdumduymazlık içinde debelenip gidiyoruz.

O yüzden yüzü bilgi toplumuna dönük seçmenler adına tüm partilere çağrıda bulunuyorum.

Türkiye'yi bilgi toplumu olmaya taşıyacak stratejileriniz nedir? Parti programınızda, İnternet ve bilgi toplumuna layık olduğu önemi verecek misiniz? Daha da ötesi, bilgi toplumuna çağdaş bir bakışı parti söyleminizde görmeye başlayacak mıyız?

Ve lütfen BT Haber dergisinin geçen haftaki sayısının 'Kopyala yapıştır' manşetine bel bağlamayın. Bilişim Şurası 'Bilgi Toplumuna Doğru' raporunun Yönetici Özeti'ni kopyalayıp parti programınıza yapıştırmaya kalkmayın. Çoğunluğun yaptığı gibi Bilişim ile Bilgi Toplumu'nu birbirine karıştırmayın. Bilişimi kalkınmada öncelikli sektör olarak belirlemeyin, bilişimin sunduğu olanaklardan yararlanmayı tüm sektörler için öncelikli hedef olarak belirleyin. Örneğin bu konuda mecliste yıllardır büyük bilgi birikimi yaratan Sayın Ziya Aktaş'a danışın. Parti ayrımı gözetmeden herkese yardımcı olacağından eminim.

http://www.birlik.com


Öğrenen taş bebek


Soru sorduğunuzda cevaplıyor, gördüklerini hatırlıyor, okuduğunu anlıyor, öğreniyor, beş dil biliyor, saati söyleyebiliyor, basit matematik işlemleri yapabiliyor. Bu bebek bir taş bebek. Diğer taş bebeklerden farkı 16 bit'lik bir bilgisayar yongasına, kameraya ve gelişkin bir yazılıma sahip olması.

Wired dergisinden Sonia Zjawinski'nin haberine göre Cindy gören, düşünen ve kendisine söylenenleri yapan ilk taş bebek. ABD'de bu sonbahar 100 dolar etiketle satışa çıkacak. Tam 700 kelimelik kelime hazinesiyle e.posta tartışma listelerinde pek çoğuyla başa çıkacak güçte...


CeBIT Bilişim'e kablosuz İnternet


Superonline ve Cisco Systems, CeBIT Eurosia-Bilişim Zirvesi '02 katılımcı ve ziyaretçilerine fuar ve kongre alanında kablosuz geniş bant İnternet erişimi sağlayacak. Ziyaretçiler, etkinlik süresince dizüstü ve avuçiçi bilgisayarlarıyla, özel bir kart kullanarak 11 Mb/s hızında kablosuz İnternet bağlantısı kurabilecekler. Özel karta sahip olmayan ziyaretçiler, fuar alanındaki yetkililerden geçici olarak kart temin edebilecekler. Sistem, bir süredir Atatürk Havalimanı dış hatlar terminalinde de kullanılıyor.


Golfe bilgisayarlı teşvik


Teknoloji Holding Yönetim Kurulu Başkanı Emin Hitay golf sporcusu olmaları için destek verdiği 11 genci, bilgisayar, yazıcı ve bir yıllık sınırsız İnternet bağlantısı ödülü ile teşvik ediyor. Klassis Golf&Country Club'ın da kaptanlığını üstlenen Hitay, Silivri çevresinde yaşayan gençlerden şampiyonlar yetiştirmek amacıyla işadamı-kulüp-üniversite işbirliği modeli kurmuş. Tek sayılık handikapa inen sporcularına bilgisayar seti vadeden Hitay, bu hedefe beklenenden çok daha kısa sürede ulaşan 5 genç sporcusunun hediyelerini Klassis Golf kulübünde geçtiğimiz haftasonu düzenlenen Kaptan Turnuvası'nın ödül töreninde verdi.

http://golf.klassis.com.tr/

http://www.teknoloji.com
Yazarın Tüm Yazıları