AKP’nin işyerlerine Türkçe isim koyma zorunluğu getiren yasa tasarısını eleştirdiğim geçen yazımda Türkçeye asıl tehdidin hızla gelişen teknolojiden geldiğini belirtmiş ve bu konuya bir sonraki yazımda değineceğimi söylemiştim.
İşyeri tabelasına yabancı dil yasağı getirmekle Türkçe korunmaz. Küreselleşen bir dünyada, hele ki turizmden medet uman bir ülkede böylesi bir yasak yarardan çok zarar getirir.
Kaldı ki, turistik olmayan bölgelerde bile işyerlerinin Türkçe olmayan isimler seçmesinin nedeni işyeri sahibinin züppeliği değil, müşterinin aşağılık kompleksi.
Bu aşağılık kompleksini tedavi etmeye çalışarak sorunu kökünden çözmek yerine, tabelalardaki kelimelerle uğraşıp daldaki meyveyi taşlayarak bir yere varmak mümkün değil.
Öte yandan Türkçe bugün, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar büyük bir tehditle karşı karşıya.
Teknoloji tüm dünyada baş döndürücü bir hızla ilerliyor ve bu hızlı ilerleme sonucunda neredeyse hergün yeni kavramlar ve bu kavramlara verilen yeni isimlerle tanışıyoruz.
Türkçe karşılık bulmakta çok yavaş kaldığımız bu yeni terimler yetmezmiş gibi, ithal teknolojinin Türkçe’nin başına sardığı bambaşka bir bela daha var.
Türkçe diğer pekçok dil gibi alfabesinde kendine özgü harfler barındıran bir dil.
Bilgisayarların yazı dilinde kullanılan harfler için diğer ülkeler zamanında önlemini alıp kendi alfabelerine has harflerin standartlara girmesini sağlarken Türkiye bu konuda uyumuş. Türkçeye has harfler olan "İ", "ı", "ğ" ve "ş" uluslararası bilgisayar standartlarına girmemiş.
Bugün İnternet’te gezerken ya da e.posta ile yazışırken, bu harflerin yerine karşımıza çıkan garip şekillerin nedeni işte bu vurdumduymazlık.
Bunun sonucunda da özellikle gençler İnternet’te yazışırken Türkçe harflerin karşılığında aksak karşılıklarını (ı yerine i, ğ yerine g ya da hiçbir şey, ş yerine s ya da $) kullanmayı tercih ederek akıllarınca bir çözüm bulduklarını sanıyorlar.
Yetmezmiş gibi cep telefonu operatörleri de kısa mesajlarında (SMS) Türkçe karakter kullanmayı seçen abonelerini fazladan ücret uygulayarak cezalandırıyorlar.
Daha beteri cep telefonu markaları arasında da bir standart birliği yok. Birinde yazdığınız Türkçe karakter diğerinde bozuk çıkabiliyor. Avuçiçi bilgisayarlarda da durum farklı değil. Hiçbiri Türkçe karakterleri desteklemiyor.
En kötüsü ise ilgili bakanlıkların bu konuda sessiz kalması, meydanı Türkçe düşmanlarına bırakması.
Ulaştırma Bakanlığı Türkçe karakter kulanılan mesajlara fazla ücret uygulayan operatörlere göz yumuyor.
Sanayi Bakanlığı ithal teknoloji ürünlerine Türkçe karakterleri destekleme zorunluluğu getirmiyor. Türkçe karakterleri desteklemeyen ayıplı ürünlerin Türkiye’ye elini kolunu sallayarak girmesine ve serbestçe satılmasına göz yumuyor.
AKP hükümeti Türkçeyi koruma niyetinde gerçekten samimiyse Don Kişot gibi tabelalara saldıracağına önce bunlarla savaşmalı.
Geçen hafta Bilfen Okulları’nda bir konferansa konuşmacı olarak davetliydim. "Türkçeye İyi Davran" isimli bir kampanya (bilfen.onpunto.com) başlatmışlar. Öğrencilerin biraz önce saydığım sorunlara duyarlılıklarına şaşırdım. Bakanlarımızın da çocuklarımızla aynı bilince ulaşmasını istemek çok mu fazla?
Kokakola.kom.tr
E.posta adreslerindeki @ işaretinin Türkçe’deki okunuşu için yaptığım "adres işareti" önerisiyle ilgili yazımla ilgili birkaç duyarlı okur, haklı olarak soruyor: "Her şeyi Türkçesiyle ve Türkçe okunuşuyla kullanmaya özen göstermişsiniz de neden "com.tr"nin okunuşunu "k" ile "kom nokta tere" diye yazmışsınız?"
Temelde haklılar. Zaten birkaç yıl önce, benzer konuların üzerinde durduğum yazılarımda "com.tr"nin de "c" ile okunması gerektiğini savunmuştum. Ve kendi günlük kullanımımda "com nokta tere" diye okumaya da özen gösteriyorum aslında. Yazıyı yazarken dikkatsiz bir anıma denk gelmiş.
Ancak halk tarafından benimsenen ve yanlış kullanımı meşrulaşan bazı yaygın kullanımlarla da fazla uğraşmak boşuna diye düşünüyorum.
Kimse "Coca Cola"yı "c" ile okumuyor ve "k" ile okunuyor diye yanlışlıkla "Koka Kola" diye yazmıyor örneğin.
E.posta adreslerinde kulanılan ".com" uzantısının bilinirliği, "Coca Cola" kadar yaygınlaştı mı, ondan da emin değilim açıkçası.
Bu nedenle şahsi kullanımımda hálá "c" ile okusam da, "k" ile okumanın çok yakın bir gelecekte galatı meşhur olup "galat-ı meşru"laşacağını düşünüyorum.