İçkide yeni bir taktik uygulanıyor. Türk şarapçılığını öldürmek için şaraba fahiş vergi getiriliyor.
Alkol ruhsatı verme yetkisi emniyetten alınıp belediyelere veriliyor. Taktik o kadar ince ayrıntılarına kadar planlanıyor ki, THY’nin ekonomi sınıfında Türk şarabı yerine Fransız şarabının kötü kalitelisini sunmak gibi yöntemler bile es geçilmiyor.
Şarap ithalatını serbest bırakmak gibi ilk bakışta içki düşmanlığıyla bağdaştırması zor olan uygulamalardan da kaçınılmıyor. Amaç Şili’den, Avustralya’dan gelen ucuz ama kalitesiz şarapların önünü açıp, Türk şaraplarının satışını düşürmek.
İnsanların içki keyfine müdahale için seçilen yöntemlerden biri de İçişleri Bakanlığı’nca yayınlanan genelgeydi.
AKP’li belediyeler bu genelgeye dayanarak, içkili yerleri şehir dışında, "kırmızı bölge" olarak ilan edilecek, tecrit edilmiş bölgelerde toplamaya hazırlanıyordu.
Yemeğin yanında keyif için, adabıyla içilen bir kadeh içkiyi bile dar bir dünya görüşünün içine hapsetmeye çalışan uygulamaya Danıştay dur dedi ve kendi inancını paylaşmayan insanları tecrit etmeye yönelik bu uygulamanın yürütmesini durdurdu.
Peki dur dedi de ne oldu? Şaraba uygulanan fahiş vergi kalktı mı? Ucuz ithal şaraba gümrük vergisi duvarı getirildi mi?
AKP’li belediyeler restoranlara içki ruhsatı verirken zorluk çıkartmayı bıraktılar mı?
Tiryakinin temel içgüdüsü
Cengiz Semercioğlu sıkı bir sigara karşıtı olarak tanınan Sharon Stone’un, Temel İçgüdü 2 filminin birçok sahnesinde sigarayla görülmesini "rolle gerçek hayat bu kadar farklıdır işte", diyerek değerlendirmiş.
Halbuki Stone’un gerçek yaşamdaki prensipleriyle rolü arasında çelişen bir şey yok. Canlandırdığı karakter psikopat bir katil. Hatta tüm zamanların en kötü karakteri seçilmiş.
Bu kötü karakterin bağımlı olması, sigara karşıtlığıyla tutarlı bir mesaj veriyor. Stone’un da bu mesajı vermekte aracı olması, gerçek hayatıyla çelişmiyor.
Yılın saftoriğini siz seçin
ABD’de yapılan geleneksel "yılın aptalı" anketinde ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in ikinci, ABD Başkanı George Bush’un üçüncü seçilmesinden ilham aldım.
Türkiye’de "yılın aptalı" diye bir anket yapsam, seçilecek kişilerin hemen hemen kimler olacağını tahmin ettiğim ve başımın da belaya gireceğini bildiğimden biraz farklı bir anket düzenleyip, "yılın saftoriği"ni seçmeye karar verdim.
Benim de birkaç adayım var, ama ankete başlamadan önce "yılın saftoriği" adaylarını da sizlerden gelecek önerilerle belirlemeyi arzuluyorum.
Benim adaylarım şöyle:
- Canaydın’ı yeniden Başkan seçen Galatasaray kongre üyeleri
- Murat Taşdemir’in ne demek istediğini anlamadığı için Banu Alkan
- Kemal Unakıtan’a üç gensoru önergesi veren CHP milletvekilleri
- Kaya Çilingiroğlu’ndan hamile kalan Feraye Tanyolaç
onpunto.com adresine girip siz de adaylarınızı gösterin. Adaylar belirlendikten sonra anket de aynı adreste yapılacak.
Brendi gibi içilen bir rakı
Efe Rakı’nın üreticisi Elda’nın yeni ürünü Sarı Zeybek’in tadımı için Boğaziçi Borsa restoranda geçen hafta verdiği davet, tam bir damak şöleniydi.
Yaklaşık bir yıl önce, "Yeni Rakı markasının sahibi Mey, sahte rakı krizi sırasında gol yediği Efe Rakı’ya, Sarı Rakı golüyle cevap verdi", diye yazmıştım.
Sarı Zeybek’i tadınca Efe Rakı’nın bir yıllık bir gecikmeyle de olsa rövanşı aldığına tanık oldum.
Özelleştirmeyle birlikte çeşitlenen rakı markaları arasında bugüne kadarki favorim Mey’in sarı rakısı "Tekirdağ Altın"dı. Hatta "Sarı Rakı Türkler’in içki medeniyetine armağanı" diye de yazmıştım.
"Tekirdağ Altın"ı övdüğüm yazımda, dünyadaki meşe fıçıda dinlendirilmiş damıtık içki trendine de değinmiş ve meşe fıçılarda daha uzun süreler dinlendirilmiş rakılarla bir gün mutlaka tanışacağımızı iddia etmiştim.
Özel meşe fıçılarda altı ay dinlendirilen Sarı Zeybek, bahsettiğim trende az daha yaklaşan bir örnek olmuş. Ama bu trendi tam manasıyla karşılayabilecek bir örneğe hálá sahip değiliz. Nedeni biraz rakı yapım teknikleriyle, biraz da yasal mevzuatla ilgili.
Geleneksel rakı üretim teknikleriyle üretilen rakıları altı aydan fazla meşe fıçıda bekletmek, anasondan kaynaklanan nahoşluklara yol açabiliyor. Nahoş sonuçlardan kaçmak için geleneksel yöntemlerden uzaklaşınca da ürettiğiniz içkiye yasal olarak "rakı" adını veremiyorsunuz.
Sarı Zeybek "rakı" olarak adlandırılabilen içkilerde ulaşılabilen ve belki de ulaşılabilecek en mükemmel örnek olmuş. Yüzde yüz yaş üzümden elde edilen alkolün, Tefenni bölgesinin özel anasonuyla iki kez damıtılmasıyla elde edilen iksir, Fransa’nın Konyak bölgesinden ithal edilen çok kaliteli fıçılarda altı ay boyunca dinlendirilmiş...
Ve ortaya brendi gibi içilebilen nefis bir rakı çıkmış.