Geçen haftaki ‘‘Gelecek neler getirecek’’ başlıklı, gelecekte bizi bekleyen gelişmelerle ilgili yazımızın gördüğü ilgi üzerine bu konuya biraz daha devam edelim. Bakalım daha bizi bekleyen neler var neler...- Aslında bu müjdeyi üç yıl önce vermiş, ardından birkaç kez tazelemiştik. ‘‘Olmaz öyle şey’’, diye itiraz eden kimi köşeli yazarlardan başka, basından bir yankı almamıştık. Sonunda ajanslardan biri geçti de, gazeteler mal bulmuş Mağribi gibi üzerine atladı, çarşaf çarşaf haber yaptı. Evet, elektronik kağıttan bahsediyorum. Teknoloji hazır. Herkesin kolayca alabileceği bir maliyetle üretilme sorunu da aşıldığında piyasaya sürülecek. Ve artık kitap basmak için ağaçları katletmek zorunda kalmayacağız. Aslına bakılırsa tıpkı bildiğimiz kağıda benziyor. Kağıt gibi elastik ama aslında plastik. Arasında dijital mürekkep barındıran iki katmandan oluşuyor. Elektronik kağıt yapraklarından oluşan kitap, dergi ya da gazete sayfasında görüntülenecek bilgi ve resimleri İnternet üzerinden alıyor. Bu okuma aletini bir kez alıyorsunuz, ömrünüz boyunca okuyabileceğiniz tüm kitap, dergi ve gazeteleri okumak için kullanıyorsunuz. Diyelim otobüste giderken gazete okumak istiyorsunuz. Yapmanız gereken tek şey cep telefonunuz aracılığıyla İnternet'e bağlanmak, gazetenin tüm içeriğini okuma aracınızın geçici belleğine yüklemek. Gazete bitince, tekrar İnternet'e bağlanıp bu kez okumak istediğiniz kitabı yükleyebilirsiniz. Altını çizmek istediğiniz bir cümle mi var? Parmağınızla cümlenin üzerinden geçin ve bu cümle yine İnternet üzerindeki sizin için ayrılmış belleğe kaydedilsin. Hem de sonradan içinde kolayca arama yapabileceğiniz bir veritabanına...- Yazılı medya dışındaki tüm medyayı, İnternet de dahil olmak üzere televizyonunuzdan izleyeceksiniz. Birkaç yıl içerisinde evlerde kullanılan tüm televizyonlar İnternet erişimi için de kullanılan aletler olacak. Zaten televizyon, radyo, gazete ve İnternet yayıncılığı öylesine içiçe girecekler ki, yalnızca İnternet erişimi olmaksızın televizyon seyretmek, radyo dinlemek ya da gazete okumak ancak çok ender durumlarda, mecburen başvurulan zevksiz bir iş olacak. Diyelim koltuğunuza yayılıp, televizyon seyretmeye başladınız. Televizyonunuz açılır açılmaz otomatik olarak İnternet'e bağlanacak. Diğer yandan hem kablo hem de uydu aracılığıyla yayınları alıyor olacak. Kablolu yayında abonesi olduğunuz en az bir ‘‘istediğin zaman seyret’’ kanalı olacak. Bu kanalda yayınlanan film ve programları istediğiniz anda başlatıp aynı video seyredermiş gibi seyredebileceksiniz. Seyretmek istediğiniz filmi seçer seçmez, televizyonunuzun ekranına gelen görüntüden filmi reklamlı mı, reklamsız mı istediğiniz sorulacak. Paşa gönlünüzün bildiği üzere ya reklamsız seyredip abone olduğunuz kanala belirli bir ücret ödeyeceksiniz ya da reklamlı seyredip seyrettiğiniz filmin ücretini reklam izleyerek ödeyeceksiniz. Ama merak etmeyin seyredeceğiniz reklamlar da, size hitap eden reklamlar olacağından, ekran başından ayrılmanıza gerek kalmayacak. Çünkü, önceden TV izleme aletine yüklediğiniz özel ilgi alanlarınız, filmi seyretmeye başladığınız anda İnternet aracılığıyla yayın şirketine iletilmiş olacak.- Televizoyunun artık pasif bir seyircisi değil aktif bir katılımcısı olacaksınız. İnternet ve televizyon evliliğinin sağladığı olanaklara göre özel olarak hazırlanmış porgramlar, sizin de aktif katılımınızla size özel bir hal alacaklar. Yarışma programlarına binlerce izleyiciyle birlikte aynı anda katılabilecek, dizinin gidişatına müdahale edebilecek, ekranınıza seyretmek istediğiniz türden haberlerin akmasını sağlayabileceksiniz.yurtsan@ibm.netyurtsan@hurriyet.com.tr