Briç ortağım Refik, Cumhuriyet Kupası’na yetişemeyeceğimizi anlayınca vitesi dört çeker konumuna getirdi, direksiyonu kırdı ve emektar Land Rover’ı çayıra sürdü.
Trafik sorununu bugüne göre nadiren yaşadığımız, yine de şikayetçi olduğumuz 80’li yılların başlarıydı. Land Rover Refik’in yüzünü kara çıkarmadı. Dağ bayır aşıp, İstinye’ye indik ve oradan da sahil yolunu kullanıp turnuvanın yapıldığı Tarabya Otel’e zamanında yetiştik ve birkaç güzel briç maçının ardından Türkiye dokuzuncusu olmayı başardık.
Geçen hafta Borusan Oto’nun İstinye’deki uzay üssünü andırır tesisinde çok küçük bir grup yemek yazarına verdiği davete de bir Range Rover’la gittim. Davetin nedeni Land Rover’ın yeni başlattığı Test&Taste kampanyasının tanıtımıydı.Türkiye’nin en ünlü yıldız şefi Mehmet Gürs, Test&Taste için çok özel bir mönü hazırlamış. Range Rover test sürüşü yapan müşteriler arasından kurayla seçilen beş kişi, farklı gecelerde 7’şer arkadaşlarına Borusan İstinye’de kurulan şık yemek ortamında ziyafet daveti verecekler.
Davet için Borusan İstinye’de yaratılan ziyafet sahnesi mükemmel. İnsan kendini ultra modern bir şatonun yemek salonunda hissediyor.
Unutulmaz bir ziyafet akşamı geçireceğimizi daha karşılamada sunulan şampanyadan anlıyoruz. Robert Parker’dan 98 puan alan Dom Perignon 96 ile birlikte sunulan kurutulmuş Ren geyiği etinin damaklarımızda kalan tadıyla masaya geçiyoruz. Dediğim gibi atmosfer heyecan verici. Ama kampanya talihlilerini bizden daha da iyi bir ortam bekliyor. Gürs mutfağı masadan görünebilir bir uzaklıkta kuracak ve böylece misafirler tattıkları sanat şaheserlerinin yıldız bir şef tarafından hazırlanışını da teatral olarak izleyebilecekler.
Gürs’ün Taste&Test için hazırladığı mönü Türkiye’de hiçbir restoranda bulamayacağınız kadar olağanüstü. Gürs mönüyü köpük ve duman teması üzerine kurmuş. Köpük ve duman dünya şeflerinin kullandığı yenilikçi tekniklerden.
Köpük tekniği, yiyeceklere özel bir sifon içinde basınçlı hava vererek lezzetlerini köpüğe çok yoğun bir şekilde aktarmak için kullanılıyor. Washington’da mönüsü tamamen köpük yemeklerden oluşan bir restoran bile var. Gürs, tekniği mönüdeki birkaç yemekte Türk damak tadına uygun bir şekilde başarıyla kullanmış.
Duman tekniğini ise iki yemekte uygulamıştı. Yosun buharında Kuzey Ege deniz kereviti ve kum midyesinin servis edildiği tabağın kapağı açıldığında yosun aromalı "lime" bulutu, ağır bir sis gibi tabaktan hafifçe yükselip, tabağın kenarlarından masaya şelale gibi akarak masalsı bir görüntü yaratıyordu.
Mönü o kadar zengindi ki yemeklerin tümünü yazmaya kalksam yerim yetmeyecek. Ama Trakya Kıvırcık Kuzu ve yanında servis edilen Torbreck RunRig 2003, Barossa Valley, Avustralya ile Alg Geyiği Bonfilesi ve eşlikçisi Vina Pedrosa Gran Reserva 2001, Ribera del Duero, İspanya’ya değinmemek haksızlık olur. Şaraplardan birincisi Parker’dan 99, diğeri 93 puan almış. Kuzuya ve geyiğe de benden 100’er tam puan.
Yüzde 25 büyük çoğunluk
İkinci Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan, türbanın siyasete alet edilmesine karşı olanların yüzde 25’lik bir kesim olduğunu iddia ederek onları aşağılıyor, önemsiz bir azınlık olarak görüyor. Erdoğan’a hatırlatmak lazım. Kendisini iktidara taşıyanların oranı da toplam seçmenin yüzde 25’iydi. Seçmenlerin yüzde 25’inin oyuna dayanarak dört yıl hüküm sürmeyi doğru buluyor da, şimdi türbanı siyasete alet etmemesini isteyenlerin yüzde 25 olmasını mı küçümsüyor?
Demokrasi çoğunluk iktidarı değil, azınlıkların ezilmemesi rejimidir. Demokrasinin en büyük erdemi haklılığın çoğunluğa göre değil hukuka ve devlet geleneklerine göre belirlenmesidir. Yüzde 25, hele bir de sokaklara dökülecek kadar kararlıysa, gerçek demokratik rejimlerde çok büyük bir çoğunluktur. Demokratik rejime gerçekten inanan, rejime yara aldırmaktan sakınan bir iktidar, kendi oy potansiyeli ne kadar yüksek olursa olsun bu yüzde 25’i dinlemek zorundadır.