Kısa yoldan tabakhane

Deniz manzaralı eve paranız yetmiyorsa, üç yol ağzı manzaralı ev alın ya da kiralayın. Sonra da, canınız sıkıldıkça oturun pencerenin başına seyreyleyin her gün farklı bir ortaoyununu.

Biz Türklerin alemi keriz yerine koyma huyunun en çok depreştiği yerlerden biridir üç yol ağızları. Bir kere ister üç yol ağzı olsun, ister dört yol, ister beş yol ağzı biz Türkler sola sapacaksak asla ve asla açıktan almaz, dar bir daire çizerek solumuzdaki yola ''Ya Allah'' bodoslama dalarız. Ve saptığımız yoldan gelmekte olan otomobille kafa kafaya gelir, köprüde inatlaşan iki keçi gibi yolun ortasında öylece kala kalırız. Karşı yoldan kendi halinde seyretmekte olan otomobil de gelip burnunu dayadı mı manzara tamam, üç yol ağzı da kimseye geçit vermez olur.

İşte bu gibi durumlarda, hele otomobillerden ikisinin inadın dozunu kaçırıp tokuşturduğu anlarda en büyük eğlence üç yol ağzına bakan evin pencerelerinden birinin ardında olmaktır.

Geçtiğimiz haftanın yağmur yağar, seller akar bir gününde Arap kızına özenmiş camdan üç yol ağzına bakar iken, herşeyi İnternet'le iliştirme illetine tutulan beynim, üç yol ağzında hergün tekrarlanan doğaçlama ortaoyununun aslında benim eğlenmem için özel olarak sahneye konan bir Truman Şov olduğu fantezisini bir kenara itip, İnternet gibi sıkıcı bir konuya dalıverdi.

Biz Türklerin uyanıklık sevdasıyla, İnternet kullanma adabı arasında ilişkiler kurmaya çalışan düşüncelerim derinleştikçe, başlangıçtaki endişe dolu beklentilerimin boş kuruntulardan ibaret olduğuna karar verip rahatladım.

''Yarabbim, sana şükürler olsun'', dedim, ''Sen ne büyüksün ki, balkabağını Nasreddin Hoca'nın başına düşmesin diye ağaçta yetiştirmediğin gibi biz Türkleri de İnternet teknolojilerine katkıda bulunacak bilgi ve beceriyle donatmamışsın''.

Bilenler bilir, bilmeyenler için basitleştirilmiş bir ifadeyle aktarayım; İnternet denilen bilgi otoyolu, üzerinde yol alan bilginin en kısa yoldan değil, en boş yoldan gideceği şekilde tasarlanmıştır. Örneğin ABD'deki bir siteden bilgi yüklemeye başladığınızda, bu bilgiler paketler halinde yola çıkar ve yolları üzerindeki kavşaklarda yer alan yön verici bilgisayarların kılavuzluğuyla en boş yolları seçerek bilgisayarınıza ulaşırlar.

Şimdi düşünsenize, sola saparken daha uzun diye açıktan almaya üşenen biz Türkler'in, İnternet'teki trafik düzenine burnunu sokacak bilgi ve beceri düzeyine sahip olduğunu. Alimallah öyle çözümler geliştirirdik ki, Türk bilgisi gavurun yönlendirici bilgisayarlarını bile mat eder, boş yol filan dinlemez, en kısa yoldan en önce geçmenin yolunu bulur, tabakhaneye tez elden varmasını bilirdi.

Sonra Türkçe içerikteki içler acısı halimizi düşünmeye başlayınca, işler sarpa sardı. Papaz Nuh dedi, peygamber demedi, düşüncelerimi ne kadar derinleştirirsem derinleştireyim, pilavı yemem dedi.

Yine de ben, kim ne derse desin, onu bilir onu söylerim. Biz bu çok kanallı, özel televizyon dönemine çok erken geçtik. Rekabet her zaman kalite getirmiyor. Koşullar yeterince olgunlaşmamışsa, rekabetin sonucunun banalite olması çok daha büyük bir olasılık.

Yerimiz dar, yenimiz bol... Türk usulü İnternet yayıncılığını da haftaya bırakalım... Ve bu haftayı herşeye rağmen İnternet trafiğine 'Tix' gibi başarılı bir çözüm bulan Comnet ve aralarında yaptıkları benzer bir 'peering' çözümünü genişletmeye çalışan Bnet ve O2Net'in adreslerini vererek kapatalım: www.rehber.gen.tr/iss/tix.asp, www.bnet.net.tr, www.02.net.tr, comnet.net.tr .

yurtsan@hurriyet.com.tr

Yaşayan bilgisayar üretildi

Biyolojik moleküllerden oluşan yeni bilgisayar insan vücudu içinde de çalışacak.

Yakın bir gelecekte vücudumuzun içine yerleştirilen çok küçük, biyolojik bilgisayarlar, vücudumuzun biyokimyasal yapısıyla doğal yoldan iletişim kurabilecekler. Bir su damlası büyüklüğündeki biyolojik bilgisayarlar, bir trilyon günümüz bilgisayarına bedel işlem gücüne sahip olacaklar. Nanobilgisayar olarak adlandırılan bu yeni teknoloji sayesinde hastalıkların teşhisi ve tedavisinde hayal bile edilemeyecek gelişmelerin olması bekleniyor.

Yukarıda sözünü ettiğim bu bilgiler ne bir hayal ürünü, ne de bir bilimkurgu romanından alınma. Geleceğe dair bilimsel bir tahmin bile değil çünkü bilimadamlarınca ilk prototipi geçtiğimiz günlerde yaratıldı. Weizmann Bilim Enstitüsü'nden bir grup bilim adamınca, Prof. Ehud Shapiro'nun liderliğinde gerçekleştirilen deneyde bir test tübünün içindeki biyolojik moleküllerle süper hızlı bir bilgisayar üretildi. Nature dergisinin son sayısında yayınlanan habere göre yaratılan bilgisayar o denli küçüktü ki, mililitrenin 10'da biri büyüklükteki bir sıvı damlasının içinde 1 milyar bilgisayar paralel olarak başarıyla çalıştırıldı. Bu bilgisayarlar saniyede bir milyar işlemi yüzde 99.8 kesinlikte gerçekleştirdiler.

Biyolojik bilgisayarın giriş, çıkış verileriyle yazılımı DNA moleküllerinden oluşuyor. Donanım ise DNA'yı idare eden doğal enzimlerden oluşuyor. Sıvı içerisinde bir araya getirilen yazılım ve donanım molekülleri büyük bir uyum içinde çalışarak giriş verisi molekülünü, çıkış verisi molekülüne çeviren basit bir matematik hesaplayıcısı meydana getiriyorlar. Bu açıdan bilgiyi DNA ve RNA'larla işleyen canlı hücrelere çok benziyorlar.

Üretilen ilk prototipin basitliği, çok kısa sürede yeni uygulama alanları bulmasına engel. Ancak yakın gelecekte önemli gelişmelerin yolunu açacağına kesin gözüyle bakılıyor. Biyolojik oldukları için insan vücuduna kolayca entegre edilebilecek nano bilgisayarlar, örneğin vücuttaki anormal bir gelişmeyi anında tespit edebilecek ve gerekli ilacın vücut tarafından üretilip ve salgılanmasına karar verebilecek.

http://www.wisdom.weizmann.ac.il/ÿ7Eudi/


Nuri İyem’e dijital sergi

Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen bir uygulamayla 19-27 Kasım tarihleri arasında yapılan dijital arşiv çalışmasına giren Nuri İyem eserleri, Tepebaşı TÜYAP İstanbul Sergi Sarayı'nda sergilenmeye başladı. Önceden yapılan çeşitli duyurular sonucunda ellerinde Nuri İyem'in yapıtları bulunan sanatseverler, koleksiyonerler ve kurumlar, ellerindeki yapıtları Apple-Bilkom tarafından hazırlanan arşiv yazılımına dijital olarak kayıt ettirdiler. Evin Sanat Galerisi tarafından başlatılan bu öncü uygulamayla toplanan sanat eserleri 13 Aralık'a kadar sergilenecek.

http://www.sanalmuze.org

http://www.evin-art.com
Yazarın Tüm Yazıları