KGB peşimde

Yazılarımı sürekli takip eden okurlarım bir sonraki paragrafı okumadan hemen üçüncü paragrafa geçebilirler.Övünmek için söylüyorsam namerdim. Kendi yazılarıyla övünenlerin ne kadar antipatik olduklarının da bal gibi farkındayım. Sadık okurlarımın, bu sütundan geleceğe dair yaptığım öngörülerin, nasıl birer birer çıktığını bildiklerinin de farkındayım. Lafım, bu köşeye ilk kez gözü takılanlara. Evet sevgili potansiyel okurlarım, bundan önceki yazılarımı takip etmediğiniz için bilim ve teknoloji dünyasındaki gelişmeleri, sıradan insanlar gibi ancak gerçekleşip, gazetelere çarşaf çarşaf haber olduktan sonra öğrenebildiniz ve bu gelişmeleri aylar, hatta yıllar öncesinden öğrenme fırsatını kaçırdınız. Bu yüzden de, bu hafta içinde belli başlı tüm gazetelerimizde yayınlanan ‘‘Ölümsüzlük çiple geliyor’’ haberine konu olan gelişmeyi de, sadık okurlarımdan ancak aylar sonra öğrendiniz.Efendim, olay şu... 13 Ağustos tarihli Hürriyet'in birinci sayfasındaki haberden aynen aktarıyorum; ‘‘Ölümsüzlüğün sırrı 2020'de çözülecek: İnsan bilinci çipe kopyalanacak: Rus bilim adamı Alexander Bolonkin, insanlar için ölümsüzlüğün 2020 yılında mümkün olabileceğini öne sürdü. Bolonkin'e göre ölümsüzlük, insan vücudunun sonsuza kadar yaşamasıyla değil, insan bilincinin bir bilgisayar çipine kopyalanmasıyla mümkün olabilecek’’. Eh, ben ‘‘Günaydın’’, diye buna derim...Rus bilim adamı doğru buyurmuş. Ancak haberin devamını okuduğumuzda yanıldığı bazı noktaların olduğunu görüyoruz. Rus bilim adamına göre, bir insanın bilincinin tümünün saklanabileceği bir bilgisayar çipi 20 sene sonra üretilebilecekmiş. Evet, olabilir. Bizim tahminimiz de bu tip bir çipin 2050 yılından sonra üretileceği yönündeydi. 2020'de üretilmesinin bizim için bir sakıncası olmamasına rağmen bizce oldukça iyimser bir tahmin.Rus bilim adamı, çipin üretilmesi halinde, insan bilincinin buna kopyalanabileceğini ve bu çipin, görüntüsü tamamen insana benzeyen bir robota yerleştirilmesiyle, insanın ölümsüz hale geleceğini söylemiş. İşte, belli bir konuda fazla uzmanlaşmanın, Rönesans adamı gibi düşünememenin yol açtığı tipik bir yanılgı. Aşk olsun Sayın Bolonkin, neden robota yerleştirilsin? Genetik bilimindeki gelişmeler ne güne duruyor? O sizin verdiğiniz 2020 tarihi, insanoğlunun genetik şifrelerinin, hiçbir gizi kalmamacasına çözülmesinin beklendiği tarih. Yani bir başka deyişle o tarihte ‘‘Dolly’’ gibi insan da, kusursuz olarak kopyalanabilecek. İnsanın kendi vücudu dururken, bilincini bir robota aktarmak niye?Evet, bazı sorunlar olduğunu kabul ediyorum. Örneğin bedensel olarak 65 yaşında ölen birinin beyni, o insanın genetik kopyasının hangi yaştaki beynine aktarılacak? Daha doğar doğmaz kopyalansa, o gelişkin bilinç, henüz hiçbir isteğini yerine getirmekten aciz bir bedenin içinde yıllarca, sıkıntıdan patlamadan nasıl dayanacak? Bedenin gelişmesi, örneğin 7 yaşına gelmesi beklense, bedenle birlikte 7 yaşına gelerek, yaşayan yeni bir bilinç oluşturacak beyne ne olacak?Bu noktada psikolog ve psikiyatrlara önemli görevler düşecek gibi görünüyor. Tahminim o ki, Bay Bolonkin'in iddiasının aksine, klonlanan bedene bilincin kopyalandığı çip takılmayacak. Bu çip sadece bilincin aktarılması işlemi için aracı olacak. Zaten insan bilincinin kopyalanabileceği bir çip üretmek başka, kopyalanan bilinci yeni deneyimlerle zenginleştirmeyi başaran bir çip üretmek başka... İkincisi, birincisine göre gerçekleştirilmesi çok daha zor bir teknoloji gerektiriyor. Bunun yerine bedensel ölümden önce çipe aktarılan bilinç, çipten klon bedenin beynine aktarılacak. İşte bu noktada psikolog ve psikiyatrlara önemli görevler düşecek. Yeni bedenin genç beyniyle, ölü bedenin gelişkin bilincinin uyum gösterebilmesi için, bilincin beyne birkaç yıl boyunca, adım adım aktarılması gerekecek. Geleceğe yönelik meslek seçmekte zorlanan gençlerimize duyurulur...yurtsan@hurriyet.com.tr
Yazarın Tüm Yazıları