Paylaş
Yabancı bir ülkenin, yabancı bir şehrinin, yabancı insanlarla dolu, yabancı bir restoranında bara asla tenezzül etmem.
Tek başıma da olsam masaya oturur, mönüden seçimimi yapar, yemeğin gelmesini beklerken bir yandan şarabımı yudumlar, diğer yandan insanları izlerim.
Tek başına yenilen yemeğin keyfi, dostlarla birlikte yenileninkiyle tabii ki yarışamaz. Öte yandan sofradakilerden teki bile aynı iştah ve keyfi paylaşmıyorsa, dostlarla paylaşılan yemeğin de tadı kaçar.
En çok da zayıflayacağım ya da form tutacağım diye tatsız tuzsuz otlara talim edenlere üzülürüm. Mönüdeki o birbirinden leziz yemekler arasında seçim yapmakta zorlanırken, karşımdakinin mönünün iki, üç çeşitten ibaret "Salatalar" bölümünden alel acele yaptığı seçime sinir olurum.
Geçen hafta Konyalı’nın 110’uncu yaş günü nedeniyle, birkaç yemek kültürü yazarına verdiği Konyalı dostları yemeğinde, bu ızdırabıma çare olacak yepyeni bir uygulamanın müjdesini aldım. Kanyon’un en iyi restoranı Konyalı, yazı yepyeni bir mönüyle karşılıyor. Yeni mönünün adı "Yurdumun Otları".
Konyalı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Eren Doğanbey, gurme Semih Somer’in eşsiz kaynak kitabı "Yurdumun Yenilebilir Otları"ndan esinlenip akıl etmiş, Konyalı’nın Türk yemekleri üstadı Aşçıbaşı Aydın Demir yaratmış. Ortaya lezzet, sağlık ve hafifliği bir arada sunma açısından dünya üzerindeki tüm mutfakları kıskandıracak kadar mükemmel bir "yeşil mönü" çıkmış.
Modern dünyanın, yiyecek endüstrisinin bombardımanlarına maruz kalmış tüketicileri olarak bitkisel lezzetlerden uzak kaldık ama aslında bitkiler çok zengin bir lezzet yelpazesine sahipler. Etlerin sunduğu lezzet çeşitliliği iki elin parmak sayısını zor bulurken, bitkiler binlerce farklı tat sunuyorlar.
Bitkiler bu nefaset çeşnilerini, doğalarından kaynaklanan bir dezavantaja borçlular aslında. Hayvanların aksine toprağa bağlılar ve bir başka canlıya yem olmamak için sahip oldukları tek savunmaları yaydıkları koku ve barındırdıkları tatlar.
Bu tek silahlarını güçlendirmek için yine toprağa bağlı olma özelliklerini kullanıyorlar ve topraktan emdikleri mineralleri, kimyasal elementleri çeşitli formüllerle bir araya getirerek bakterileri, mantarları, böcekleri ve hatta hayvanları kendilerinden uzak tutacak keskin koku ve tatlar üretiyorlar. Bazen de tam tersine döllenip çoğalmalarına hizmet etmek üzere arıları, böcekleri kendilerine çekmeye yarayan hoş kokular formüle ediyorlar.
Sonuçta birbirinden tamamen farklı lezzet ve aromalara sahip binlerce, hatta onbinlerce bitki ortaya çıkıyor. Bu kadar çeşitli tadı doğru kullanmak ise büyük ustalık gerektiriyor tabii ki.
Yenilebilir otlar açısından bu kadar zengin bir ülke olmamıza rağmen otu yavan bir yemek sanmamızın nedeni de bu. Sağlıklı ve doğal yaşam rüzgarları sağolsun, ot yemekleri sunan restoranların sayısı her geçen gün artıyor ama bu otlardan hazırlanan yemeklerde kullanılan yöntem haşlayıp üzerine biraz zeytinyağı dökmekten öteye gitmediği için ot yemekleri şık restoran masalarında leke gibi durmaktan öteye gidemiyor.
Konyalı Restoran’ın şefi Aydın Demir’in eseri "Yurdumun Otları" mönüsü işte tam bu boşluğu dolduruyor. Sağlıklı ve hafif bir yemeğin illa tatsız olmak zorunda olmadığını, en baştan çıkarıcı yağlı yemekten daha lezzetli olabileceğini ortaya koyuyor.
Bu yaz sıcaklardan bunalıp kendinizi Kanyon’un serinliğine attığınızda, yaz keyfinizi hafif bir öğle yemeğiyle tamamlamak isterseniz ve lezzetten de vazgeçmeyeyim derseniz Konyalı’ya uğramanızı tavsiye ederim.
Favorilerim Vişneli Yalancı Yaprak Sarma ile Sirken Otlu Piruhi. Tabii siz zengin çeşitli mönüden farklı lezzetleri de deneyebilirsiniz.
Konyalı’nın Türk dostu şarap mönüsü
Konyalı’da Türk şarapları da unutulmamış. Yeni mönüye ünlü şarap yazarı Mehmet Yalçın’ın hazırladığı mükemmel şarap mönüsü eşlik ediyor. Türk şaraplarının ön planda tutulduğu şarap mönüsü, üretim bölgesine göre sınıflandırılmış.
Şarap mönüsünün en hoşuma giden yanı ise fiyatların makul tutulmuş olması. Genelde restoranlarda şarap fiyatları, ucuz şaraplar için market fiyatının üçle hatta bazen dörtle çarpılmasıyla oluşturulur. Türkiye’de şarabın raf fiyatı bile astronomik vergiler nedeniyle zaten çok yüksek. Bu yüksek etiket fiyatları restoranlarda bir de üçle, dörtle çarpılınca yemeğin keyfini kaçıracak rakamlar ortaya çıkıyor. Konyalı’da şarapların raf fiyatları 1,5’la, 2’yle çarpılmış. Kadehte sunulan şarap çeşidi de zengin tutulmuş.
Paylaş