İstanbul Avrasya Maratonu’nu bu yıl "Sigarasız bir dünya için" sloganıyla koşuldu ama maratonun ev sahibi İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş "sigarasız bir İstanbul için" atması gereken adımları atmaktan nedense kaçıyor.
Topbaş’ın önlenebilir ölümlerin baş sorumlusu sigaraya karşı açılan savaşa Avrasya Maratonu’yla destek çıkması kuşkusuz alkışlanacak bir adım.
Öte yandan dünyaya gelene kadar İstanbul’u sigarasız bir şehir yapmak başkanın kendi elinde. Gönül isterdi ki Topbaş işe İstanbul’dan başlasa.
1 Ocak 2007’den itibaren sigarayı yasaklayan ilk medeni İlçe Belediye Başkanı ünvanını alacak Mustafa Sarıgül gibi o da sigarayı yasaklayan ilk medeni Büyükşehir Başkanı ünvanıyla anılsa.
Ancak Topbaş sigara yasağını İstanbul’da uygulamak için TBMM’deki yasa tasarısının geçmesini beklediğini söylüyormuş.
Sigarayla Savaşanlar Derneği’nin ve dernek başkanı Übeyd Korbey’in desteğiyle Meclis Sağlık Komitesi Başkanı AKP Trabzon Milletvekili Prof. Cevdet Erdöl’ün hazırladığı yasa tasarısı aylardır mecliste bekliyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan yasanın çıkmasını istediğini açık açık söylüyor, tasarıda 184 milletvekilinin imzası var, muhalefet tam destek veriyor ama tasarı her nedense meclisten bir türlü çıkmıyor.
Sigara gibi bir pisliğe karşı açılan savaşa köstek olmaya çalışan görünürde sadece iki milletvekili var. Bunlar tasarıya muhalefet eden AKP Adıyaman milletvekili Hüsrev Kutlu ve AKP Gaziantep milletvekili Mahmut Durdu.
Başbakan destekliyor, iktidar iki fire dışında destekliyor, muhalefet destekliyor ama tasarı bir türlü yasalaşmıyor.
İnsan da AKP iktidarının iktidarı sigara lobisinin elinde mi diye düşünmeden edemiyor.
Sigarayla savaşa destek veren İstanbul Belediye Başkanı Topbaş bile işe kendi sorumlu olduğu yerden başlamamak için topu meclise atıyor. Mustafa Sarıgül gibi doğru bildiği yoldan gitme cesaretini gösteremiyor.
Sigara lobisinin iktidarı parmağında oynattığı bu ortamda Sarıgül’ün "medeni" cesaretini bir kez daha kutlamak gerekiyor.
Yağmur doğal afet mi?
İsteyen herkesin kendi kendinin medya patronu olabildiği Onpunto.com’un geçen haftaki manşetlerinden biri Tayyip Erdoğan’ın "Sel konusu abartıldı, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile bu doğal afetler oluyor", komik savunmasına cevap niteliğindeydi. Onpunto.com’dan aktarıyorum:
Diyarbakır’da metrekareye 15 kg yağış: 18 ölü
Vietnam’da metrekareye 33 kg artı tayfun: 14 ölü
Etiyopya’da metrekareye 20 kg: 1 ölü
Suriye’de metrekareye 20 kg: 5 ölü
ABD Georgetown’da 23 kg: Ölü yok
Kanyon buz gibi
Cumartesi Akmerkez’de, pazar Kanyon’daydık.
Akmerkez ana baba günü, Kanyon sinek avlıyordu.
Kanyon’u heykeltıraş olmak isterken kaderin cilvesiyle mimar olmuş birine çizdirdiklerinden kuşku duyuyorum.
Yaz aylarında açılan Kanyon için "kışın bakalım ne olacak" diyen yazarlar haklıymış.
Kanyon buz gibiydi. Dışarıdan bile soğuk...
Dışarıda olmayan rüzgar Kanyon’un koridorlarında ilikleri dondururcasına esiyordu. Mağaza sahiplerinden bazıları, müşteriden umudu kesmiş, kapılarını sıkı sıkıya kapatmış, kendi can dertlerine düşmüşlerdi.
Gazetelere açılış gününde bilmem kaç bin dolarlık alışveriş yapıldığını dikte eden Harvey Nichols’ın kapıcıları kızarmış burunları, ovuşturdukları elleriyle kapı açacak müşteri bekliyorlardı.
Öte yandan restoranların hemen hepsi doluydu.
Açılışının hemen ardından yaptığım Kanyon alışveriş merkezi olmaz ama yeme içme merkezi olur öngörüsünü şimdi daha iddialı bir şekilde tekrarlıyorum.
Kanyon’da yemeğe gitmek gerçekten büyük bir zevk. Alışverişte ise Akmerkez hálá rakipsiz.