Dam aksa küresel ısınma diyen çevreci yobazlar, bu son soğuk hava dalgasının günahını da küresel ısınmanın üzerine atmaya kalkacaklar. Bu ne küresel ısınmadır ki, dünya ikliminin ısınmasına yol açmakta ama soğuk havalar bile bu ısınma yüzünden olmakta...
Tamam doğanın dengesinin değişmesi, iklimsel bozulmalara yol açabilir ve bu bozulma hem aşırı sıcaklar, hem aşırı soğuklar doğurabilir. Ama bu öyle halka yutturulmak istendiği gibi birkaç on yıl içinde olabilecek bir değişim değil.
Küresel ısınma bir hipotez sadece. Yani kanıtlanmış değil. Bilimsel verilere dayalı bir varsayımdan ibaret. Ama bilimsel verilere dayalı olması, gerçekliğinin kanıtı değil. Zaten karşı tezi savunan pekçok saygın bilimadamı da var.
Michael Crichton’ın son romanı "State of Fear" da (Dehşet Hali), küresel ısınma teorisinin gündeme gelmeyen, getirilmeyen yüzü etrafında dönüyor.
Crichton her kitabı gibi bu son kitabını kurgularken de bilimsel veriler ve araştırmalardan fazlasıyla yararlanmış. Hatta bu kitabının sonuna bir de bilimsel kaynakça eklemiş. Bu araştırmalardan bazılarını İnternet’ten sorgulayıp, kontrol ettim. Hepsi gerçek çıktı.
Crichton’a göre küresel ısınma teorisinin mutlak bir gerçekmiş gibi sorgulanmadan kabul edilmesinin nedeni çevreciliğin başta ABD olmak üzere tüm dünyada multi trilyon dolarlık bir sektör haline gelmesi. Üzerinden servet yapan insanların olması.
Daha birkaç on yıl önce tüm dünyanın buzul çağına gireceğini iddia ederek beslenen bu insanlar, geçimlerini bir süredir küresel ısınma teorisine endekslediler.
Bunun için de bilimsel tezleri tek taraflı bir şekilde kamuoyuna pompalıyorlar. Karşı tezleri ise özenle gözden uzak tutuyorlar.
Örneğin dünyanın ısındığına dair iddialar aslında son birkaç on yılda alınan verilere dayanıyor. Çünkü bu tür ölçümleri yapan istasyonların sayısı ancak son zamanlarda tüm dünyayı kapsayacak seviyeye vardı. Ayrıca yeni teknolojilerle alınan ısı ölçümlerini, eskinin iptidai yöntemleriyle alınanlarla karşılaştırmak pek de anlamlı değil.
Kitap bunun gibi daha pek çok karşı örnekle dolu. "State of Fear" Mart ayı ortalarında Meral Gaspıracı’nın çevirisiyle Altın Kitaplar tarafından Türkiye’de de yayınlanacak.
İyi ama bilimsel verilere de dayansa, sonuçta bir roman demeyin. Evet Crichton’ın romanı bilimsel kurgudan ibaret. Ama küresel ısınmanın yüzlerce yıl sonraki sonuçlarıyla ilgili çizilen senaryoların da birer bilimsel kurgudan ibaret olduğunu unutmayın.
Vibratörlü tıraş keyfi
Geçen hafta merak gıdıklayıcı reklamları dönmeye başlayan yeni tıraş bıçağının kimliği, siz bu yazıyı okurken açıklanmış olacak. Yazılarımı takip edenler ise Gilette Mach3 Power ile neredeyse iki yıl önce tanışmışlardı zaten.
Mach3 Power’ın klasik Mach3’lerden farkı pille çalışıyor olması ve üzerindeki bıçak başlığının iki yana doğru, testere gibi hızla titreşmesi. Bu özelliği sayesinde bugüne kadar tatmadığınız bir tıraş hissi veriyor.
Ama ne yazık ki Gilette bizi bu teknolojiye layık görüp Türkiye’ye getirinceye kadar, teknoloji eskidi bile.
İki hafta önceki son ABD seyahatimde, Schick’in bu teknolojiyi daha da ileriye götürdüğünü gördüm. Bizde Wilkinson markasıyla satılan Schick, dört bıçaklı Quattro modeline, titreşim özelliğini katmış.
Wilkinson Türkiye’yi arayıp sordum. Quattro Power’ın Türkiye’ye gelişi en az 2006 Eylül’üne kadar planda değilmiş. İster Wilkinson Quattro Power’ı bekleyin, ister yurtdışından alın ya da ısmarlayın, ister Gilette Mach3 Power ile yetinin... Ama bu titreşimli tıraş bıçağı teknolojisini mutlaka deneyin. Deneyip de memnun kalmayana, henüz rastlamadım.