Cadılar bayramında Trump peruğu moda

Kökeni M.Ö. 5. yüzyıla dayanan bir Kelt geleneği olan Halloween’e (kötü bir çeviriyle bizde Cadı Bayramı olarak bilinir) 10 gün kaldı.

ABD’ye İrlandalı göçmenlerce ithal edilen ve toplumca benimsenen geleneksel kutlama, Kelt takviminde yılın son günü olan 31 Ekim’de kutlanıyor.

Ölülerin bu tarihte bir günlüğüne dünyayı ziyaret ettiği varsayılıyor ve ruhlarla karşılaşmaktan pek hoşlaşmayan canlılar garip kıyafetler giyerek, sokaklarda dolaştıklarında ruhları evlerinden uzak tutacaklarını düşünüyorlar. Tabii artık buna inanan pek yok ama geleneği eğlenceye dönüştürerek yaşatıyorlar.

İnternet’ten de satış yapan New York’un en büyük balo kıyafetleri dükkanı Abracadabra’ya göre bu yıl Halloween için en çok tercih edilen kostüm aksesuvarı Donald Trump peruğuymuş. Çırak programıyla daha yakından tanıdığımız New Yorklu emlak kralının orijinal saç stili, kendisi her ne kadar peruk olmadığını iddia etse de, Halloween’de ruh kaçırmak için kıyafet değiştireceklere ilham vermiş.

Donald Trump perukları sayesinde, New Yorkluları bu yıl her zamankinden daha korkutucu bir Halloween gecesi bekliyor...

Anadolu Ateşi 6 Kasım’da New York’ta

Anadolu Ateşi’nin nihayet New York yolunda olduğunu ve Ekim’de Madison Square Garden’da sahne alacağını haziran ayında yazmıştım.

Bir bakıp kontrol edeyim, gerçekten New York’ta sahne aldılar mı dedim ve Madison Square Garden’ın bilet satış bölümüne başvurdum. Gerçekten de 11 Ekim’de sahne alacaklarmış ama gösteri 6 Kasım’a ertelenmiş.

Yani Anadolu Ateşi sonunda, Broadway’den olmasa da Madison Square Garden’dan ABD’ye adımını atıyor. Bu bir Türk dans topluluğu için çok büyük bir başarı.

Gösteri gününü heyecanla bekliyor ve başarının devamının geleceğini müjdeleyen bir performans haberi almayı umuyorum.

Birinci Sertab ikinci Ruslana

Cengiz Semercioğlu bu cumartesi yapılacak Erovizyon özelde Sertab Erener birinci olmazsa şaşıralım, diye yazmış.

Ek olarak eski doğu bloku ülkelerinden oy toplayacak Ukrayna ile kapışacağını da ben ekleyeyim.

Bu savımı dayandırdığım nedenler, Semercioğlu’nunkiyle aynı. Ama Semercioğlu’nun ufak bir yanlışını da düzelteyim.

Türkler’in yaşadığı ülkelerden çok oy almaya telefonla oylama sistemine geçildikten sonra başlamadık. Cep telefonundan kısa mesajla oy verme sistemine geçilmesinin ardından başladık.

Belki inanmayacaksınız ama Türkiye Eurovision Kulübü diye bir kulüp varmış. Geçen yıl Sertab’ın İngilizce Sözlü Hafif Göbekhavası şarkısıyla birinci olmasını bu oylama yöntemine borçlu olduğunu yazmıştım. Bu ilginç kulüpten o zaman haberdar oldum.

‘Televoting’ sisteminin 1998’den beri olduğunu iddia ediyorlardı. Çeşitli kaynaklardan araştırınca, kısa mesaj ve telefonla oy verme sistemini karıştırdıklarını anlamıştım.

Erovizyon’un düzenleyicisi EBU’dan resmi cevap da istemiş ama alamamıştım. Sırf bu lakaytlık bile Erovizyon’un ne kadar gayrı ciddi bir yarışma olduğunun kanıtı değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları