AİHM’nin İtalya için verdiği karar Yunanistan’ı karıştırdı. Kışla, okul, hastane ve mahkemelerdeki haçların, ikonların, İsa ve Meryem Ana resimlerinin sökülmesi gündemde.
Bu diyarın insanı dindardır. Belki kavga sırasında, kızdığında, öfkelendiğinde bir sürü dini değere hakaret ve küfür eder ama yine de dindardır. Kilisenin önünden geçerken ıstavrozunu (sağ elin üç parmağı önce alın, sonra mide, sonra sağ omuz, en sonunda da sol omuza temas eder) çıkarır. Zor gününde kiliseye gider, mum yakar, Tanrı’nın, İsa’nın, Meryem Ana’nın ya da bir azizin yardımını ister. Bu diyarda din ve devlet işleri ayrı değildir. Laiklik, bugün itibariyle ütopyadır. Kilise Yunanistan’ın en güçlü ve en zengin müesseselerinden biridir. Devlete bir işin düştüğünde, tanıdık bir din adamı her zaman işe yarar. Milletvekili, üst düzey bir bürokrat, hatta mahkemedeki sanık ve tanıklar bile İncil’e el basıp yemin verir. Bu madalyonun bir yüzü... Gelelim öteki yüzüne...
DEPREM ETKİSİ
Yunanistan AB üyesi, Avrupa Konseyi üyesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına uymak yükümlülüğü altındadır. AİHM’nin de geçen 3 Kasım’da verdiği bir karar, her ne kadar İtalya’yı ilgilendirse de Atina’da şok tesiri yarattı. Sanki İtalya’da bir deprem olmuş da İyon denizinin karşı tarafındaki Yunanistan zangır zangır sallanıyor. Hem Finlandiya hem İtalya vatandaşı Soile Tuulikki Lautsi, çocuklarını duvarlarında haçların, ikonların olduğu devlet okulları sınıflarında okutmak zorunda kalmasının insan haklarına uymadığı gerekçesiyle 2002 yılında İtalyan devletine karşı başlattığı hukuki mücadeleyi sonunda AİHM’de kazandı. Yunanistan’da devlet okulları, kışlalar, devlet daireleri ve mahkemelerin duvarları haçlarla, İsa’nın, Meryem Ana’nın resimleriyle dolu. AİHM’nin “Lautsi Davası” kararı eğer burada uygulanırsa kıyamet kopar. “Helsinki Sözleşmelerini İzleme Komitesi” hemen mahkemeye başvurup AİHM kararının Yunanistan’da da uygulanmasını ve dini sembollerin duvarlardan indirilmesini istedi. Tabii hâkim bu kadar önemli bir konuda karar veremeyeceğinden mahkemenin yetkili olmadığını söylemekten öteye gidemedi. Siyasi partiler, kilisenin önde gelenleri, dindarlar, dinsizler, sağcılar, solcular ve hukukçular arasında bir tartışma başladı ki sormayın.
HER KAFADAN BİR SES
“Okullarda ve tüm devlet dairelerinde dini semboller olması, öğrencilerin dua etmek zorunda bırakılmaları ve genel olarak din dersi öğretimi, insan onurunu, dini vicdan özgürlüğünü ve temel insan haklarını acımasızca ihlal etmektedir. Bir çocuğun anne babası hangi dinden ise otomatikman o dine tabi tutulması kabul edilemez” diyor birileri, “Haç ve ikonlar ulusun bölünmez değerleridir. İçimizdeki inancı kırmak istiyorlar” diyor ötekiler. Ya da “Bu kararı uygulamak zorunda kalırsak büyük tepki olur” diyor birileri, “Hadi canım sen de, AİHM’nin tüm kararlarına uyduk mu?” diyor bir başkaları. Adalet ve İnsan Hakları Bakanı Haris Kastanidis “AİHM kararında ısrar ederse, sanırım ülkemiz de adapte olmak zorunda kalacak” derken, Yunanistan Kilisesi’nin lideri Atina Başpiskoposu Yeronimos’un görüşü “Bu dinimize karşı tahriktir” şeklinde. Dini sembollerin kaldırılmasını isteyenler mahkemede aradıklarını bulamayınca, Yunanistan’da gerçekten faydalı işler yapan ombudsmana başvurdular. Bakalım ne olacak.. Haçların, ikonların devlet kurumlarının duvarlarından inmesi bence bu ülkede ya olmaz ya da uzun, çok uzun yıllar alır.