Paylaş
Sadece yaz mevsiminde hatırlanacak bir diyar da değil. Kışı da güzel bu ülkenin. Taş evler, daracık sokaklar, kaldırımlar, sıcacık samimi mekânlar ve turistik adalara kıyasla çok daha misafirperver insanlar
Kışın Mikonos’u sayılan Arahova’dan başlayayım. Atina’ya 155 kilometre mesafede son derece sosyetik bir dağ köyü. Yunanistan’ın en organize kayak merkezlerinden Parnasos’a (19 pisti var) uzaklığı sekiz kilometre. Mitolojide dünyanın tam ortası sayılan; müziğin, sanatın, güneşin tanrısı Apollon Tapınağı’nın bulunduğu Delfi kasabasına mesafesi de yine o kadar. “Madem bu ülkeye geldim illa da deniz” diyorsanız sahil beldeleri İtea ve Galaksidi’ye sadece 25 kilometre uzaktasınız.
Hafta içi neyse de hafta sonları iğne atsanız düşecek yer yoktur Arahova’da. Sosyete, kayak sevdalılarıyla buluşur çünkü. Mikonos’ta ya da Santorini’de villası olanın mutlaka Arahova’da da evi vardır. Çarşısında bir tur atmanız bile nasıl bir yere geldiğiniz konusunda size bir fikir verecektir.
Nerede mi kalacaksınız? Paraya kıyacaksanız, Mikonos’taki ünlü Santa Marina’nın Arahova’daki oteli diyeceğim. Anemolia oteli de son derece lüks. Likoria daha hesaplı. Çok sayıda pansiyon da var. Yemek için Arhondiko, Agnandio ve Kaplanis favorim. Et ve baklagil yemekleriyle binbir çeşit otlu börekler harika. Geceler Emporiko, Flox, Snow Me ve İambia barlarında sabahla buluşur Arahova’da.
Başkentten 180 kilometre mesafede, Poloponez (Mora) Yarımadası’nın şirin bir kasabasadır Kalavrita. Kayak merkezi Helmos dağının eteklerinde bir diyar işte. İkinci Dünya Savaşı’nda büyük zarar gören Kalavrita’da evler ‘eski Rum evi’ zihniyetiyle yeniden inşa edildi.
Dev ağaçların derelerle buluştuğu eşsiz gezintiler sunması bir yana, dünyanın çok az yerinde rastlayacağınız güzellikte sadece iki vagonlu bir tren yolculuğu da bekliyor sizi.
‘Odondotos’ yani ‘dişli’ tren bir saat süren yolculukta ‘medeniyetin’ ulaşmadığı bakir doğanın içinde ilerleyip sahil kasabası Diakofto’ya iniyor. Diakofto’da balık sevdalıları mükâfatlandırılır.
Olur ya kayak merkezi Helmos Dağı’nın tepesine çıkarsanız eğer ‘ölümsüz’ olabilirsiniz. Çünkü Tanrıça Thetis, mitolojide dünyanın en büyük savaşçılarından sayılan oğlu Akhilleus’u (Aşil) buradaki kaynakta yıkayıp topuğu hariç ‘ölümsüz’ yaptı. ‘Ölümsüz Su’dan kana kana için bence.
Kalavrita’da Fieloxenia veya Mortage otellerinde kalınır, Alakos ve Paradosiakos’ta yemek yenir, Bar Diaplasis’de de gece noktalanır.
Sevdiğiniz illa da romantik bir hafta sonu diye ısrar ediyorsa Atina’ya 200 kilometre mesafedeki tüm evleri UNESCO korumasında olan Dimitsana’yı önereceğim. Kendinizi bambaşka bir dünyada hissedeceksiniz. İnce ama uzun taş evler, daracık kaldırımlar, sokak lambaları... Saatler durmuş sanki. Raftingcilerin uğrak yeri Lusion kanyonu muhteşem. Kayak merkezi Menalo da uzak değil. Dimitsana’da, Teisoa ya da Nerida otellerinde kalınır, Latufi ve Lathos’ta mide bayram eder, Tris Lalun’da son kadehler kalkar.
Bitmedi elbet. Kaymaktsalan, Karpenisi, Pilio, Metsovo ve kış turizmine hitap eden daha nice ‘gizli bahçe’ler var bu diyarda.
Paylaş