Paylaş
* Mesela... Bu diyarda devletten maaş alan emekli sayısı 2 milyon 660 bin (nüfusun dörtte biri). Devlet ‘Ya şu emekliler kimmiş, bir bakalım’ diye araştırdığında ilk aşamada çoktan rahmete kavuşmuş 20 bin kişiye hâlâ emekli maaşı ödendiği otaya çıktı. Formül gayet basit. Ölenin eşi ya da çocuğu durumu devlete bildirmiyor ve ellerindeki vekaletnameleri gösterip tıkır tıkır maaşı almaya devam ediyordu. Devletin ölmüş toplam 60 bin kişi için hâlâ emekli maaşı ödediği tahmin ediliyor. Ortalama emekli maaşının 500-700 Euro olduğu düşünülürse ortaya yüz milyonlarca Euro’luk bir bilanço çıkar.
* Mesela... 30-35 bin nüfuslu Zakinthos Adası’nda görme engelli olduğu için maaş alanların sayısı 700 olarak tespit edildi. Yani nüfusun yüzde 2’si kör. Hem de belgelere bakılırsa doğuştan kör. Devlet “Ya şu görme engelliler kim bir bakalım” deyince, engelli belgelerinin hep seçim öncesi dönemlerde verildiği anlaşıldı. Üstelik son 20-30 yılda bu belgeleri veren heyetin üyeleri de hiç değişmedi. Devlet, Zakinthos Adası’ndaki görme engelliler için yılda 6.4 milyon Euro maaş ödüyor. Şimdi Atina’dan gönderilecek heyet kim görme engelli kim değil belirleyecek. Lafı geçmişken, başkent Atina’da görme engelli maaşı alan bir taksici yakalandı.
* Mesela... Devlet oturup hesap yapıyor ve 900 bin kişinin toplam 41 milyar Euro vergi borcu olduğunu tespit ediyor. İşin ilginç yanı bu borcun 37 milyar Euro’luk kısmı sadece 14 bin kişi ve kuruma ait. Geri kalan 874 bin kişinin devlete borcu sadece 4 milyar Euro.
SAATİNDE İŞE GELENE ÇALIŞKANLIK PRİMİ
* Mesela... Bu devlet yıllarca memuruna işine saatinde gelip saatinde gittiği için ‘çalışkanlık primi’ ödedi. Yani saatinde gelip saatinde giden memur ‘çalışkan’ sayıldı. Saatinde daireye gelen memur, sadece kendisinin değil mesai arkadaşlarının da giriş-çıkış kartlarını halletti. Böylece geç gelen de erken giden memur da ‘ödüllendirildi’.
* Mesela... Bu devletin sahip olduğu gayrımenkûllerin değeri 40 milyar Euro’nun üzerinde. Pek çok devlet müessesesinin apartmanları, hanları var. Ancak ne zihniyetse, bunları düşük ücretle kiraya verip kendileri çok daha yüksek ücretle kiraladıkları apartmanlarda, hanlarda barındılar yıllarca.
* Mesela... Orman yangını çıktı bir bölgede. Devlet, birkaç bin Euro acil yardım vereceğini açıkladı felaketzedelere. Ülkenin dört bir yanında uyanıklar üşüştü. Yangından 1000 kişi zarar görmüşse 4-5 bin kişi acil yardımı cebe indirdi.
* Mesela... Üç gün mü resmi tatil? Devlet memuru kulbuna uydurup 10-13 gün gitmedi işine. Resmi tatil ertesi devlet dairelerinde memura rastlamak büyük şanstı yıllarca. Hep böyle gitti işte. Sonunda gemi karaya tosladı. Ancak, itiraf etmeliyim ki, Başbakan Yorgo Papandreu ile yeni Ekonomi Bakanı Evangelos Venizelos, duruma bir çeki düzen vermeye, bazı şeyleri değiştirmeye kararlı görünüyor ve bu yolda ilk işaretleri de verdiler. Ama yapılması gereken düzeltilmesi gereken o kadar çok şey var ki...
Paylaş