Lagana’yı edepsiz İngiliz turistlerden kurtarma operasyonu
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Marmaris’in karşısında bulunan şövalyeler adası Rodos’un Faliraki kasabasının Belediye Başkanı Yiannis Iatridis, resmi bir davet üzerine eylül ayı sonlarında İyon denizinde İtalyan ekolünden etkilenmiş Zakinthos adasının bir kasabası olan Lagana’yı ziyaret edecek.
Bir kasabanın belediye başkanının bir başka kasabanın belediye başkanından davet alması ve onu ziyarete gitmesi gazetelere hiç haber olur mu diyeceksiniz.
Ziyaretin nedeni ne Lagana’nın Yunanistan’ın en uzun sahillerinden birisine (9 kilometre) sahip olması, ne de caretta-caretta kaplumbağalarının burada yumurtlaması...
Faliraki Belediye Başkanı Iatridis, Lagana kasabasının belediye başkanına ‘çılgın İngiliz turistlerin yarattığı sorunlardan kurtulması için yardım etmeye’ gidiyor.
SINIR DIŞI EDİN VE HAPSE ATIN ÖNERİLERİ
Birkaç yıldan beri pek akıl almaz ve Yunanlıların örf ile adetleri ile hiç bağdaşmayan ‘eğlence’ türleri için Faliraki’iyi seçen çılgın İngilizler, son zamanlarda Laganas’ı mesken tuttular.
Fotoğrafta öyle sakin görünmesi sakın aldatmasın sizi. Ne çirkinlikler, ne maskaralıklar yapıyorlar saymakla bitmez...
Daha geçenlerde yaşları 15-18 arasında değişen İngiliz delikanlıları sahilde çıplak halde plastik sandalyelere oturdular. İngiliz kızlar da onların önünde diz çöküp... tövbe tövbe..., yarıştılar! Sonra Lagana’nın barlarında da çıplak kızlar masalara yatıp, yine tövbe tövbe...
Nüfusu 3 bin civarında olan Lagana’da yazları 40 binden az turist olmuyor. Bu işten para kazananlar duruma pek ses çıkarmıyorlar ama kasabanın diğer sakinleri son derece huzursuz.
İngiliz gençler hep sarhoş, hani ayık dolaşanı parmakla gösteriyorlar. Üstelik devreye bazen uyanık İtalyan turistler de giriyor. Kah sarhoş İngiliz kızlardan birini ayarlayıp milletin ortasında..., üçüncü kez tövbe tövbe; kah sarhoş İngiliz gördüler mi kız erkek ayırımı yapmaksızın cüzdanını yürütüyorlar.
İşte şimdi Faliraki Belediye Başkanı, Zakinthos’a giderek yetkililere bu dertten kurtulmanın reçetesini anlatacak. Başkan Iatridis’e göre ‘reçete’ şöyle:
1. Bazı turizm acentelerinin cevval adamlarının o bar senin bu bar benim dolaşıp Zakinthos adasına yeni gelmiş gariban ve toy turist avlamaları önlemeli.
2. Kalitesi kötü pansiyonlar sık sık denetlenmeli.
3. Polislerin geceleri devriye gezmeleri gerekli.
Lagana kasabasındaki çirkinlikler Yunan parlamentosuna bile konu oldu. Bazı milletvekilleri, bu maskaralıkları yapan turistlerin görüldüklerinde yakalanarak derhal sınır dışı edilmelerini istedi. Hatta ilgili yasanın harfiyen uygulanıp, çılgınlık yapan turistin hemen yakalanması ve ibret olsun diye üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılması gerektiğini söyleyen bile çıktı.
Bize göre, yaz geçer, kış gelir. Unutuluverir her şey. Lagana’yı ve ayıp şeyler yapan turistleri kimse hatırlamaz. Ta yine yaz gelinceye kadar.
Askerliği cazip kılmanın yollarını arıyorlar
Yunanistan Anayasası’nın 6. maddesinin 4. paragrafı der ki: ‘Silah taşıyabilecek her Yunanlı (erkek kastediliyor) kanunların öngördüğü şekilde vatan savunmasına katkıda bulunmakla zorunludur.’
Bu zorunluluğu herkes yerine getiriyor mu? Rakamlara bakılırsa hayır. Yunan Silahlı Kuvvetleri kurmaylarını kara kara düşündüren bir rapora göre, askerlik yaşı gelmiş her üç gençten ikisi bir şekilde tecil yolu buluyor. Üstelik askerliklerini tecil ettirenlerin yüzde 63’ü bu erteleme süresi bittiğinde bile bir şekilde üniforma giymemek için gerekçe buluyor.
Aynı rapora göre, halen yurt dışında 17 bin 482, yurt içinde de 14 bin 950 ‘resmi asker kaçağı’ var. Hatta 1997-2004 yılları arasında 19-45 yaş arası 82 bin Yunanlı, sağlığı askerlik yapmasına elverişli olmadığı yolunda, yani çürük raporu almış.
Çürük raporları bu kadar fazla olunca bir heyet kurulmuş ve araştırmışlar. Söz konusu sağlık raporlarının sadece 28 bin 149 tanesi ‘yasal’ imiş. Araştırmada, ordudan emekli bir doktorun kurduğu şebekenin, hani dişi bile ağrımayan en az 83 Yunanlı gence çürük raporu verdiği de ortaya çıkmış.
Yunanistan’da askerlik süresi halen 12 ay. Karamanlis hükümeti bunu sekiz aya kadar indireceği sözünü verdi. NATO çerçevesinde elbette artık orduların belkemiğini profesyonel askerler oluşturuyor ama erata da ihtiyaç var. Ölümlerin doğumlardan fazla olduğu ve 10 milyon nüfustan dokuz milyondan fazlasının oy kullandığı, yani reşit olduğu bir ülkede, gençlere askerliği cazip kılmanın yolları aranıyor. Askerlik süresinin sekiz aya indirilmesi, askerlik yaşının da 20’den 19’a çekilmesi işte bu nedenle de düşünülüyor.
Aile planlamasında nüfusun artması için çeşitli teşvikler var. Yunanistan’da aile başına ortalama 1,2 çocuk düşüyor. Üç ve daha fazla çocuğu bulunan ailelerin en büyük oğulları ‘hami’ sayılarak, altı-dokuz ay arasında askerlik yapıyor.
Söz askerlikten açılmışken, Türkiye’de olduğu gibi Yunanistan’da da özellikle sanatçıların askerliği gündeme sık geliyor. Konserlerde zıp zıp zıplayan ya da ekranlarda aslanlar gibi 30-40 adamı bir çırpıda yere seren bazı ‘kahramanlar’ın ya çürük raporlu çıkması, ya da canları istediklerinde askere gitmeleri kamuoyunu meşgul ediyor.
Örnek mi? Yunanistan’ın Tarkan’ı sayılan Sakis Ruvas’ın (Shake It adlı şarkısı Eurovision’da iki yıl önce üçüncü olmuştu) askerliği yılan hikayesine dönüşmüştü mesela.
ÖZCAN DENİZ’DEN ÖZÜR DİLİYORUZ
Suyun Öte Yanından, Özcan Deniz’den özür diliyor.
Yıllar önce sanatçının İstanbul’da bir Rum tavernasında tabak kırarken elini kestiğini okuyunca, Yunanistan’da öyle tabak kırmak (1967-1974 dönemindeki albaylar cuntası tarafından yasaklanmıştı), ceket yakmak ya da rakı şişesi patlatmak gibi ‘adetlerin’ bulunmadığını anlatmak maksadıyla, o zamanlar Radikal gazetesinde kaleme aldığımız bir yazıda olayı biraz ‘ti’ye almıştık.
Hatırladığımız kadarıyla da ‘Onu çocukluğundan tanırım. Tabak kırma işini pek iyi bilir. Hatta sokakta oynarken annesinin pencereye çıkıp, ‘Özcan oğlum, capuccino ile kruvasan hazır hadi kahvaltıya’ diye bağırdığı şeklinde ifadeler kullanmıştık. Birkaç gün sonra, hayranlarından olsa gerek, birileri bizi telefonla arayıp bunların gerçek olmadığını, yalan yazdığımızı ve sanatçıyı hiç tanımadığımızı söylemiş, hatta biraz tehdit bile etmişti. Adamcağıza, yazıyı bir kez daha dikkatli okumasını, Özcan Deniz ile hayatımızda hiç karşılaşmadığımızı söylediysek de durum pek değişmemişti.
Yıllar yılları kovaladı. Özcan Deniz bize göre Türkiye’de pek çok sanatçıdan daha başarılı bir grafik çizdi. Üç Silahşörler’den biri gibi lanse edildiği dönemi başarıyla aştı. Ve bugün Özcan Deniz’in başrolünü oynadığı ‘Asmalı Konak’ dizisi Yunanistan’da Alpha televizyonunda gösteriliyor.
Yunanlıların kendisi ile ilgili ilk yorumları da gayet olumlu. Asıl mesleğinin şarkıcılık olduğunu söylediğimizde şaşırıyorlar. Hani biraz tanıtımı, reklamı yapılsa; Atina gecelerinin ‘Sen beni öldürtcen mi, çıldırtcan mı canım’ diye inlemesi inanın işten değil.