Seçimlerden sonra Kıbrıs’ın güneyinden yükselen “şimdi timsah gözyaşları dökme vakti” sözüne aynen katılıyorum.
KKTC’de Derviş Eroğlu ilk turdan cumhurbaşkanı seçildi. Rum kesiminde siyasetçiler ağız birliği etmişçesine bu gelişmenin “olumsuz” olduğunu söylediler. Bence, vicdanlarının sesini duysunlar ve sonra yemin etsinler de görelim... Mehmet Ali Talat ile 18 ay boyunca masaya oturan Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, adanın güneyinde sesleri gümbür gümbür duyulan sözümona “vatansever” siyasetçilerin tepkilerini düşünüp bir nevi ara anlaşmaya ya da ilerleme sağlanan noktaların ortak bir açıklamayla ilan edilmesine yanaşmamıştı. Şimdi aynı Hristofyas “Müzakerelere kaldığımız yerden devam ederiz” diyor. Talat ile görüşmelerinde “kaldıkları yeri” neden daha önce açıklamadı o zaman? Rum siyasetçiler yıllardır “Kıbrıs’ın anahtarı Ankara’da” ve “Ankara bıraksın iki Kıbrıs’taki iki toplum lideri hür bir şekilde müzakere yapsın” diyorlardı. Şimdi aynı siyasetçiler “Erdoğan, Eroğlu’nu kontrol altına almalıdır” ve “Ankara’nın yakın markajı gerek” tarzı şeyler söylüyorlar. 2004’de Annan planına “hayır” dedikten sonra ‘Kıbrıs için uluslararası zirve’ lafını duymak bile istemeyen, duyduğunda da hani eşyanın tabiatına aykırı olsun diye “o da katılsın bu da katılsın, ha şu da gelsin bu da” mazeretleri uyduran Rum medyası şimdi başka telden çalmaya başladı. “2004’dekine (Bürgenstock) benzer zirve sonbaharda” haberleri dolaşıyor artık. Politis gazetesinde okuduğum avukat Haralambos Brucos’un yazısındaki “Şimdi timsah gözyaşları dökme vakti” sözüne aynen katılıyorum. Hatta da önceki gözyaşları da pek farklı değildi diye ekliyorum.
Papandreu’ya Erdoğan için hediye önerisi
Devlet bakanı ve başmüzakereci Egemen Bağış geçen kasım ayında Atina’yı ziyaretinde Başbakan Yorgo Papandreu’ya Candan Erçetin’in “Aman Doktor” cd’sini hediye etmişti. Papandreu’ya, mayıs ayında Atina’ya gelecek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Selanik’de yaşayan Antalyalı Dilek Koç’un “Sevdalım Aman” adlı cd’yi hediye etmesini öneriyorum. Yunanistan’da hazırlanan ve udundan kanununa Yunanlı saz sanatçılarının yeraldığı çalışma, ud taksimiyle başlıyor “Bekledim de Gelmedin” ile devam ediyor. Sonrasında “Sallasana Mendilini”... Dilek Koç Türkçe söylüyor şarkının yarısını, bu diyarda Ege şarkılarının ustası Glikeria Yunanca söylüyor diğer yarısını... İki sanatçı “Berberim Oğlan” , “Sevdalım Aman” ve “Pencereden Ay Doğdu”yu birlikte söylüyorlar. Selanik’in 11 yıldır hemşehrisi ve iki dilde de hemen hemen aynı rahatlıkla şarkılar söyleyebilen Dilek “İndim Havuz Başına” ve “Çanakkale İçinde”yi hem Türkçe hem de Yunanca seslendiriyor. Lezzetli pastanın üzerindeki kiraz ise bence “Dere Geliyor Dere”... Papandreu’nun bu cd’den haberi var mı ama Türkiye’de piyasaya çıkarsa kaçırmayın.