Paylaş
* Vallahi çok para harcıyorsunuz, çok tüketiyorsunuz. İnşallah kendi paralarınızdır. Malum, Yunanistan kendisine ait olmayan paraları yediği için bu duruma düştü.
* Tarlabaşı projesiyle ilgili afişlerde gördüklerimiz gerçekleşirse büyük bir iş yapılmış olacak. Pera nefes alacak.
* Balık Pazarı’nda iki yıl sonra balıkçı kalacak mı kalmayacak mı endişesine kapıldık.
* şişli, Levent, Maslak’tan geçerken gökdelenleri sayalım dedik. Hesabı karıştırdık vazgeçtik. Buralardan geçen Yunan turistlerin nasıl da şaşıp kalacaklarını düşündük.
* Nişantaşı’nda Hünkar, Bostancı’da Çınaraltı, Etiler’de Günaydın, Yeniköy’de Aleko’dan, Florya’da Ziya şark Sofrası’ndan geçtik. Birbirinden lezzetli güzellikler tattık. Damak zevki zamana karşı iyi dayanıyor.
* Ari adlı bir Ermeni genciyle tanıştık. Türk Sanat Müziği eğitimi görmüş, konservatuvar mezunu. Kireçburnu’nda Ege’li Meyhane’de sahne alıyor.
* Gayrettepe yolundaki Zorba Taverna’ya da uğradık. Eğlence süper; Atina’ya taş çıkarır.
* Bilmemkaçıncı kez Boğaz’ı seyrettik uzun uzun. Büyükada’da ilkbaharın izlerini biraz neşe biraz kederle keşfettik.
Cebime dokunmayan bin yıl yaşasın
Bence Yunan halkı seçimlerde “AB ve IMF ile imzalanan kredi anlaşmalarına evet ama bu anlaşmalardaki yükümlülüklerimize hayır” dedi . Yani, ülke iflas etmesin ama cebimize de dokunulmasın
Uzmanlık alanı Türkiye’deki seçmen davranışlarını ekonometrki metodlarla incelemek olan Illinois-Chicago Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ali Akarca ile iki yıl önce Hürriyet’in Atina Bürosu’nda sohbet ederken son derece ilginç bir tespitini not almıştım: “Seçmen bir önceki seçimde oy verdiği partiyi kolay kolay değiştirmez. Seçmenin farklı oy kullanması için önemli bir olay yaşanması gerekir. Bu tabi bir felaket ya da büyük bir ekonomik kriz olabilir” demişti Akarcalı.
Geçen pazarki seçimler, Akarcalı’nın söylediklerinin sadece Türkiye değil, Yunanistan için de geçerli olduğunu gösterdi. Yunan halkı kendisini 38 yıl yöneten merkez-sağcı Yeni Demokrasi ve sosyalist Pasok partilerini ekonomik krizden sorumlu tutarak sandıkta cezalandırdı. ıki partinin üç yıl öncesinde yüzde 77’lik oy toplamı yüzde 32’ye, parlamentodaki milletvekili sayısı toplamı da 250’den 146’ya düştü. Halk, 300 üyeli parlamentoda bu iki partiye koalisyon hükümeti bile kurmalarına izin vermedi. Yani bu açıdan halkın mesajı net.
SİYASİ KAOSA MERHABA
Ancak bunun ötesinde Yunan seçmenin kime oy verdiğine baktığımızda tuhaf bir tablo ortaya çıkıyor. “AB ve IMF ile imzalanan Kurtarma Paketi Anlaşmaları’nı feshedeceğiz. Zenginlerin ağır vergilendirilmesi kafi” diyen ve oylarını dörde katlayıp ikinci parti konumuna gelen Radikal Sol Koalisyon’a (yüzde 16.7-52 milletvekili), bir ay önce kurulan, hiçbir siyasi temeli bulunmayan ve sadece tepki oylarını çekmeyi hedefleyen milliyetçi ‘Bağımsız Yunanlılar’a (yüzde 10.6-33 milletvekili) ve gerçekte bir şiddet örgütü olan ırkçı-faşist ‘Altın şafak’a (yüzde 6.9-21 milletvekili) oy verdi Yunan seçmen.
Yunan siyasetçileri izliyordum televizyonda pazar gecesi. Halkın verdiği mesajları konuşuyorlardı. Hiçbirinin görüşüne katılmadım. Yunan halkı seçimlerde, “Kemer sıkma tedbirleri istemiyoruz ama drahmiye de dönmek istemiyoruz. AB ve IMF ile imzalanan kredi anlaşmalarına ‘evet’, bu anlaşmalardaki yükümlülüklerimize ‘hayır’. Ülke iflas etmesin ama cebimize de dokunulmasın” dedi bence. Birbiriyle tamamen çelişkili talepler... Türkçesi; ne şiş yansın ne kebap...
Paylaş