Paylaş
Takvimler 1896’nın 29 Mart’ını gösteriyordu. Günlerden cuma. İlk modern Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapan Atina’da, Maratonas Kasabası'ndaki köprünün başında çeşitli ülkelerden 17 sporcu yan yana dizildi.
Papadiamandopulos soyadlı bir generalin verdiği startla da ilk Olimpiyat Oyunları’nın ilk maraton koşusu başladı. Koşu mesafesi bugünkü gibi 42 kilometre 195 metre değil, 40 kilometreydi.
Atletler arasında Atina’da beyaz etekli efsun askeri kıyafetiyle dolaşan 24 yaşında bir saka da vardı. Öyle hocası, kulübü, sponsoru filan yoktu. Maraton koşusunun doğru dürüst nereden nereye olduğunu bile bilmiyordu.
Maraton koşusunda Yunanistan’ı temsil etmesi için referansı, “Onu iyi tanırım, bir semtten bir diğerine sigara almaya gönderdiğimde 20 dakikada dönerdi” diyen Yunan kafilesinin bir yetkilisi vermişti.
Spiros Luis, start verildikten sonra hep ilk grupta koşan atletler arasındaydı. Birkaç kilometre koştuktan sonra Pikermi Kasabası'nda mola verdi. Bir-iki kadeh şarap içtikten sonra da tekrar koşmaya koyuldu.
1896 Atina Olimpiyatları şehir merkezinde halen konser alanı olarak kullanılan 'Kallimarmaron' adlı mermerden inşa edilen stadyumda yapılıyordu. Maraton koşusunun da bitiş noktasıydı.
Stadyuma ilk giren Yunan Spiros Luis oldu. Binlerce Atinalı “Yunan... Yunan...” diye tezahürat yaptı. Derecesi 2 saat 58 dakika 50 saniyeydi.
ŞARKILARA KONU OLDU
Sıra ödül törenine gelmişti. Kral 1. Yorgo maraton koşusunu kazanan delikanlıya, “Sana ne hediye etmemi istiyorsun” diye sordu. Kral, “Suyu taşımama yardım edecek bir eşek” cevabı alınca şaşırdı.
Gümüş bir kupa, bir zeytin dalı, eşeğin çektiği bir arabaydı aldığı ödüller. Ha, bir kahvehane sahibi de 12 ay süreyle bedava kahve içebilmesi sözü vermişti. Ayrıca bir dikiş makinesi de hediye edilmişti.
Efsane oldu Spiros Luis. Şarkılara, şiirlere konu edildi. Heykelleri dikildi, Atina’nın 72 bin kişilik Olimpiyat Stadı’na adı verildi.
1936 Berlin Olimpiyat Oyunları’nda Yunan kafilesinin başkanıydı Luis. Yine efsun kıyafetiyle şeref tribününde oturuyordu. Alman lideri Hitler’in ilgisini çekti; “Kimdir bu?” diye sordu yanındakilere. Kim olduğunu öğrenince de tanışmak istedi. O, saf bir köylü gibi Hitler’in elini sıktığında, “Ti habaria kirie Hitler. Pos pai i ikogenia” yani “N’aber Sayın Hitler? Ailen nasıl?” dedi. Tercüman durumu zar zor idare etti.
Spiros Luis 28 Mart 1940’ta öldü. Ölümünden 17 gün sonra onun adı verilen torunu dünyaya geldi. Atina’da yaşıyor, emekli ve iki çocuk babası torun Spiros Luis... Ekonomik kriz patlayınca Yunanistan’da dara düştü. Dedesinin kazandığı gümüş kupayı satmak istedi.
Önce devlete başvurdu. Yunanistan Atletizm Federasyonu’nun, Olimpiyat Komitesi’nin, Kültür Bakanlığı’nın kapısını çaldı. “İstediğim para çok cüziydi ama veren çıkmadı” diyor.
Birilerinden 'Christie’s müzayede evini' duydu. Mektup yazdı, cevap aldı. Yunanistan’ın sembollerinden, ilk olimpik maratonun şampiyonu Spiros Luis’in kupası, 18 Nisan’da açık artırmada satılacak. Kimilerine göre 120, kimilerine göre 160 bin Sterlin'e alıcı bulabilir.
Paylaş