Barış Harekatı’ndan beri Güney’in başına gelen en büyük felaket

Evangelos Florakis deniz üssündeki patlamanın üzerinden vakit geçiyor ancak sorular hâlâ yanıt bekliyor. Anlaşılan şu ki, bu kaza çok önceden ‘geliyorum’ diyormuş.

Haberin Devamı

Kıbrıslı Rumların ‘1974’ten sonra başımıza gelen en büyük felaket’ diye tanımladığı Evangelos Florakis deniz üssündeki askeri mühimmatın patladığı geçen pazartesi gününün gecesi, tatil beldesi Larnaka şehrinde dolaşıyorum.
Hava sıcak mı sıcak. Akdeniz’de yaz ortası işte... Sahilin bir yanı upuzun plaj, öteki yanı oteller, apartmanlar, barlar, kafeler... Türkiye ve Yunanistan’daki pek çok tatil beldesinde benzerlerini gördüğüm ve doğrusu pek zevk almadığım bir manzara.
Rumlar kafelerde televizyonun başında. “12 ölü 62 yaralı”, “Patlamada Kıbrıs’ın (Rum Kesimi) elektriğinin yüzde 50’sini üreten santral da harap oldu” ve “Larnaka ile Lefkoşa’ya iki günde bir 12 saatliğine su verilecek” diyor spiker. Muhalefet partilerinin, Dimitrios Hristofyas yönetimini ihmalkarlıkla suçlayan açıklamaları geliyor ekrana sonra...
Kafede yanımdaki masada oturan biri, “Yazık ya, genç çocuklar boş yere öldüler” diyor. Bir diğeri, “Suriye’ye ait askeri mühimmatı biz niye iki buçuk yıldır üste bekletiyorduk?” sorusunu soruyor. Bir üçüncüsü de takdime gerek yok Haris Aleksiu’nun ‘Eleni’ adlı şarkısındaki ‘Ellada’ (Yunanistan) kelimesini ‘Kipros’ (Kıbrıs) diye değiştirerek mırıldanıyor.
“Allo na pethanis gia tin Kipro, ke allo i Kipros na se petheni...”
Yani, “Kıbrıs için ölmen başka, Kıbrıs’ın seni öldürmesi başka...”
Turistler, tatillerinde böyle bir olay meydana geldiği için şanslarına küsüyorlar.
SORULAR YANIT BEKLİYOR
Turist çok Larnaka’da. Otellerin hepsi dolu. Yemek vakti...
Bu mevsim taze ve tanıdık sulardan balık pek olmaz. Tezgahlarda gördüklerim yorgun ve turist balıklar.
Et, balık, pizza ve ne yemek varsa hepsi birarada lokantaları hızla geçiyorum. Tek Rum garsona rastlamadım. Hintli, İngiliz, Lübnanlı garsonlar geleneksel Rum mutfağını anlatıyor ayaküstü.
Lefkoşa’daki bir meslektaşıma soruyorum, “Panos’a git” diyor, gidiyorum.
Eti, salatası, şarabı, servisi dört dörtlük.
Mekanın sahibi Panos’a soruyorum:
İşler nasıl?
- Bizde de ekonomi kötü gidiyor. Birkaç sene sonra Yunanistan gibi olmaktan korkuyoruz. İyi ki yapımız itibariyla onlardan daha tutumluyuz. İşler hâlâ iyi ama nereye kadar?
Yunanlılar bankalardaki paralarını çekip Kıbrıs’taki bankalara yatırıyormuş?
- Evet. Üstelik son zamanlarda çalışmak için Atina’dan, Selanik’ten buraya gelenlerin sayısı arttı.
Deniz üssündeki patlama etkiler mi turizmi?
- Her şey gibi o da zamanla unutulur ama şu yaz ortasında elektrik kesintisi, su kesintisi turizme büyük zarar verir. Vakit gece yarısını çoktan geçmiş. Otele dönüş yolunda barların gürültüsü kulakları rahatsız ediyor.
Evangelos Florakis deniz üssündeki patlamayla ilgili yüzlerce soru cevap bekliyor... Ortaya çıkan daha ilk belgelerden ve delillerden anlaşılan şu ki, bu kaza çok önceden ‘geliyorum’ diyormuş.
Kıbrıslı Rumlar da uzun yıllar sonra belki ilk kez zannettikleri kadar organize ve güçlü bir devlet olmadıklarını bu patlamayla birlikte tespit ettiler.

Yazarın Tüm Yazıları