Zeytin Gücü adına!

Şu köşeden beni okuyan herkes, artık huyumu suyumu her şeyimi biliyorsunuz.
Zeytin aşkımı da!
En kırgın, en bitmiş olduğum anda kendimi bir zeytin ağacı olarak hayal ettiğimde; her türlü zorluğa, fırtınaya, dalgaya, susuzluğa ve yıkıcı güce rağmen ayakta kalabildiğimi düşündüğümü de biliyorsunuz.
Zeytin ve zeytin ağacı benim için hayatta kalmak demek.
Her türlü zorluğa ayak uydurabilmek ve yaşama devam edebilecek kökleri salabilmek demek.
Azim demek.
Spor; kafamı, gönlümü, ruhumu, bedenimi, psikolojimi kurtaran, iyileştiren en sevdiğim, merhemim demek.
Müzik deseniz, zaten kafamda müzik çalmadan aldığım nefes, attığım adım, uyandığım uykum olmadı.
Sabah gözümü müzikle açıyorum, gece müzikle kapatıyorum.
Öyle acayip bi heyecanla yazıyorum ki bu yazıyı; cümlelerimi de toplayamıyorum.
Yıllardır kendi kendime elimdeki on binlerce parçadan yüzlerce müzik listesi hazırlar arkadaşlarımla, ailemle paylaşırım.
Kafamdaki müziklerimi...
Yonca kafası müziklerimi...
Koşarken koştuğum yerin doğasına göre, ruh halime göre, ortama göre hazırlardım hep listeleri. Kahve içerken dinlediklerimi, sinirim bozukken dinlediklerimi...
Hani bi adım daha gidemeyecek gibi olduğum anda çalan bi Madonna "you'll see" mesela, hayatımın ilk maratonu olan ASICS Venedik Maratonu’nu o deli fırtınada bitirtti bana. O sözleri daha önce hiç öyle dinlememiştim belki de...
Hayallerim, düşüneceklerim, en kötü anımda bana güç verecek bi nota, bi söz müziklerde yazılı oldu hep.
Anısı olsun dediğim, beni 5km daha götürür, 1 ay daha ayakta tutar dediğim bi şey çaldı mı, bitmiştir o yol benim için.
Bir tek işin şöööyle rahatça herkesle paylaşım kısmı vardı beni eksik kılan.
Ben sevdiğim şeyleri hep bütün Dünya ile paylaşmak istedim, hep!
En çok da kafamdaki müzikleri sizlerle, herkesle paylaşmak istedim.
Çünkü;
Bana iyi gelen, bana güç veren, beni azime kitleyen şeyleri paylaştığımda o yolda güç birliği yaptığıma inanırım.
İyidir yani.
Hayatta çıktığın yol, sıkı ve dimdik bir rampaysa, o rampaya uygun yerde “Never never gonna give you up” çalsın mesela.
Mesela inişe geçtiysen, “It ain’t over till it’s over...” gelsin.
Yalnız kaldığın ve çaresiz gibi hissettiğin bir anda çalan “Enjoy the silence” sana aslında o anın tadına varmayı da hatırlatsın icabında.
Uçsuz bucaksız zeytinliklerin içinden geçerken duyduğun Leonard Cohen’in “Dance me to the end of love” şarkısı çalarken, içindeki “lift me like an Olive branch...” (beni bir zeytin dalı gibi kaldır...) sözlerini duy ve tüylerin diken diken gülümse zeytinlere mesela.
Güç versinler sana...
Ve...
20 milyondan fazla şarkıya erişim sağlayan ödüllü dijital müzik uygulaması Spotify ve koşu sporunun lider ayakkabı markası ASICS yaptıkları işbirliği sonucu, benden de Spotify’a özel, koşuyla ilgilenenler için bir müzik listesi hazırlamamı istediler.
Ben de, zevkten öle bayıla, yarın ve öbür gün 19-20 Nisan’da koşacak olduğumuz ASICS İznik Ultra maratonu için adı “OLIVE POWER” olan bir müzik listesi hazırladım.
Olive... O-LIVE...
Zeytinin İngilizcesiyle türetmediğim hali kalmadı nitekim.
İznik yöresinin zeytin ağaçlarıyla dolu arazilerinin o çamurlu topraklarına bata çıka giderken, o zor tepelerine inip çıkarken dinlemeyi hayal ettiğim; bizlere güç verecek, devam etmemize yardımcı olacak ne varsa ekledim listeme.
Müzik listemin adını da o yüzden Olive Power yaptım.
Aklıma bir şey düşerse güncelleyeceğim de.
Türkçe parçaların bazılarında henüz telif anlaşmaları olmadığı için, içimden geçenlerin hepsini ekleyemedik. Ama onlar da gelecek.
Dahası başka koşular için başka müzik listeleri de yapacağım #asicslekosuyorum listesi için.
Sokaklarda bağırarak herkese haber veresim var bunu işte...
Hem illa koşanlar dinler diye bir şey yok.
Bence Olive Power günün her saatinde insana güç verip her duruma uyacak kadar zeytin gibi. İster sabah kahvaltısındaki gibi gücün olsun, ister akşam üstü atıştırmalığın.
Keyfine göre dinle.
Nihayet, ASICS ve SPOTIFY sayesinde, herkesle paylaşabiliyorum ya ben kafamdaki müzikleri, benden mutlusu yok.
ASICS spor markasının açılımı da nereden geliyor biliyor musunuz sahi?
“anima sana in corpore sano” yani, sağlam kafa sağlam bedende bulunurun Latincesi!
E madem öyle...
Hadi gelin siz de, hep beraber dinleyelim işte.

Şimdi, neyi nasıl mı yapıyoruz?
Önce telefonlara spotify indiriyoruz.
https://www.spotify.com/tr/
Facebook varsa hemen oradan üye de olursunuz zaten. Çok kolay.
Ha yok olmadı şu linkle de buluşuruz.
Olive Power: http://spoti.fi/1h6yyFT
Bu link her yerden açılır. Tablet, telefon, bilgisayar fark etmez.
Olive Power’ı hemen takibe alıp dinlemeye başlıyoruz.
Hayatta gitmek istediğimiz hedefimiz neyse, işte onun finişine
avaz avaz hep beraber:
"Obladi oblada life goes on..." diye diye giriyoruz!

Yonca
"zeytin dalı"