Yazlıkta yaşam

Şu “yazlık hayatımı” yaşarken günde bin kere aklıma ve başıma “Hah tam yazılacak konu!” dediğim şey geliyor.

Haberin Devamı

Ama ben elime kalemi veya bilgisayarı alıp onu not edene kadar araya yüzlerce şey giriyor, bir sürü olay oluyor ve fikir uçup gidiyor. Ne kadar fena bir durum anlatamam. Otur hatırla hatırlayabilirsen.

 

Ben bir kere daha anladım ki ben evtipi bir kadın değilim. Beni bol bol işkadını sahasında meşgul etmek lazım. İş yerimden, işimden uzaklaşınca aklım durdu, elim ayağım paslandı. Hiçbir şeye yetişemeyen bir insan oldum. Sözüm ona bir dolu vaktim var! Ayol tatildeyim ya; ama ben sanırım tatilin de iş disiplini ile yapılanını özledim. Ne demekse?

 

Bak yine şikayet etme moduna geçtim. Ama elimde değil; çünkü şöööyle ağzımın suları akarak yazı yazmayı özledim.

Haberin Devamı

 

Geçtiğimiz iki hafta boyunca internete girebilme ve e-posta kutuma bakabilme şansım 3 kere oldu. O da zar zor. Ne gelen yorumları okuyabildim, ne cevap verebildim.

 

Meğer ne zormuş arada bir internete bağlanabilerek yaşamak. Amma elim kolum olmuş bilgisayar, blackberry o bu şu...

 

İlk başta bundan inanılmaz rahatsız oldum. Dünyanın sonu gelmiş gibi hisettim. İnsan ruhu sorumluluk hastalığına tutuldu mu kurtulması zor. Şirketimden ücretsiz izin aldım oysa. Çocuklarla, ailemle yazı biraz daha uzun yaşayabilmek adına aldım bu kararı, e sonuna kadar kullan değil mi? Ama gazeteden izin almak dünyanın sonu gibi geliyor bana. Çok acayip.

 

Ama öyle bir yoğunluk oldu ki ev hayatında, zorunlu olarak bilgisayardan uzaklaşmak zorunda kaldım. Dünyanın sonu gelmediği gibi ruhum özgür oldu. Amaaan nasıl iyi geldi anlatamam. Bir de tatile çıktığımın üçüncü günü cep telefonum kırıldı. Ne mesaj atabiliyorum, ne alabiliyorum. Arayanları ne görebiliyorum, ne de aradığımla tam konuşabiliyorum. Tam konuşmaya başlıyorum, telefon kitleniyor. Telefondan gıcık kaptım. Oh o da iyi oldu. Kulağıma deniz suyundan başka bir şey kaçamaz oldu.

Haberin Devamı

 

Elimde olağanüstü bir kitap var. Dubai’de Pam verdi bana. Gelin görün ki ilk 23 sayfayı 30 kere filan okudum. Daha 24. sayfaya geçmek nasip olmadı. Okuduğum 23 sayfayı şu an sorun, anlatamam. Tam sayfanın yarısına geliyorum, ya kızım iskeleden atlamaya karar veriyor, ya oğlumun kakası geliyor, tuvalet uzakta mutlaka beraber gitmek gerekiyor.

 

Anlayacağınız Yonca bayağı dağınık.

 

Ama yine de keyfi yerine gelmeye başladı.

 

Son 11 günüm iznimin bitmesi için.

 

Evime, denize, çocuklara, anneme, aileme yapışmış durumdayım vıcık vıcık!

 

Sizi boşladım sanmayın.

 

Beni anlayın.

 

İftar saatini güneşin batışını seyrederek tam saatinde yakalayabilecek kadar doğayla içiçe yaşamanın tadına varmaktayım.

Haberin Devamı

 

Yonca

“doğal”

Yazarın Tüm Yazıları