Paylaş
Ülke yönetiminde rol almak isteyen insanlar var mı?
Ülkenin gidişatından, seçimlerin vehametinden, durumun rezilliğinden dem vurup her türlü sövmeyi yaparken,
Hem muhalefeti hem iktidarı eleştirirken,
Ekonomiden kimsenin anlamadığından,
Sağlık ve eğitim sorunun çözülmemesinden şikayetçi olurken,
“Ben bu işe baş koydum, politikaya girip ülkem adına yönetimde söz sahibi olarak gidişatın düzelmesine katkıda bulunmaya karar verdim!” diyen birine rastladınız mı?
Diyelim ki oldu, yani bir arkadaşınız kalktı böylesine CESUR bir çıkışta bulundu,
Ne tepki verirdiniz?
“Deli misin? Otur oturduğun yerde. Bunlarla kimse uğraşamaz. Politika pislik. Hayatın kayar!” mı derdiniz?
Yoksa,
“Yürü! Kim tutar seni. Arkandayız!” mı derdiniz?
Peki çocukken hiç Milletvekili olma, milletimizi temsil etme hayali kurdunuz mu?
Çocuklarınız politikacı olma hayali kuruyor mu?
Zaten politikacı olmayı HAYAL eden çocuğunuz varsa da, siz aklını başına getirmeyi hayal edersiniz!
Kısa yoldan zengin olma hayaliniz yoksa tabi...
Peki anne babalarımız, onca servet döküp bizleri bu kadar okuturken, yabancı diller öğrenmek için o kadar ter dökerken, idealler için arkadaşlarla tartışırken,
Çokuluslu “yabancı” bir şirkete girmek yerine,
Devlet için çalışmayı,
Devlet memuru olmayı, Milletvekili olmayı hayal ettiniz mi?
Yoksa bunu istemeyi/isteyenleri;
Kolaycı, tembel, eğitimsiz, kısa yoldan köşeyi dönme hayalleri kuran insanlar olarak görüp önyargılayıp genelleyerek mi algıladınız?
Uluslararası ilişkiler okuyup diplomat olmayı hayal eden çok insan tanıdım.
O da, Dışişleri Bakan’ ı olmaktan çok; seyahat etmek, yurtdışı görevlerinde daha fazla para kazanabilip iyi bir hayat yaşamak, çocuklarını yurtdışında okutmak istedikleri içindi.
Ya da,
Dışişleri Bakanlığı, iştanımı icabı, “medeniyetlerle” biraraya geldiğinden, tabi ki daha medeni ve diğer devlet dairelerinden daha çalışılası bir ortam olduğu içindi.
Bunun dışında hiçbirimizin aklına, aramızdan birilerinin politikaya soyunması gelmedi.
Politika ve Devlet hep karanlık, alavere dalevere, usulsüzlük, rüşvet, mafya vesaire özellikleriyle bilinçaltımızda yer etti.
Ettirildi.
Politik olmak kötü ve korkulacak bir şey, apolitik olmak rahat ve güvenli gibiydi.
Cehalet pek kolaydı, eğitim çok emek isterdi.
Çok okuyan, çok gören, çok gezen insanlar politikaya eleştirel bakıp medeniyetle yaklaştıkları için, devletle içiçe olmak çirkin geldi.
Bir de politikaya bulaşıp ağzının payını alan “düzgün” insanları gördükçe,
Aklı başında olanlar, politikaya girmektense
Politikaya pasif direnç göstermeyi tercih edip
Oy vererek, vatandaşlık hakkını demokratikçe-medenice kullanarak,
Çözüm bulmayı hayal etti!
Sonuç...
Ülkesini sevenler ülkesine hüzünle bakarken,
Ülkesini kendi çıkarı için kullanmayı sevenler yönetimi işgal etti.
Aslında suç,
Bu ülkeyi seven,
Bizlerindi.
Yonca
“DEĞİL mi?
Paylaş