Paylaş
Yıllardır bizimle hiç kıyaslanmayacak modelleri tartışıp durmuşuz boş yere. Yok Malezya olacak mıymışız, yok ıran’a mı dönecek mişiz derken biz esas modeli ıskalamışız. Brezilya’ya bakmamışız!
Ben sorusunu geçtim, cevaba geldim. Biz çoktan Brezilya olmuşuz! Dizilere baksanıza, ayyynı Brezilya dizisi. Hatta Arap ülkelerinde bizim diziler aynı Brezilya dizilerinin yayınlandığı saatlerde ve günlük yayınlanıyorlar. Akşam üstü yeni bölümler, ertesi sabah tekrarları. Millet her gün kitleniyor ekrana. şirkete sabah tekrarını yeniden seyredip gelen arkadaşım var yeminle. Zaten kızın da, kocasının da feleği iyice şaştı bizim dizilerden, onu ayrıca anlatmam lazım size.
Oyuncuların kahvaltı kıyafetleri, yardımcıların o ulaşılamaz ev sahibesine verem olduran umutsuz aşkı; arabalar, evler, aşklar, çaktırmadan doğurulup büyütülen bebeler, olurlar ve gururlar ve entrikalar; bakışlar, süzülmeler, kirpik titretmeler... Amanın aman, her şey aynı işte. Romanlarımızı aldık, Brezilya dizisi yaptık. Ama Allah için ıran’laşmaktan da uzaklaştık. Hatta kurtulduk!
Çok mutluyum. Brezilya olalım ve öyle kalalım. Ben karnaval da hayal ediyorum ıstiklal Caddesi’nde. Hep böyle şımşıkıdım giyinip yeter ki hep aşk yüzünden perişan olalım. O buna aşık olsun, öbürü şuna. O zaten beni severken, bir bakayım ben de aşık olmuşum ona. Hep topuklu giyelim, siyah şuh saten çarşaflarımız olsun; yatak ev kadar, ev de saray kadar olsun. Boğaz her daim bol güneşli, yatları bol olsun. Yemek sofraları Halil ıbrahim sofrası olsun. Fakir kız zengin, zengin kız fakir olsun. Sonra dersini alsın yine zengin; ama bu sefer vefalı olsun. Olsun da... Herrr dizide bir de Ezel’inkisi gibi okkalı öpüşme sahnesi olsun! Ne olur olsun.
Akşamı yine zor ettim geçen gece. Ezel’in o hınzırca gülümseyen suratına baktıkça “Kaçma nereye kaçıyorsun aptal mısın be kadın!” dedirten ve aslında “Ay ne olur yakala ve öp beni!” diyerek kaçan Eyşan’ın o öpüşme sahnesini yeniden seyrettim bir güzel. Yanımda kocaman bir tas (aslında kova demeliyim) ayçiçeği, pardon çiğdemle hem de! “Hele şükür kalabalık içinde öpüşmeli sahnemiz de oldu!” dedirten o sahneyi dondurup, başa sarıp, zevkle ve hatta yavaş çekim izledim.
“İran olacağız!” korkumuzu diziler sayesinde alt ettiğimizi düşünüyorum. Bu konuda ciddiyim. Teşekkür ederim.
Yonca
“sapık”
Saba Tümer kahkahası
Geçtiğimiz yaz Kuşadası Güzelçamlı’da kahvede oturan renkli gençliğe bakıp kahve sahibine “Abi seni bu kalabalıkta en çok ne rahatsız ediyor?” diye sormuştum. Bana “şu gencecik kızların keh keh kahkaha atması!” demişti. Nedenini sorunca da “E hafif meşrep duruyor, analarını babalarını tanıyorum, kızlara hiç yakışmıyor!” diye cevap verince; gülmenin, kahkaha atmanın memlekette hâlâ kadını kötü mimlemesi içime işlemişti.
Ama geçenlerde birilerini kahkaha atan kızların arkasından resmen gıptayla “Ay ne güzel Saba Tümer gibi gülüyorlar!” derken yakaladım. O kadar hoşuma gitti ki! En sonunda gülme hakkımızı iade ediyor bu millet bize. Saba Tümer yüksek sesle kahkahanın anlamını, tanımını değiştirdi. Hatta baksanıza kahkaha markası oldu!
Kendisine kocaman bir teşekkür borcumuz değil midir sizce? Bence öyle.
Yonca
“markaha”
Elektronik bit tarağı
Bitlenme olayı meğer tahminimden de vahimmiş. Geçen haftaki yazımdan sonra e-posta kutum kitlendi. (Ver sloganı Yonca:) Hepimiz bitliyiz!
“Elektronik bit tarağı” diye bir alet varmış meğer. Hem de bit ilaçları gibi saçlara ve cilde kötü yan etkisi de yok. www.liceguard.com.tr’den bir bakın derim. Çok ilginç, bilginize.
Yonca “bitmanya”
Üzerinizde evlilik baskısı var mı?
Bu başlık altında www.hurriyet.com.tr’deki köşemde 7 Ocak’ta 8 soruluk bir anket yaptım.
<http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=13405979&yazarid=232>
Gelen cevaplar beni şoke etti. Bu konuda bir yazı toparlamaya çalışıyorum. ısminizi yazıp sizleri deşifre etmeye niyetim yok. Yanıtlarınız bizim hakkımızda inanılmaz ipuçları veriyor. Bana cevap vereceğiniz yoksa bile, sorulara bir bakın isterim. Bu konuda azıcık düşünmek hiç de kötü olmaz. Ha bir de... ıki ek soru size:
Sizce karşınızdaki insana karşı dürüst müsünüz?
Pekiii, kendinize karşı dürüst müsünüz?
Yonca
“anketöz”
Paylaş