Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Tek bacaklı adam

1 kızım, 1 oğlum var. Çok şükür.

Haberin Devamı

Onlara dair sonsuz hayaller kurdum. Sonsuz dualar ettim. Sonsuz dilekler tuttum.
Sağlık, mutluluk, şans en başta geldi. “Umutlarını asla yitirmeyen çocuklar olsunlar” istedim.
“Çalışkan, sorumluluk sahibi, iyi insan olsunlar. Çevre ve doğa bilinci olan, müzik seven insanlar olsunlar” diledim.
Hamile olduğumu bildiğim andan itibaren yeryüzünde bildiğim kim varsa müziğini dinlettim. Kitaplar okudum.
Cesaretle “hayır” diyebilsinler istedim.
Bağımsızlığın, özgürlüğün önemini bilsinler diye uğraştım.
Her düşünceye, her inanca, her renge saygılı olmalarını temenni ettim.
Bunları anlatmak, öğretmek için hâlâ çabalıyorum. İçim kuruyor bazen.
Dilimde tüy bitiyor konuşmaktan, anlatmaktan, açıklamaktan.
Her şeyi anlatıp öğretmesi kolay geldi de, en çok şu “umut” ve “çözüm” konularında zorlandım. Bu iki konuda nutuk atmaktan, örnek vermekten dilim şişti.
Öyle olmuyorsa böyle olur, o engel varsa bu çözüm var, bakış açını değiştir, sonsuz dene, yılma, inan, asla umudunu yitirme diye diye diye yeminle kafayı yedim.
Benim anlatamadığım şeyi, olağanüstü canlı bir örnek, “tek bacaklı adam”, Cirque Du Soleil’in geçen hafta izlediğimiz Michael Jackson-Immortal şovunda fazlasıyla kanıtladı. Büyülendim, büyülendik!
Aslan Cem, sahnede beliren koltuk değnekli tek bacağı olmayan adamı görünce, ilk önce gerçek olup olmadığını sordu. İnanamadı adamın tek bacakla yapabildiklerine, özgüvenine, mucizesine! İzledi ve sessiz sessiz ağladı. “Ağlamak saygısızlık” dedi bana. Haklı. İnsan ağlamak istemiyor adama saygısından.
Kulağıma eğilip “Çok mutlu görünüyor, gerçekten mutludur değil mi anne?” diye belki beş kere sordu.
Destina, kızımız, bütün hayali dans etmek olan, bu konuda elinden geldiğince çok emek veren bir çocuk. Bu sene okulun dışında dansa verdiği emeğinin 8. yılı... Çalıştıkça açıldı, gelişti. Hayaline kavuşmak için yılmadan uğraşıyor. Acayip takdir ediyorum. Çok zor iş bu bale ve dans. En büyük idolü MJ...di.
Michael Jackson’ın ölüm haberini aldığımızda, MJ’in beraber çalıştığı dansçı ve koreograf Tony Stone’dan ders almaya gitmek için hazırlanıyordu. Yıkıldı.
MJ’in hayatı, müziği, dansı... Her şeyini ezbere biliyor. Öyle böyle bir hayranlık değil onunkisi. Tahmin edin gösteriye nasıl duygularla gidip izledi. Çok ağladı.
Sevindim ağladıklarına, kafalarına tak diye çakılan müthiş derse. Cirque du Soleil müthiş iş çıkarmış, yine!
Bir bacağı olmayan o müthiş adam, kimi zaman koltuk değnekleriyle, kimi zaman değneksiz, olağanüstü güzel şekilde şovun en can alıcı parçasıydı.
Tek bacağı, iki kolu, iki değneği, gülümsemesi, yeteneğiyle beraber hiçbir eksiği yoktu. Çocuklarıma hayatta hiçbir engelin hayallerin gerçekleşmesine ket vuramadığını kanıtladı ve gitti.
Cirque du Soleil, Michael Jackson-Immortal şovuyla, çocuklarıma ve salondaki tanımadığım herkese hep azimle, tek ve en çok anlatmak istediğim şeyi gani gani şıp diye anlatıverdi.
Michael Jackson da Peter Pan’in ekibinden, yani kayıp çocuklardan biriydi benim için. Neverland’de doğdu, yaşadı. Neverland’e gitti. Hayallerine inandı. Gerçekleştirdi.
Cirque du Soleil de keza aynen.
İmkansız diye bir kelime yok sözlüklerinde. Hayallerinin peşinden git. Yapamayacaklarına değil, yapabileceklerine bak.
Çalış. Soruna değil çözüme kitlen.Umutlu ol. Çünkü her daim umut var. İnan.
Yonca “emin-e”

Haberin Devamı

Blogger dip notu: Bu yazıyı Amerikalı arkadaşım Pam Durant’a borçluyum.
Pam, işkadını ve aynı zamanda bir blogger. “Life in the Middle East” adlı blogunda o tek bacaklı adamı ve şovu öyle bir yazdı ki ilham oldu bana.
http://pam-lifeinthemiddleeast.blogspot.ae

Yazarın Tüm Yazıları