Paylaş
Ben kolay karar veremiyorum ya,
Ondan kolay kararlar alabilen, kararı verdikten sonra dönüp arkasına bakmayan ve aldığı kararları bir güzel uygulayan insanları ve bunu nasıl yaptıklarını çok merak ediyorum.
Çaresizlik de öyle sinir bir duygu ki...
Köşeye sıkışmış hissetmek, ne şundan ne bundan vazgeçememek, önceliklerin hangisi olduğuna, neyin neden daha önemli olduğuna karar verememek çok sinir!
Neden hayatta her zaman mutlaka bir seçim yapmak gerekiyor ki?
Neden insan hep “ya bu ya şu”lar arasında kalıyor ki?
Herşey bir arada olsa ve bu hiç zor olmasa ve bu da şımarıklık sayılmasa olmaz mı?
Olmaz değil mi?
Olmaz tabi.
Olursa da, kaçış yok. Bunun adı ya ayran gönüllülük, ya şımarıklık ya da ne istediğini bilmemek olur.
Kesin öyle olur.
Evet görüldüğü üzere yine dolandım, çözemiyoruz.
Ya sabır çekin de devam edelim lütfen. J
Hep beraber sanalcak düşünüyoruz şunun şurasında.
Hafta sonuna 1 kala, kafamızın üzerinden düşünce baloncukları çıkıyor.
Ne hoş aslında.
Haydi geri dönelim konumuza J.
Kararlı insanların nasıl bir çocukluktan geldiklerini de merak ediyorum.
Ya da kararlı çocuklar nasıl yetiştirilir mesela?
Peki kararlı olmak mı doğru, kararsız olmak mı, onu nasıl bileceğiz?
İçgüdülerle karar vermek var, akılla mantıkla karar vermek var, başkasının aklıyla karar vermek var, sallamak ve tutturmak var...
Bir de kader var değil mi?
Ve hatta şans!
Hayatta sadece siyah ve beyaz yok ki, doğru ve yanlış karar diye kesip atalım!
Bir dolu gri var aslında.
Orta karar var yani...
Yanlışlardan doğrulara çıkmak var, doğrulardan yanlışlara çıkmak var...
İş kararı vermekle de bitmiyor demek ki.
Amma felsefe yaptım durupdururken şimdi.
En iyisi,
Siz en başa dönün ve benim o basit soruma bir cevap verin şimdi.
Nasıl olsa her sorunun cevabı,
Kendi içimizdedir değil mi?
Yonca
“çelİŞKİLi”
Paylaş