Sadece gençler uyuşturucu bağımlısı değil ki, bağımlı anne babalar eşler de var!

İngiltere’ de yaşıyorum.

Haberin Devamı

Bugünkü (dünkü*) yazından çok etkilenerek sana yazmak istedim.

 

Üniversiteyi bitirdikten sonra gezeyim, göreyim, öğreneyim diye geldim buraya ve kaldım. Kendimi (tesadüf mü yoksa hayatın gerçekleri mi bilinmez) uyuşturucu bağımlıların içinde buldum. Bir baktım ki bu ülkede uyuşturucu kullanmayan ya da en azından denemeyen yok.

 

Ben mi?

 

Sigara bile içmem. Haftada iki kadeh şarabım var. Kan yapsın diye J.

 

Sıkı dur şimdi, annem Bakırköy Akıl Hastanesi’nde hemşireydi. AMATEM`i küçük yaşta biliyordum; ama trajediye bak ki uyuşturucu hakkında hiçbir şey bilmiyordum.

Haberin Devamı

 

Burada gördüklerim, öğrendiklerim karşısında resmen duvara çarptım. Arkadaşlarımı öyle görmek beni delirtti. Önceleri onlardan uzaklaştım, isyan ettim, bağırdım çağırdım hiç işe yaramadı, değişen hiç birşey olmadı.

 

Baktım paranoyak oluyorum, yardım alabileceğim yerleri araştırmaya başladım.

 

Ne kadar çok kaynağa, yetkiliye, ilgiliye, bilgiliye ulaştığıma ben bile şaşırdım. Hatta bu konuyla profesyonelce ilgileneceğim deyip kursa gittim. Düşün öyle profesyoneller ki, al işte sırf benim gibi meraklısının gidebileceği kurs var, kurs!

 

Daha bir dolu şey var

 

Bilgi almak için özel telefon hatları var, web siteleri var. Sana örnek de vereyim, hatta tıkla bak, ara konuş istersen:

 

www.talktofrank.co.uk

The National Drug Helpline 0800 77 66 00

Release   0044 02076038654

ADFAM National  0044 79288900

Families Anonymous 0044 2074984680

 

Haberin Devamı

Gençleri  bilinçlendirmek için okullarda özel eğitim veriliyor. Üniversite- lise değil, ta İlkokul ve Ortaokuldan başlayarak!

 

Hem bu olaya sadece gençler açısından bakmak büyük bir hata. 

 

Bağımlı anne, baba, eş, arkadaş da olabilir değil mi?

 

Devlet destekli merkezler herkesin her zaman iletişim kurabileceği yerler. Sakın “Klinik” gibi algılama ama. Buralarda bağımlı veya uyuşturucu kullanan kişinin ailelerine, eşine, dostuna herkese eğitim veriliyor; grup terapisi, masaj, psikolojik desteğe kadar kapsamlı bir eğitim.

 

Bak bağımlı ve uyuşturucu kullanan kişi diye ikiye ayırdım; çünkü her madde kullanan bağımlı değil.

 

Ailelere çocuklarına nasıl yaklaşmaları gerektiği; çocukların yalan söylemesi, çalması, evden uzaklaşması gibi durumlarda nasıl tepkiler vermeleri gerektiği öğretiliyor.

Haberin Devamı

 

Acil durumda ilk yardımın nasıl yapılacağı da! Ki bu da çok önemli. Hangimiz ilk ne yapmamız gerektiğini biliyoruz?

 

Hiçbirimiz.

 

Okullarda düzenli olarak uzman kişiler ve hatta polis gelip dersler veriyor.

 

Öğretmenler uyuşturucu konusunda bilgilendiriliyor.

 

Problemi olan öğrenci yardım isteyebiliyor.

 

Her yerde bu konuda yayımlanan bir çok kitapçık , broşür var.

 

Hemen hemen her mahallede gençlere değişik aktiviteler yapma imkanı tanıyan gençlik klüpleri var. Oralarda da uyuşturucu hakkında bilgi alabiliyorsun.

 

Bizde ne var?

 

Uyuşturucu kullananlar hakkında hep yanlış veya eksik bilgiler var!

 

Ya da daha iyisi, hiç bilgi yok.

 

Hatırlıyorum, ben çocukken televizyonda “Eroin Kullanmanın Sonu” diye çok sık gösterilen bir çeşit sözde uyarıcı film vardı; yerde bir adam, gözler faltaşı gibi açılmış karnını tutarak kıvranıyor...

Haberin Devamı

 

Korkutmak çözüm değil ki!

 

Zaten kullanmak isteyenin önüne geçemezsin, o istemedikçe de istersen sen bir tarafını yırt, bıraktıramazsın!

  

Bana İngiltere’ de ilk başta en ilginç gelen –ki artık gelmiyor- Enjektor Değiştirme Merkezleri’ nin olmasıydı.

 

Eroin enjekte eden kişiler çoğu zaman iğneyi paylaşıyorlar. Bu da AİDS ve Hepatit gibi hastlalıkların yayılmasına neden oluyor. Madem kişilerin eroin kullanmasını durduramıyoruz, o zaman zararı en aza indirelim demişler. Eroin kullananlar kullanılmış iğneleri özel çöp kutularına atıp yenisini oradan temin edebiliyor.

 

Kulağa hiç hoş gelmiyor değil mi?

 

Ama bu sayede başka hastalıkları önlediler.

 

Olayı yok saymaktansa yüzleşip şimdi ne yapabiliriz demek önemli bir bakış açısı! Aramızdaki fark da bu!

Haberin Devamı

 

Sana başka yanlış bilinenlere ek bilgi de vereyim;

 

Kullanmak için kimse kimseyi zorlamaz! İstisnalar hariç.

 

Yapan meraktan yapar. O merak yok mu ah o merak!

 

Her uyuşturucu farklı etki gösterir.

 

Örneğin eroin uyutur, rahatlatır, sakinleştirir ve sanıldığının aksine her zaman enjekte edilmez. Karşımda rahat bir insan, normal sakin sakin sohbet ediyor; ama o sırada madde etkisi altında, kollarında iğne izi yok, nasıl eroinman dersin?

 

Hayatta anlamazsın!

 

Hem olay sadece eroin değil ki; bunun esrarı da var, kokaini, E’si vs...

 

A Sınıf uyuşturucu seni sen olmaktan çıkarandır.

 

Neden mi?

 

Kullanmaya devam edersin çünkü artık beden ister, yokluğu kıvrandırır, canını acıtır.

 

En önemli nedenlerden biri rahatlama ihtiyacı, bir kaç saatliğine de olsa sorunlardan uzaklaşma ihtiyacı!  

 

Bir kereden birşey olmaz anlayışı.

 

Arkadaşları suçlamak çözüm değil.

 

Arkadaş bir neden de değil.

 

Kimse, hiç kimse için kullanmayacağı garantisini veremez.

 

Olaya bireysel bakmalı.

 

Bu sadece bizim gençlerimizin değil, TÜM dünyanın sorunu.

 

Bizde sadece her konuda olduğu gibi, bastırılmışlık, örtbas, bilgisizlik var.

 

Burada bu kadar kuruluş, bilgili insan, destek, eğitim varken sorun bu boyuttaysa biz bu bilinçsizlikle... daha çok insan kaybederiz.

 

Ha bir de;

 

Antidepresanlara ne demeli? Onlar da bağımlılık yapıyor.

 

Bizim ülkemizde 6 yıldır Bakanlıktan araştırma için bile izin alınamıyor demişsin.

 

“Sadece iyi şanslar Türkiye!” diyebiliyorum.

 

Bu konuda birşeyler yapabilmek tek hayalim.

 

Hepimize kolay gelsin.

  

Bir Okur

 

****

 

Öyle zor bir gece geçirdim ki!

 

Okurumdan gelen bu e-postayı olduğu gibi yayınlamaya karar verdim en sonunda. Kes, biç, düzelt, madde madde yaz ve saire bunların hepsini yapabilirdim belki...

 

Çok daha iyi yazabilirdim bu yazıyı orası kesin, hatta bu mektuptan bir sunum bile çıkarabilirdim!

 

Yapamadım. YA PA MA DIM.

 

Dar zamana yenik düştüm. Kahroldum.

 

Affedin beni.

 

Hiç yazamamaktansa olduğu gibi kalsın dedim.


Okurum zaten inanılmaz iyi, bizden biri gibi anlaşılır anlatmış. Ahkam kesen uzman görüşü gibi durmuyor. Zaten benim bir bilgim yokken ne ekleyip ne çıkaracağım...

 

O şu anda bu konuda uzman olmaya bakıyor. Bu konuda gelip Türkiye’ de birşeyler yapmak hayaliyle...

 

Umarım başarsın ve hayalini gerçekleştirsin!

 

Bakın sorunumuza, dışarıdan kafa yoran, arı gibi çalışan harika insanlarımız var...

 

Bunu görmek umut verdi içime...

 

Yeşim Annecim,

Lütfen,

 

Sen de umudunu yitirme...

 

Yonca

“savaşçı”

 

Dünkü yazıma ulaşmak için linki veren dip not: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12574281.asp?yazarid=232&gid=61

 

Yazarın Tüm Yazıları