Pazar günkü Tolga Tanış yazısı

Pazar günü ta denizin dibine kaçtım gazetemi okumak için.

Haberin Devamı

 

İnsanın tatil ortamında, hele de sahillerde gazete okuması imkansız.

İm-kan-sız!

Ne zaman elime gazete alsam, kesin bir şey oluyor. Bir daha gazeteyi elime alana kadar da aradan resmen günler geçiyor; ne haberlerin, ne yazarların, ne de gündemin tadı kalıyor. Ben okuyana kadar her şey çoktan mazide kalmış oluyor. Kabus gibi. Koca yaz doğru düzgün gazete okuyamadım, olacak iş mi bu!

İşin acı tarafı sahillerde herkes aynı şeyden şikayetçi. Bu da demek oluyor ki; olan bitenden çok az kişi haberdar...

Bizdeki haber trafiğine göre de ya haberi sıcağı sıcağına okuman lazım, ya da hiç okumaman. Toptan okumakla da olmuyor. Haber çabuk bayatlıyor. İnsan kendini engin denizde kayıp hissediyor. Zaten şu her türlü sıcak günlerde tersi de imkansız...

Haberin Devamı

 

Neyse.

 

Link şu:

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=15660587&yazarid=322&tarih=2010-08-29

 

Pazar ekimizde yazan Tolga Tanış var ya hani, öyle hoşuma gidiyor ki onu okumak. Yaşamadığım yerlerden bir şeyler okumak hoşuma gidiyor aslında. Yaşayanından/Yerlisinden bilgi almaya, tecrübeleri okumaya bayılıyorum.

Tolga’ nın yazıları da öyle oluyor. Taaa Amerika’dan yazıyor bize, yaşadığı yerden. Bir yere gidip görmek ve turist izlenimi aktarmakla; orada yaşayarak bilgi aktarmak arasında büyük fark var. Bence var yani.

Bu pazar Tolga’ nın yazısı beni çok etkiledi, çok düşündürdü. Çünkü ben, anca çocuklarım olduktan sonra anneliğin önemini anladım. Kızdığımız tüm erkekleri de bir anne yetiştiriyor eninde sonunda. O yüzden hep önce anneleri yetiştirmek, bilinçlendirmek, eğitmek, akıllandırmak lazım ki; erkekler adam olsun diye iç geçirir oldum. Bunu da kendi oğlumla tecrübe ettiğim şeyleri düşünerek söylüyorum.

Sonra iyice iniyorum düşüncemden aşağıya, geliyorum kız çocuklarına. Kız çocuklarını yetiştirmemiz lazım. Çok iyi yetiştirmemiz lazım. İyiden kastim de kafasını kullanacak şekilde bilinçli ve cesur...

Haberin Devamı

O yüzden Tolga’ nın yazısı çok önemli. O öğretmenlerden bahsetmiş ama, yazısını benim bahsettiğim açıdan bakarak da okuyun istedim bir de.

 

Yazısının diğer bölümlerindeki ilginç şeyler de cabası.

Yıllardır: “Beni koca AVM’ler tutuyor; midem bulanıyor dolaşamıyorum. Küçük mağazaları, bakkalları seviyorum inatla!” diyordum.. haksız ve yalnız değilmişim galiba...

 

Neyse hele bir kere daha okuyun, tartışırız icabında.

 

Yonca

“pay-tar-laş-tış-ımcı”

 

Türkiye-Yunanistan maç heyecanı feci olan dip not: Bu akşam saat 21:00’da yüreğimiz ağzımızda her türlü dua, büyü vs dilimizde... J maaile televizyonun karşısındayız. Mönüde anane patates kızartması, minik köfte ve abur cubur olacak. Televizyonu bahçeye doğru çevirip, ulu çamın altında çığlık çığlığa seyredeceğiz. Ben de sizlere anında Türkiye’ nin başarısını twitleyeceğim...

Haberin Devamı

Kazanacağız.

Kazanacağız.

Kazanacağız.

Eminim.

http://twitter.com/4yaprakliyonca

Yazarın Tüm Yazıları