Paylaş
Ardından,
Size haber, görüntü, fotoğraf, yazı yetiştirmek için resmen nefes almadan, durmadan, göz kırpmadan çalıştım. Bacaklarım bu sefer antremanlı olduğum için, bir önceki koşularımdaki gibi de ağrımadığından herhalde, bunları nasıl yaptığımın hiç farkına varmadım. Yumoşcacık, havada yavaaaş yavaaaş sağdan sola, hooop azıcık yukarı oradan aşağıya dalgalanarak süzülen, nazlı nazlı süzülerek bir yerlere uçar konar kuş tüyü gibiyim.
İyiyim.
Şehirler ve ülkeler arası uçup az da olsa saat farklarına pas vermeyip hasretlikten nefes almadan konuşan çocuklarıma kulak kabartıp, çocuk teri kokularını içime derin derin çekip;
Deli gibi biriken işlere, akabinde rahatsızlanan kızıma çare olmaya, oğlumun okul aktivitesine gitmeye, sizden gelen ve deli gibi biriken iletilere, Gizem röportajını çözmeye, yazmaya yollamaya, Abu Dabi’ye gidip onu şanıyla karşılamaya, dönüp diğer yazıları yetiştirmeye yetişeyim derken bir baktım ki,
Bir yatağa toplam 2 saatliğine bile uzanmamışım.
E bacaklar oldu davul, gözlerse kurbağa gözü. İnsan uykusuz kalınca tipi çok komik oluyor.
İşin garibi tipim ne kadar kaymış, bacaklarım davul olmuş, yorgunluk yavaş yavaş kendini hissettirmeye başlamış olsa da, kendimi hayatımda hiç bu kadar mutlu, enerjik ve iyi hissetmedim.
Manevi tatmin insanı ermişvari bir huzur havasına sokuyor sanırım, ondan.
Ya da gidişatım yakın. J
Yarına Kelebek’ de görüşelim…
Yonca
“duraklama”
Necla Annanemden mesajı olan dip not: Necla Gürtunca öğretmenimiz, köylerimizde ihtiyacı olan okullara elindeki ansiklopedilerden göndermeyi istiyor. Bana ihtiyacı olduğunu düşündüğünüz okulları haber verirseniz, kendisi ile bağlantıya geçirmek isterim.
Yonca
“elçi”
Paylaş