Paylaş
Ve eğer insana “Sakın!” derseniz bir konuda, inanın bana, merakını bastırmakta daha da sıkıntılı.
Tabu olan, söylenmeyen, saklanan, gizem yaratan ne varsa... insanı çeker.
“Sorma...” dedin mi, sorar.
“Merak edilecek birşey yok” dedin mi, elinde değil merak eder.
“Yasak!” dedin mi hele… deler.
“Cıs...” dedin mi, eller.
İnsanın doğasındandır bu. Doğaldır.
Dün yazamadım. “Ne olur neden diye de sormayın lütfen.” dedim. Çünkü başıma trajikomik, ancak ve ancak Yonca’ nın başına gelebilecek cinsten bir olay geldi. Hem çok güldüm, hem çok canım yandı. Yanıyor. Sordunuz siz de... “Hayırdır?” dediniz. İlginizi eksik etmediniz. Çok teşekkür ederim. Bu bana inanılmaz bir mutluluk ve onur veriyor. Ama henüz verecek cevabım yok. Gülerek ağlıyorum. Sanırım aslında daha çok kahkaha atmak istiyorum.
Aslında içinden çıkarabilecek olduğumuz bir ders var. Hani “benim başıma geldi, aman siz dikkat edin” şeklinde. Olay azıcık garip gibi dursa da, aslında özellikle kadınları bayağı ilgilendiriyor. Trajikomik şekilde. Olay sonrası öyle çok kafa yordum ki, kendi üzerimize. Sanırım destan yazabilirim.
Ama lanet olsun, öyle bir kal geldi ki üzerime olay sonrası, tek kelime yazamadım.
Yazmak istedim, tereddüt ettim.
O sırada canım da yandığından, açıkçası istediğim gibi yazacak gücü kendimde bulamadım. Onun yerine, “közlenmiş” fotomu size ipucu verdim.
Merak ettiniz değil mi?
Haklısınız.
Bu “merak” konusuna yarın biraz beklemediğimiz yerden değineceğim. Ama şimdi sizden başıma ne geldiğine dair tahminlerinizi beklemekteyim.
Çünkü asla tahmin edemeyeceğinize eminim.
Yonca
“sinir”
Paylaş