Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Kronik odunluk sendromu (KOS)

Bizde kronik bir merhabalaşamama, teşekkür edememe ve özür dileyememe durumu var ya, düşüne düşüne en sonunda sanırım nedenini buldum.

Haberin Devamı

Zamanında kafamıza yediğimiz dürtükler yüzünden!
Çocuklar malum biraz gıcık doğuyor ya, hatta mağara adamları gibi doğal olarak ilkel olduklarından, iki lafın bir başı düzeltip yontuyoruz ya çocuklarımızı inceltmek için; “Çocum teşekkür et bakiiim amcaya! Aaaa çabuk özür dile bakiiim!” misali içimiz kuruyana kadar uğraşıyoruz ya... İşte sanırım sorun da bu “yontma” şeklimizde. Her şeyi ittire kaktıra yaptırıyoruz çünkü hep. Valla öyle!
Hiçbir insan evladı kolay kolay anasının karnından “Merabaaa” diyen bir tip olarak çıkmıyor ki zaten. Avaz avaz ağlayan ağlayana. Doğuştan melankolik birine sırıtarak “merabaaa” demeyi öğretmek, uzun ve sancılı bir yol. Ama en azından sen kendin, bir büyük insan olarak, sabırla gülümseyerek “Günaaaydııın” dersen, herrrrkese “merabaaa” deyip teşekkür ettiğin gibi özür dilemeyi de bilirsen, yemin billah işler kesin değişir. Valla değişir!
“De bakiiim çocuuum, de dedim sana, deeeee! Özür dileeeeee neşşek adam, teşekkür et seni terbiyesiz!” diye dürtmekle filan olmuyor işte, görüyoruz malum, herkes odunumsu. Önce sen örnek olacaksın kardeşim.
“Bebe daha 2 yaşında, anlamaz!” da demeyeceksin, malum bu çocukların anlamadığı bir şey yok. Ben ayıptır söylemesi karnımda tekmeleme olayı yumuşaksa “Sağolasın evlat” derdim, münasip bir yerime denk getirip yerimden zıplatırsa, “Pardon yaniii!” derdim. Duydular mı bilmem. Ben görevimi yaptım.
Günah benden gitti gidiyor kardeşim.
Yonca
“yontmataş”

Sihirli kelime

Haberin Devamı

Elin medenisinden öğrendiğim en güzel şeylerden biri “pozitif yüreklendirme”.
Mesela onlar “teşekkür ve özür” gibi kelimeler için, çaktırmadan hatırlatma olsun diye “sihirli kelime” kodlamasını yapmış. Kelimeler sihirlidir ya, bir merhaba deyip teşekkür ettin mi tüm kapılar açılır, yüzler güler; özür diledin mi savaş biter hani... Sihir dediğin de budur. Uygula uygula dur. (Bayılıyorum kafiye olayına!)
Çocuğun teşekkür edecekti de gıkı çıkmadı mı? Eğilip kulağına “Neydi sihirli kelime?” diyorsun, çocuk sanki hipnotize olmuş gibi anında “Teşekkür ederim!” diyor yemin billah! Sen de hemen “Afferin sana!” deyip başını okşuyorsun ki, bir dahaki sefere sihirli kelime kendiliğinden çıkınca ağzından iyi bir şey yaptığını bilsin. Sihir de zaten işe yaramış oluyor; çünkü teşekkürü duyan ağzı kulaklarında “Aman da ne şeker şeysin seeeeen” narası atıyor.
Azıcık Pablo’nun köpeği sendromu ama, “kafasına çak bitane bak nasıl merhaba diyor eşşek” ya da “çimdir bak nasıl teşekkür ediyor” tartaklamasından bin kat iyidir. Valla iyidir.
Çocukluğunuzda her merhaba ve teşekkür öncesi habire çimdirilip dürtüklendiyseniz, hayatta ne teşekkür edesiniz gelir ne de merhaba diyesiniz.
İnsan kötü hatırladığı şeyleri silmek niyetinde değil midir?
Öyledir.
Yonca “ANAlizatör”


Küüüt vur kafasına!

Haberin Devamı

Özür dilemeyi öğretmenin de “sihirli” şekli var aslında. Diyelim ki oğlan kızın saçını çekti. N’aparız genelde biz? “Naptııın len seeeen!” diye ya bağırırız. Ben olsam, bir de senin saçına yapışırım. Hani öyle bir durum.
Halbuki git saçı çekilenin yanına, “Aman da canın çok mu yandı!” de bakalım hele, çekeni de görmezden gel, bak nasıl geliyor yanına yaranmak için... Ha çıkar şimdi sihirli değneğini çak lafı! “Sence sihirli kelimenin zamanı mı” de bakalım, nasıl özür diliyor sıpa!
Offf amma anlattım yine, amma içimde kalmışmış ha! Belli ki zamanında kimse kimseye sihirli kelimelerden bahsetmedi, sihirli kelimelerin insan ilişkilerinde nasıl da işe yaradığını kimse bu şekilde anlatıvermedi.
Yetmedi, her şey onur gurur meselesi yapıldı. Türk filmlerinde millet onur gurur diye verem oldu da özür dilemedi! Ne olacak sanki, olmuşsa bir hata, özür dilersin biter gider abi! Her şey kafamıza kakıla kakıla yaptırılıyor. O yüzden buruk belki içimizdeki ‘merhaba’nın hatırası. Belki de ondan hiç kimsenin içinden ne merhaba demek geliyor, ne özür dilemek ne de ‘günaydın’ demek...
Hıncal Uluç da kızıyor ya bu merhaba diyemeyenlere. Belki sitem etmek yerine daha çok sihrinden mi bahsetmeli ne? Gerçi onu da yapıyor ama, anlamak isteyene...
Haddimi aşmadan içimden geçenleri önereyim dedim sadece. Anlayışınız için teşekkürlerimleeee! Sürç-i lisan ettiysem de özür dilerim. Tüh gördünüz mü, “merhaba” demeyi unutmuşum yazının başında size.
Heeeey merhaba herkese!
Yonca “tatlıcadı”

Yazarın Tüm Yazıları