Paylaş
“Aferin!” derken korkmayacağım da, “İçime sinmedi!” derken mi korkacağım?
İktidarı beğendiğim zaman cesur, beğenmediğim zaman korkak mı davranacağım?
Neden korkacağım?
Allah mı karşımdaki?
O da kul!
Ben hatalı olabiliyorsam, o da olabilir.
Suçum ne ki?
Bana kendim gibi olmamın, düşündüğümü söylemekten çekinmememin öğretilmiş olması mı suç?
Koyun olmamam mı suç?
Soru sormam mı?
Ne?
Suçum ne ki korkayım?
“Ben bu takımı beğenmiyorum.” deyince kimseye bişeycik olmuyor. “Fikir ve Düşünce” adam öldürmüyor, karın da doyurmuyor.
Beğenmedikleri sistem sayesinde verilen oylar, sonucu belirliyor.
O kadar.
Peki ne yapmışım?
Düşünce mi çalmışım?
Hırsızlık mı yapmışım?
Ne yapıyorum korkmamı gerektirecek?
Atatürk ilkelerine bağlı, medeni, laik bir Türk kadını olmak ve haklarımı savunmak, haklarımı geleceğe taşımayı dilemek mi suçum?
“Bugün bu ilkelere bağlı olduğum için beni sindirmek isteyenler, yarın öbür gün her türlü farklılığı da sindirmek isterler!” diye uyarmak mı suçum?
Hangisi?
Hepimizin geleceği adına endişelenmek mi?
Neden benim bağlı olduğum Atatürk ilkeleri kimseyi korkutmuyor da, o ilkelere karşı olanların düşünceleri herkesi korkutuyor peki?
Bunları söylemek mi suçum?
Bunlar mı korkmamı gerektiriyor?
“Susturulacak mıyım acaba?” korkusu ile susulur mu hiç?
Böyle saçma korku olur mu hiç?
Olmaz!
Susulmaz!
Parmak kıpırdatmadan, uğraş verilmeden ne kazanılmış da korku yenilsin?
“Korkunun ecele faydası yoktur” diyen büyüklerimiz, hele kendilerine gelsinler!
Geleceğini garantide görmeyen cebi de beyni de boşaltılmış halk, günü kurtarma derdiyle elbette kömüre de nohuta da düşer,
Köleye de döner!
Geleceğini garantide görmediğin için elalemin lafıyla çöküp çöküp kalkmaktansa,
Geleceğini kurtarmak için kendi kendinin efendisi olmaya çabalamak,
Hem kendin,
Hem de çocukların için,
Değer...
Yapsana!
Yonca
“Öcü”
Paylaş