Paylaş
Çünkü öğretmenleriniz, bana sizin ne kadar mükemmel çocuklar olduğunuzu anlatırken, ben size layık ana-babalar olamadığımızı, size verebilecek daha milyonlarca güzel şey varken veremediğimizi, size yetemediğimizi düşünüyorum kendi iç dünyamda. Öyle çünkü!
Öğretmenler sizlerin nerelerde zorlandığınızı anlatırken, ben nasıl da size gerektiği kadar yardımcı olamadığımı fark ediyor, anlıyor, mahçup oluyorum aslında. Onlar, sizin nasıl da inanılmaz sorumluluk sahibi çocuklar olduğunuzu anlatırken, ben, sizler bu kadar küçük yaşta sorumluluk nedir bildiğiniz için ağlamak istiyorum mesela! Bunca irili ufaklı sorumluluk size ağır geliyor mudur acaba? Yoruluyor musunuz gereğinden fazla bu küçücük yaşınızda? Nasıl bileceğim ben bunları mesela? Yaşaya yaşaya göreceğiz diyorlar ya, doğru galiba. Bu da, anne babalığın en büyük bilinmeyeni ya...
Öğretmenleriniz bana; “O sınavda aslında daha iyi yapabilirlerdi...” dediklerinde, kendimi paralamak istiyorum o dakika! Çünkü size hiç yardımcı olamamaştık biz o hafta. Antalya’da ihtiyacı olan bir sürü başka çocuğun eğitimine destek olmak için 10km asfalt tepiyorduk babanızla taban tabana...
Öğretmenler bana arkadaş ilişkilerinizin kuvvetli olduğunu, sosyal, neşeli, eğlenceli, saygılı çocuklar olduğunuzu anlatırken; ben sürekli gidip gelip sizden şikayet edecek kadar utanmaz bir kadın olduğumu da hatırladım bu arada.Yüzüm kızardı inanın bana.
Özür dilerim...
Anneler de çocuklaşıyor işte böyle ve ben, aramızdaki en küçük çocuğum aslında!
Bir düşündüm; ne çok şikayet etmişim önceki yazılarımda annelikten, yaramazlıklardan, hastalıklardan saçma ve sapanca! Şımarıklıktı yaptığım bir bakıma. Belki de iki farklı işi tam ve eş zamanlı yapmaktan, kendi sorumluluklarımdan yorgundum o zamanlarda, sabrım taşmış kabak size patlamış galiba...
Biz çok şanslı bir anne babayız. Bunun da farkındayız. Ama hayat, bize bunu yapmamızı salık verenler, hatırlatanlar olsa da kolayca şımarmayı da öğretiyor ve sanırım şikayet etmek insana garip bir kaçış ve rahatlama sağlıyor. Sonra da, insan şikayet ederek rahatlamanın kölesi oluveriyor farkında olmadan. Ruhlarımız tembel ya ondan mutlaka.
O yüzden bu sefer, boğazımda kocaman ve mükemmel bir yumruyla çıktığım veli toplantısından sonra, oturup bunları yazmak istedim açıkça. Benim düştüğüm hataya düşen anneler varsa, düşmesinler.
Sağlıklı, düşünceli, hassas, arkadaşları ile güzel geçinen, eğlenceli, yaşlarının çocuğu olan çocuklarımız var ve biz takılmışız garip hırsların peşine, sınav sonuçlarına mahkum edilmiş kişilik saptamalarına...
Hayat başarısı ölçümüz alınan sınav sonucu olmuş. Çocuklarımızın mutluluk ve insanlık sınavındaki başarılarını göremez olmuşuz bir bakıma... Biz sınıfta kalmışız da haberimiz yok hala!
Oysa benim için hayattaki tek önemli şey sizin mutluluğunuzla eş değer. Sağlığınızın iyi olduğunu bilmek ise her şeyi tek geçer!
Sizinle gurur duyuyorum.
Sizi çok seviyorum.
Bunu bilin yeter.
Yonca
“Gururla”
Dinlemek için tıklayın
Paylaş