Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Kimsenin “delikanlılığını” saçla sakalla kanıtlama derdinde olmadığı bir ülke hayal ediyorum

Bir kadının kadınlığını, örterek “sakınmaya”, “korumaya” çalışmak zorunda bırakılmadığı bir dünya hayal ediyorum.

Haberin Devamı

Kılık kıyafet, oturuş kalkış veya çıplaklığın ar-namus-terbiye meselesi edilmediğini görmek istiyorum.

Kadının “kızlığını koruma” derdinde olmadığı, bunun intihar veya öldürülme nedeni olmadığı...

Kızlığın
ve kadınlığın farklı anlamlar taşımadığı...

Kadın olmanın en büyük derdinin bir zar olarak algılanmadığı bir ülke hayal ediyorum.

Hâlâ...

Ben safım ya!

Erkekliğin penis büyüklüğü ile ölçülmediği...

“Penis”
demenin ayıp karşılanmadığı...

İlişkilerin kandırmaca/insan kullanmaca üzerine kurulu olmadığı...

Bir erkeğin; giydiği şortun turuncu, tişörtünün pembe olmasıyla daha az erkek olduğunun düşünülmediği bir ülke hayal ediyorum...

Saçların göründüğünde dinsiz-imansız, görünmediğinde dindar-namuslu-imanlı algılanmadığın bir diyarda yaşamak istiyorum.

Namusun bacak arasında aranmadığı bir ülke hayal ediyorum, ısrarla.

Ayrımcılıkların, hayatımın her nefesine saldırmadığı bir hava alanı solumak istiyorum mesela...

Demokrasinin mahalleler arası farklı algılanmadığı...

İnsanların “cinsiyet” olarak değil, “insan” olarak algılandığı bir mahalle hayal ediyorum.

Eşcinsellerin kendilerini saklamak zorunda kalmadığı...

Çocukların annelerine yalan söylemek zorunda bırakılmadığı...

Kadınsılığın veya erkeksiliğin alay konusu yapılmadığı...

Kadınların “evde kaldın sen!” baskısıyla, sırf evlenmiş olmak için ya da sırf çocuk yapmak için evlenmedikleri bir ortam hayal ediyorum...

Doğal olarak aslında...

Hani şimdi aslında 21. yüzyıldayız ya!

Tek başına ebeveyn olmanın sorun olmadığı...

Boşanmış insanın “dul” muamelesi ile hor görülmediği...

Oğullarının kadınlardan haz etmediğini bilmelerine rağmen, bu durumu yok sayarak onu bir kadınla evlendirip, her iki insanı da bu kandırmacaya kurban etmeye göz yummayan ana-babaların olduğu bir aile yapısı düşlüyorum.

Yalanların...

Riyakarlıkların...

Sözde özgürlüklerin ve sözde mutlulukların mübah değil, gerçeklerin kabul görmesinin esas “delikanlılık hareketi” olarak algılanmasını diliyorum medeniyet adına.

Erkeklikten, mertlikten, delikanlılıktan bahsediyoruz ya...

Hah işte!

Ben de mertlik istiyorum aslında.

Delikanlılığın esaslarını kendimizle yüzleşerek yeniden yazalım...

Sıkıysa!

Bilmem çok şey mi istiyorum acaba?

Haberin Devamı

Yonca
“İnsanca”

Yazarın Tüm Yazıları