Paylaş
Tekir gibiyim;
Tenimde beyazlar, saçımda sarılar, sağımda solumda ara ara kumrallıklar gizli.
Ruhum çizgili...
Bazen kaplan, bazen aslan gibi.
Bazen miskinim, yarı uykuda gibi; ama bakmayın siz gözümü kapadığıma, aklımda binbir cinlik vardır kesin, nedendir bilinmez, kalbim her an yerinden fırlamaya meğilli!
Bazen de -hele de anneliğim tuttuğunda- oluveririm yırtıcı, vahşi, gözü dönmüş bir kedi.
Canı yanacak gibi olursa yavrularımın, sevdiklerimin; tırnaklarımı geçirmekte hiç tereddüt etmem,
Ondan... art niyetliler elden bırakmasın hiçbir zaman temkini.
Kimse öngöremez ne hissettiğimi.
Kimse kişiliğimden, aklıma koyduklarımdan, düşüncelerimden, hayallerimden, yaramazlıklarımdan, afacan maceralarımdan ödün verdiremez bana. İnadım sarı inat, huyum kurusun e mi!
Kedi gibiyim dedim ya,
Mesela evimde oturduğum yer de hep belli.
Geçenlerde yeşil-kırmızı minicik bir “yazar köşem” oldu kendime ait, kimseye dokundurtmuyorum iyi mi!
Mesela yatakta yattığım taraf da hiçbir zaman değişmedi.
Yürürken sağıma alırım mutlaka herkesi. Solda daha rahat yürürüm ezelden beri.
Çayımı içtiğimi bardak hep ve illa ince belli,
Çay tabağım mutlaka olacak -nereye gidersem gideyim- illa zeytin yeşili.
Kahvem mutlaka sade bir Türk kahvesidir, köpüğü bol,
Bakırdır cezvesi.
Balık yemeği severim,
Yanında taze yeşilliği bol Ege mezeleri.
Rakım buzlu olsun lütfen!
Tercihen Yeşil Efe, çünkü bence kolay içimli. Hem de malum, yaş üzümlerin çok güzeldir o kendine has sulu sulu yeşil ve mayhoş rengi!
“Kediler sahiplerini, sevdiklerini, yerlerini, evlerini seçer” derler,
Doğrudur.
Kiminle ne zaman, nasıl ve nerede olmak istediklerini iyi bilirler.
Zorlamaya gelmezler.
Özgürlüklerinden zerre kadar ödün vermezler.
Yaşadıkları hayat kendilerine ait olsun isterler.
Yaramazlıklarından kendileri sorumlu olup cezasını da kendileri verip kendi başlarına çekmeyi tercih ederler.
Kişi kendinden bilir işi misali.
Kediler nankör değil, sadece karakterlidirler.
O yüzdendir ki bencil zannedilirler.
Oysa bencilliği kötü bir şey zannedenler, keşke kedi kadar bencil olup her yaptıklarını insanın kafasına kakmayı marifet edinmeseler!
Kafaya kakacaklarına, yapmamayı tercih etseler.
Kedidir; geldiği gibi gider, gittiği gibi geri gelir derler.
Canı isterse tabi...
Aşk gibi!
Aşk da bir gün ansızın gelir, bir gün gider.
Sonsuza kadar kaldığı da olur, bir anlık olduğu da.
Hayat gibiler değil mi; kedi de aşk da aslında.
İkisi de sürprizlerle dolu!
Hayatta her an, herşey olabilir ya...
Doğrudur.
Olur.
Neden sorusuna insanı tatmin edecek cevap bulmak yıllar sürer.
Bu da doğrudur.
Babam aniden öldüp gittiğinde çok kızdım ben.
Neden beni bıraktı diye kızdım...
Neden bu kadar erken gitti diye kızdım.
Ne yaptık da bu kadar çabuk bizi bırakıp gitmek istedi diye kendime kızdım...
Oysa,
Ölmek onun seçimi değildi.
Ölmesi benim suçum değildi.
Ölmek onun seçimi ve/ya suçu da değildi.
Kimse suçlu değildi.
Suç değildi.
Hayat böyle...
İdi.
Hayat,
Suç ve suçluluk üzerine kurulu olmayan bir oyun sanki.
Kedinin elindeki yün yumağı gibi.
Oynarken bazen dolanıyor insanın patileri...
Hayat,
Kaçan ve kovalanan, kendi haline bırakıldıkça sana geri gelen bir kedi gibi.
Kazanmak ve kaybetmek yok.
Yaşamak var!
Her nasılsa öylesine...
Hayatın tadına varmak,
En doğrusu sanki.
Yonca
“siyam”
Paylaş