Kaset deyince akla...

Eskiden ne güzel sadece, Ankara Tunalı Hilmi Caddesi’nde Kuğulu Pasajının alt katındaki dükkanda, yanayakıla doldurttuğum karışık kasetler gelirdi...

Haberin Devamı

Ölürdüm o kasetleri alabilmek için. Haftalarca para biriktirirdim. Self Control ve Hotel California’nın aynı kasette bulunduğu bir tane yapmışlardı hele, 90 dakikalık, size anlatamam nasıl sabırla bekledim alabilmek için. O kaseti aldığımda odamdan çıkamadım saatlerce. Sabaha kadar al başa dinle, sar yeni baştan en başa dinle derken kulaklarım acımıştı teybin hoparlörlerine yapıştırmaktan.

 

Eskiden kaset deyince aklıma, Sinead O’Connor’un Nothing Comapares 2U şarkısını önlü arkalı çektiğim 90’lık kaset aklıma gelirdi. Ne manyaklık! Başa almak zorunda kalmadan saatlerce dinleyebilmek ve ergenliğime yakışan şekilde fenalık geçirene kadar ağlamak için yapmıştım o kaseti.

Haberin Devamı

 

Eskiden kaset deyince aklıma, walkman’ime taktığım, pili zayıfladı mı yavaş çalmaya başlayan, öyle olunca beni kahkahalara boğan kasetlerim gelirdi. Hatta walkman’in pili bitmesin diye kaseti çıkarıp kurşun kalemle vıjı vıjı vıjı başa sardığım günlerim gelirdi...

 

Eskiden kaset deyince aklıma, okul kütüphanesinden alıp dinlediğim Fransızca “chanson”lar gelirdi. Bir yandan Edith Piaf dinler, onun gibi “r” leri gırtlaktan çıkartmak için taklit ederdim.

 

Eskiden kaset deyince aklıma; müzik, heyecan, dans, gençlik, arkadaş partileri gelir, kulağıma müzik düşerdi.

 

Eskiden kaset deyince aklıma sadece...

 

Masumiyet gelirdi.

 

Büyüdük...

 

Her şey kirlendi.

 

Yonca

“kas(v)et”

Yazarın Tüm Yazıları